Gezi Parkı ABD senatosunda
1970’li yıllarda sınavla TRT Haber Merkezi’ne redaktör spiker olarak girip, 1980’de ABD’ye gidene kadar “Bir Konu Bir Konuk” haber programını yapmıştım. Devlet televizyonu olan TRT, o yıllarda tek olması nedeniyle yazılı basını pek ciddiye almazdı. Ama onların konusu bizdik. Yazılı basına ise 1980 sonrası girdim.
ABD’de gazetecilik yıllarımda tanıdığım isimler, bugün başımıza gelenleri anlama açısından dikkat çekici. Spikerlikte beni eğiten, sonra birlikte çalıştığım Jülide Gülizar, Zafer Cilasun, Çetin Çeki, Ülkü Kuranel temiz Türkçe konuşmayı, Nizam Payzın, Tayyar Şafak, Teoman Karahun, haber yazmayı öğretmişti. Siyasetin müdahalesine rağmen çalışanların direnebildiği o yıllarda TRT, şimdiki ile mukayese edilemeyecek uygarlık düzeyindeydi.
Yazılı basına Sabah gazetesiyle başladım. Washington’a, gazetelerin yönetici ve sahipleri dâhil çok sayıda basın mensubu gelir giderdi. Çoğunu izleme ve gözleme şansım oldu. Çok para kazanmaya başladıkları yıllardaki görgüsüzlükleri, bugün basının yozlaşma nedenini anlamak için yeterli.
İkinci Cumhuriyetçi bazı gazetecilerin, yabancı ülke yetkililerine ülke sırları konusunda, kapalı kapılar ardında brifing vermesi, yozlaşmanın miladı gibi. İşte bu yüzden Hasan Cemal Ağabeyler, Cengiz Çandarlar, İsmet Berkanlar, yazdıkları ve söyledikleriyle şaşırtmıyor. Yalnız beni mi? Onları kullananları da.
Böyle başlamama, Ertuğrul Özkök’ün son nasihat türü yazıları neden oldu. Hürriyet’in satışındaki rolü, Ankara temsilciliği sırasında rencide olduğu bir atama yüzünden destek için istifa eden büro arkadaşlarını nasıl yalnız bıraktığı aklıma geldi de. Serdar Turgut hatırlar mı acaba?
Gelelim dış politikaya. Başbakan’ın Türk halkından esirgeyip, milyarlarca dolar akıttığı Somali’de, Türk Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı çok önemli. Saldırıyı El Kaide üstlenmiş. Acaba neden? El Kaide Tayyip Bey’in dostu, Suriye’de müttefiki değil mi? Ne oldu da El Kaide Erdoğan’a ders vermek için Türk temsilciliklerine saldırdı? ABD ile Ankara’nın dansı mı sinirlendirdi El Kaide’yi? Bu olağan değil, ender bir durum. Başarılı AKP dış politikasının da meyvesi herhalde.
Geçen hafta, Ankara’nın Mısır ve Suriye politikalarını değiştirdiğini, Mısır darbesinde İsrail parmağı olabileceğini yazmıştım. Aslında, patronlar ince ayar yaptı. Sonunda Mursi’nin Hamas bağı ve ortak eylemleri ortaya çıktı. Mısır’da can kaybı haklı gösterilemez. Ancak, AKP güdümündeki bizim basının aksine, El Cezire dâhil dünya basını, can kaybının daha çok Mursi yanlıları ile karşıtları arasındaki çatışmalarda meydana geldiğini açıkladı.
Bu hafta, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nda yapılacak olan “Türkiye nereye gidiyor? Gezi ve Taksim olayları ile Türk modelinin geleceği” oturumu var. Konuşmacılar geçenlerde Erdoğan’ı eleştiren Senatör McCain’in Enstitüsü’nden Kurt Wolker, Tayyip Bey’i çok seven ABD eski büyükelçisi Arizona State Üniversitesi’nden James F. Jeffrey, Washington Enstitüsü’nden Philip Solodz, Boston Üniversitesi’nden Dr. Jenny B. White.
ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda benzeri bir oturumun ardından ve Kongre tatile girmeden önce, böyle bir oturum yapılması da dikkat çekici. Tayyip Bey, Time gazetesindeki ilanın ardından ABD senatosuna da bir dava açma hazırlığı yapsa dünyaya anladığı hukuku tanıtması bakımından iyi olur. Veya Almanya’da kurdurduğu Milli Görüş paraleli derneklere Time’a yazdırdığı gibi itiraz yazıları yazdırmalı mutlaka.
PKK bayrağına tepki gösteren AKP, Suriyeli Kürt lider Müslim’i İstanbul’a davet edip yardım vaat etmiş. Yani Türkiye düşmanlığınıza yardım edelim mi demişler. Tunus’ta, aynı silahla iki siyasi cinayetin işlenmesi hayrete düşürüyor mu? Peki, hayırsa, Türkiye’de olanlara neden hayret ediyorsunuz?
Ama beni daha çok kaygılandıran, ekonomi. Böylesine başıboş bir ekonomi konusunda, herkes uyarı yayınlıyor. Enflasyonun kafasını diklettiği, cari açığın artıp, büyüme hızının hedefi bulamayacağı, uyarılar arasında. Çevremdeki iş adamları ile konuştum. Sıkıntılılar, korkuyorlar. Her şeyde kuralsızlık ve pervasızlık onları korkutan. Korkmayan maşallah bir, iktidar. Ne diyelim Allah başka şekilde korkutmasın.