Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR
İsrafil K.KUMBASAR

'Girmek' için özel izin isteyenler, 'hemen çıkın' denilince de çıkarlar

ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in, daha Ankara’ya adım atmadan Hindistan’da yaptığı “Operasyonun bir ya da iki hafta içinde bitmesini bekliyoruz” açıklamasının ardından kameraların karşısına geçen pehlivanlar, adeta birbirleriyle yarış edercesine, birbiri ardından ‘hamaset’ nutukları patlatıyorlardı.
BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan, şöyle diyordu:
- “Operasyonun hedefi belli. Ancak bu hedeflere ulaştıktan sonra oradaki askerlerimiz geri dönecektir. Ne kadar gerekiyorsa o kadar kalacağız.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ise, belki de ‘tarihi bir dönüm noktasına’ başlangıç teşkil edebilecek şu sözlere imza atıyordu:
- “Kısa süre izafi bir kavram, bazan bir gün, bazen bir senedir. Bizim terörle mücadelemiz devam edecek. ABD de kaç yıldan Afganistan’da. Aynısını kendisine anlattım, anlayışla karşıladılar.”
Ama aynı anlayışı göstermeyen ABD Başkanı George W. Bush, gece yarısı şu ‘muhtırayı’ verdi:
- “Türkler harekatı mümkün olan en kısa sürede tamamlayıp olabildiğince çabuk çıkmalılar.”
Aradan birkaç saat geçmeden, bölücü örgütün asıl karargahına yönelmeye hazırlanan Mehmetçik, ‘Ankara’dan gelen talimat’ üzerine saat 04.00’ten itibaren bölgeyi terk etmeye başladı.
‘Kısa süreden’ ne anlaşıldığı böylece ortaya çıktı.

* * *

‘Klimalı odalarında’ sıcak kahvelerini yudumlayıp, ‘kuru-sıkı’ atış yapan palavradan terör analistleri gibi, ‘eksi 15 dereceyi bulan’ dondurucu soğuk altında, ‘kar kalınlığının 1 metreyi geçtiği’ bir coğrafyada gerçekleşen harekat üzerine değerlendirme yapmak tabii ki bize düşmez.
Ancak, operasyonun üzerine ‘Sam Amca’ gölgesinin düştüğü de bir gerçek.
‘Sınır ötesi operasyon’ yetkisini tezkereyi bile, ancak ‘6 aylık oyalamadan’ sonra Meclis’ten çıkarabilen işbirlikçi iktidarın, işi bu noktaya sürükleyeceği zaten baştan belliydi.
Kapalı kapılar ardından verilen taahhütler neticesinde Amerika’dan ‘lütfen’ alınan bir izin ile gerçekleştirilen harekat, yine ABD’nin “Çıkın” dayatması üzerine bir gece yarısı sona erdi.
Kamuoyundaki genel kanaat budur.
Birçok kişi, harekatın sona ereceğini bir gün önce Barzani’nin adamlarından öğrenirken, Tayyip Erdoğan ve ‘Çankaya’daki kardeşinin’ gelişmelerden hiçbir haberi bile olmadığı ortaya çıktı.
Erdoğan, ulusa “Kararlılıkla devam ediyor” diye seslenmeye hazırlandığı sırada, harekat çoktan bitmiş, Mehmetçik eve dönmeye başlamıştı bile.
Demek ki, Kandil’deki hainleri “BBG evini izler gibi’ izlemek ile bir yere varılmıyor.
Eğer, başkalarından aldığınız ‘istihbarata’ güvenirseniz, başkalarından aldığınız ‘silah’, ‘cephane’ ve ‘teçhizatı’ kullanırsanız, başkalarından aldığınız ‘izin’ ile harekat yapmaya kalkışırsanız, o başkaları “Çıkın” dediği zaman da, ‘tereyağından kıl çeker gibi’ çıkmak zorunda kalırsınız.

* * *


Amerika Savunma Bakanı Gates, 24 Şubat 2008 tarihinde Avustralya’nın başkenti Canberra’da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyordu:
- “En önemli şey, Türk ve Irak hükümetleri ile Kürdistan hükümeti arasında niyetleri, kaygıları, planları ve faaliyetleri konusundaki diyalogdur.”
Hindistan’daki açıklamasında PKK için ‘terör örgütü’ ifadesini kullanmak yerine, aynen “Irak’ın kuzeyinde faaliyette bulunan milliyetçi Kürt savaşçıları” demeyi tercih eden Gates’in, Ankara’ya adım atar atmaz çantasından 4 maddelik şöyle bir öneri paketi çıkardığı iddia ediliyordu:
1-) Askeri operasyonlara son verin.
2-) Afganistan’a ilave birlik gönderin.
3-) İran’a daha sert biçimde yaklaşın.
4-) Kürt sorununa siyasi çözüm bulun.
ABD Başkanı Bush’un geceyarısı öfkesi, harekat için verilen izin karşılığında ‘bedel’ istemeye gelen Gates’in beklentilerine Ankara’dan henüz ‘net bir cevap alamadığını’ gösteriyor.
Ancak, ‘psikolojik harekatı’ iyi bilen medyanın köşe başlarındaki ‘akredite’ servis elemanları, toplu bir şekilde ‘askeri çözümün’ bir sonuç vermediğini, artık ‘siyasi çözüm’ gerektiğini üfürmeye başladılarsa, yine ‘bir yerlerden’ mutlaka ‘mide bulandırıcı’ bazı kokular aldılar demektir.

* * *


Her şeye rağmen harekette, ‘bereket’ vardır.
‘Yapılan’ bir harekat, ‘hiçbir şey' yapmamaktan. ‘eli kolu bağlı’ oturmaktan, 'yan gelip yatmaktan' daha iyidir.

Yazarın Diğer Yazıları