En belirgin gırtlak kanseri belirtileri ses kısıklıkları, sürekli devam eden öksürük ve boğazda bir cisim varmış gibi takılma-tıkanma hissi, nefes darlığı olarak bilinir.
GIRTLAK KANSERİNE NEDEN OLAN ETKENLER
Bazı iş kollarında aktif çalışan bireylerde de gırtlak kanseri görülebilmektedir. Örneğin; boya sanayisi, petrol sanayi gibi yerlerde çalıştığı için kimyasal maddelere maruz kalan kişilerde görülmektedir. Nikel, asbest, sülfürik asit maruz kalınan kimyasal maddeler arasında yer alır.
Reflü rahatsızlığı olan bireylerde gırtlak kanseri risk grubunda yer almaktadır.
Cinsiyette gırtlak kanseri olmayı etkileyen bir faktördür. Erkeklerin gırtlak kanserine yakalanma olasılığı kadınlara oranla daha fazladır.
Her kanser türünde olduğu gibi gırtlak kanserinde de yaşlılık kansere yakalanma riskini artıran bir etkendir.
HPV (human papilloma virüsü) de gırtlak kanserine neden olabilen bir virüstür. Bu virüs cinsel yolla bulaşan bir virüstür.
Tüm bu etkenlere maruz kalan bireyler arasında gırtlak kanseri belirtileri olsun ya da olmasın, bu bireylerin mutlaka düzenli olarak kulak-burun-boğaz doktorlarına kontrol için başvurmaları gerekir. Çünkü gırtlak kanseri diğer tüm kanser türlerinde olduğu gibi sinsi ilerler ve erken evrelerde belirti göstermeyebilir.
Gırtlak kanserine neden olan en önemli etken sigara kullanımıdır. Sigara kullanan bireylerin gırtlak kanserine yakalanma riski, kullanmayan bireylere oranla 20 kat daha fazladır. Ayrıca sigara kullanılan süre ne kadar uzun olursa da kansere yakalanma riski o derece artış gösterir.
Beslenme alışkanlıkları kötü olan ve meyve-sebze tüketmeyen bireylerde de gırtlak kanseri gözlenebilmektedir.
Alkol ve tütün ürünleri de gırtlak kanserine neden olabilmektedir. Alkol ile sigaranın birlikte kullanımı ise gırtlak kanseri olma yüzdesini yükselten bir etkendir.
BELİRTİLERİ NELER?
Gırtlak kanseri belirtileri, ses kısıklığı, nefes darlığı, yutmada güçlük çekilmesi, boğazda ve kulaklarda ağrı hissedilmesi, yutma esnasında yaşanabilen anlık ağrılar, boğazda yabancı bir cisim varmış gibi tıkanma ve takılma hissi yaşamak, boyun bölgesinde beliren yaralar ve şişlikler, sürekliliği olan öksürük, iştahsızlık, ağızdan kanlı balgam gelmesi şeklinde kendini gösterebilmektedir.
Bu belirtiler arasında en sık karşılaşılan ses kısıklığı ve öksürüktür. Gırtlak kanseri belirtileri olan bu gibi durumların gözlenmesi halinde ve ses kısıklığı ile öksürüğün 2 haftadan uzun süre devam etmesi durumunda, mutlaka uzman bir hekime başvurulmalıdır. Erken teşhis ve tedavinin hayat kurtardığı ve yaşam standartlarını yükselttiği unutulmamalıdır.
NASIL TEŞHİS EDİLİR
Boğaz ve boyun bölgesi, elle kontrol edilen hastada şüpheli bir durum gözlenmesi durumunda, hastaya birtakım tetkikler yapılır. Bu tetkiklerden en yaygını, ucunda kamera takılı olan bir hortum ile gırtlağın incelenmesidir. Bu yönteme laringoskopi adı verilir. Laringoskopi esnasında şüpheli bir durumla karşılaşılması durumunda, bu şüpheli bölgeye biyopsi yapılır. Alınan biyopsi örneği patolojiye gönderilir. Patolojiden gelen raporda yer alan bilgiler doğrultusunda hastaya kesin teşhis koyulur.
Kesin teşhis koyulan hastanın tedavisine başlanmadan hemen önce, kanserli hücrelerin farklı organ ya da dokulara yayılması durumu olup olmadığının belirlenmesi için boyun ultrasonu, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), pozitron emisyon tomografisi (PET) gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılması tedavinin seyrini netleştirmek için gerekli bir uygulamadır.
Gırtlak kanserinin yayılım durumu, kanserin hangi evrede olduğunu gösterir. 1. ve 2. evre erken evre olarak adlandırılır. Bu evrelerde tedaviye başlanması, hastanın tedaviye daha iyi yanıt verilmesine vesile olur. Tedavinin başarı ile sonuçlanma oranı bu evrelerde oldukça yüksektir. Ancak gırtlak kanseri belirtileri bu evrelerde görülmeyebilir. 3. evrede tümör gırtlak boşluğunda olup, ses tellerinde de tutulma yapmaya başlamıştır. 4. evrede tümör gırtlak boşluğunun dışında da yayılım göstermiştir. Artık hasta ileri evrede kanser hastasıdır. Tedavi edilebilme olanağı düşüktür. Genellikle bu evrede kanser hastaları tedaviye yanıt vermezler.
Gırtlak kanserlerinin türleri tümörün ortaya çıktığı bölgeye göre değişiklik gösterir.
İlk oluşum yeri ses telleri olan tümörler glottik kansere neden olur.
Ses tellerinin üst kısımda başlayan ve yiyeceklerin soluk borusuna kaçmasını engelleyen kıkırdak parçası, epiglotisiyi etkileyen tümörler supraglottik kansere neden olur.
