Seçmenlerin anketleri yanıtlamadığını ve önceki seçimlerde 18 anket için 40-45 eve gittiklerini şimdi ise bu rakamın 120 eve çıktığını söyleyen Gezici Araştırma'nın sahibi Murat Gezici, "Vatandaş konuşmuyor, fikrini söylemekten kaçınıyor veya çekiniyor. Kapılar anketörlerin yüzüne kapanıyor" dedi.
Seçmenlerin güvensiz olduğunu da belirten Gezici, bu durumun 2000 seçimlerinde de yaşandığını söyledi.
HaberTürk'ten Fatih Altaylı'ya konuşan Gezici, seçmenin güvensiz olduğunu; bilgisini, verisini kimseyle paylaşmak istemediğini söyledi. Altaylı'nın "Partiler yeni sistemi anlamamış" başlığıyla (29 Mayıs 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Gezici Araştırma’nın patronu Murat Gezici aradı.
Anlattıkları ilginç geldi, paylaşmak isterim.
Murat Bey araştırmacılığa yıllar önce bu işin duayeni Bülent Tanla ile başlamış. 1990’ların ilk yarısında.
Sonra Adil Gür’le çalışmış, sonra da kendi şirketini kurmuş.
20 küsur yıllık araştırmacı.
“İlk kez böyle bir şey görüyoruz” dedi.
İlk kez gördüğü şey şu:
Seçmenler anketleri yanıtlamıyormuş.
“Her anketörümüz 18 anket formu doldurtmak zorundadır. Bunun için de ortalama 40-45 kapı çalarız. Sandık bölgelerini belirler ve anketörlerimizi o bölgelere yollarız. Onlar da kapı çalar ve anket yapmak istediklerini söylerler. Genelde 18 anket için 40 civarında kapıya gideriz, 18’inden yanıt alırız.”
Ancak bu durum giderek farklılaşmaya başlamış.
“Geçen seçimde 40-45 kapıdan 18 anket almaya alışmış anketörlerimiz, 70-80 kapı çalmak zorunda kalmışlardı. Bu seçimde durum iyice garip bir hal aldı. Şu anda 120 kapıdan ancak 18 anket doldurtabiliyoruz. Vatandaş konuşmuyor, fikrini söylemekten kaçınıyor veya çekiniyor. Kapılar anketörlerin yüzüne kapanıyor.”
“Bu durum anketlerin güvenilirliğini etkiliyor mu?” diye sordum.
“Güvenilir olmasında sorun yaratan bir durum değil bu. Sadece iş çok zorlaştı. Seçmen çekiniyor; konuşmak, fikrini paylaşmak istemiyor.”
Peki bunun nedeni korku mu?
Gezici’ye göre neden korku değil.
“Seçmen güvensiz. Bilgisini, verisini kimseyle paylaşmak istemiyor.”
“Neden?” soruma verdiği yanıt şu:
“Belli ki bir dip dalga var. Nereye doğru yönlenir bilmiyorum. Ama benzerlerini bir kez 1980’lerde, bir kez de 2000’lerde gördüğümüz bir dip dalga var. 24 Haziran gecesi göreceğiz.”