Gırtlağın alt kısmında, yemek borusu ve soluk borusunun hemen üstünde başlayan tümörler orafarengal kansere neden olur.
Ses tellerinin hemen alt kısmında başlayan tümörler ise subglottik kansere neden olur.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Gırtlak kanseri belirtileri sonrasında tam teşhisin koyulması ile tedavi yöntemleri kullanılmaya başlar. Bu tedavi yöntemleri, kanserin hangi evrede olduğuna bağlı olarak uygulanır. Kanserli hücreleri vücuttan temizlemek için cerrahi tedavi, radyoterapi (radyasyon tedavisi) ve kemoterapi olmak üzere 3 farklı tedavi yöntemi uygulanabilmektedir.
Cerrahi tedavi yönteminin kullanıl bilmesi için kanserin evresi ve bölgesi belirlenmelidir. Ayrıca hastanın sağlık durumu ve yaşı da cerrahi tedaviye uygun olmak zorundadır. Cerrahi tedavi yöntemi en etkili tedavi yöntemidir. Erken dönemde teşhis edilen kanser hastasının kanserli dokusu ve gırtlağın bir bölümü alınarak hasta tedavi edilir. Eğer hasta geç dönemde tedavi edilmeye başlar ise cerrahi yöntem ile gırtlağın tamamı alınarak tedavi sürdürülür. Bu ameliyatlarda boynun ön tarafında nefes borusuna trakeostomi denilen bir delik açılabiliyor. Hasta bu delik sayesinde nefes alıp verebiliyor. Hastanın gırtlağından eğer bir bölüm alınmış ise bu delik bir süre sonra kapatılıyor. Gırtlağı tamamen alınan hastalarda ise delik açık kalabiliyor. Ayrıca gırtlağının tamamı alınan hastalarda konuşma sorunu meydana geliyor. Bu ses sorunu için hastalara ses protezi takılarak ve hastanın ses eğitimleri alması sağlanarak aza indirilebiliyor. Bazı hastalarda ameliyat esnasında kanserli hücrelerin lenf bezlerine yayılması durumu gözlenebiliyor. Bu durumda boyun bölgesindeki lenf bezlerinin de alınması gerekmektedir.
Radyasyon tedavisi, yüksek enerjili ışınlar ile kanser hücrelerini öldürerek tümörlerin küçültülmesi işlemidir. Her gün belirli dozlarda, boyuna dışarıdan bir cihaz yardımı ile ışın verilerek tedavi uygulanıyor. Erken evre kanserli hastalarda olumlu sonuçlar gösteren bu tedavi yöntemi, cerrahi işlem sonrasında tedavinin tamamlanması amacı ile de kullanılabiliyor.
Kemoterapi tedavisi, genellikle ileri evrelerdeki kanser hastalarının tümörlerini küçültmek amacıyla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Gırtlak kanserinin belirtileri maalesef ilk evrelerde kendini göstermemek gibi olumsuz bir durum yaşatıyor. Bu nedenle ileri evrelere taşınan gırtlak kanserinin cerrahi işlem öncesi ve sonrasında ya da radyoterapi ile birlikte kullanılabilen kemoterapi tek başına kullanılabilen bir tedavi yöntemi değildir.
Gırtlak kanseri de diğer tüm kanser türleri gibi zorlu bir tedavi sürecinden geçerek tedavi edilebiliyor. Bu zorlu tedavi döneminde kanser hastasının dirençli ve yüksek moralli olması tedavinin seyrini etkileyen bir durumdur. Bu tedavi yöntemlerinin işe yarayabilmesi için hastanın, hastalığını kabul ederek ve iyileşeceğine inanarak tedaviye başlamasının da tedavinin olumlu seyretmesinde önemli bir nokta olduğu unutulmamalıdır.
KORUNMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Gırtlak kanseri, kanser türleri arasında nadir rastlanan bir tür olmasına rağmen, dünyada sigara ve tütün ürünlerinin, alkol ürünlerinin tüketiminin artması ile son yılların artan kanser türleri arasında yerini almıştır. Artış hızına neden olan tütün ürünleri ve alkol kullanımı alışkanlıklarının terk edilmesi gırtlak kanserine yakalanmanızı engelleyecek önemli bir faktördür.
Gırtlak kanseri belirtileri en çok sigara ve alkol tüketen bireylerde gözlenmektedir.
Yeme, içme alışkanlıklarınızı düzene sokup, bolca meyve ve sebze tükenilmesi de gırtlak kanseri riskini azaltır. Düzenli yeme alışkanlığına sahip, sağlıklı beslenen bireylerin gırtlak kanseri ve diğer tüm kanser türlerine yakalanma olasılığı düşüktür.
Eğer boya, petrol sanayisi gibi yerlerde çalışan iseniz, mutlaka gerekli önlemleri alarak çalışmalarınızı sürdürmek de sizi gırtlak kanserine karşı koruyacaktır.
Tüm kanser türlerinden korunmak için de geçerli olacak olan bu yöntemleri yaşam prensibi haline getirmek sizi ve ailenizi kansere karşı koruyacaktır. Ayrıca tespit edilmiş ve açıklanmış gırtlak kanseri belirtileri yaşayan tüm bireylerin erken teşhisin ne kadar önemli olduğunun bilincinde hareket etmesi, yaşanılan en ufak rahatsızlıklar da bile hekimlere başvurulması önemli bir detaydır. Ve unutulmamalıdır. Erken teşhis hem tedavinin olumlu sonuçlanmasına hem de hastanın yaşam kalitesinin yüksek kalmasına yardımcı olur.