General diyordu ki!

Taraf yazarı Kurtuluş Tayiz, “PKK’nın askerî ve siyasi stratejisi(20 Ekim 20011)” adıyla kaleme aldığı yazısında, “PKK, Silvan saldırısıyla birlikte yeni bir savaş dönemini de başlattı” diyerek giriş yapıyor ve yazının ilerleyen bölümünde bu stratejinin hedefini şöyle açıklıyordu:
“Kuşkusuz bu saldırıların arkasında siyasi bir akıl var. Hatta ince elenmiş, sık dokunmuş hesaplar söz konusu. PKK’nın yeni stratejisi, yakın tarihin siyasi-askerî tecrübelerine de dayanıyor.
‘Büyük savaş’ olmadan ‘zafer’ elde edemeyeceklerine inandıklarından, orduya, dolayısıyla mevcut hükümete ‘nihai’ bir yenilgi yaşatmak istiyorlar. (...) Bu hayali gerçekleştirebilecekleri tek yer Kuzey Irak dağları; ‘Büyük karşılaşma’ için buradan gayrı bir yer, zemin yok. Askeri, polisi ve özellikle de Türk kamuoyunu bu kadar tahrik etmelerinin tek nedeni, işte bu yeni kara operasyonu.”
Düşününüz bir kez Türk Silahlı Kuvvetleri Irak’ın kuzeyine girmiş, bu giriş için hazırlanmış PKK militanları intihar pahasına TSK’ya birkaç “Silvan saldırısı” yaşatmış, yedi sekiz yerde gruplar halinde Mehmetçikler yakılmış, kavrulmuş... Böyle bir ortamda malum basının tavrını da hesaba kattığınızda askerin yerden yere vurulacağı ve PKK’nın halkın nezdinde psikolojik olarak üstün duruma getirileceği, askerin ise iyice gözden düşürüleceği kesin değil midir?
Öyledir... Taraf yazarı da Ekim ayında zaten PKK’nın bu stratejisini dillendirmiştir.
Lâkin biz tam iki ay önce 21 Ağustos 2011’de böyle bir gidişatı hissettiğimiz için “PKK Türk ordusunu yenebilir mi” başlıklı bir yazı kaleme almış ve o yazıda özetle şunları söylemiştik:
“Mayınlı tuzaklar kuruluyor, karakollara saldırılıyor, yürekler her gün gelen şehit haberleri ile kavruluyor amma PKK’nın Türk ordusunu yenme ihtimali milyarda bir bile değildir. Siyasi irade PKK ile Türk ordusu arasındaki iç ve dış engelleri kaldırsa ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK baş başa bırakılsa bu örgütün taş çatlasa üç haftalık ömrü olur ve Kandil’de hayatta sadece birkaç kertenkele kalır. İyi de, öyleyse bazı kalemler, bazı ağızlar ve bazı ekranlar neden PKK ile mücadelede faturayı sürekli Türk Silahlı Kuvvetlerine kesiyor? Onlar bilmiyorlar mı TSK’nın, aradaki engeller kaldırıldığında, PKK’nın işini birkaç hafta içersinde bitireceğini ve Kandil’deki mağaraların toplu terörist mezarları haline getirileceğini? Bilmez olurlar mı, çok iyi biliyorlar ama inatla ve ısrarla Türk Ordusunu suçlamaktan geri kalmıyorlar!.. Böylece kalemleri teröristin Kalaşinkof’undan, ekranları Roj tv’den, ağızları Karayılan’ın ağızlarından çok daha tahrip edici oluyor. PKK, güvenlik güçlerine saldırırken aslında milletin topyekûn psikolojisini yerle bir etmeyi ve siyasi iradeyi dize getirmeyi hedefliyor.”
Bu yazımız üzerine Genelkurmay’dan bir Tuğgeneral aradılar ve “Genelkurmay Başkanımız adına size teşekkür ediyoruz” dediler. Evet, aradaki engeller kaldırıldığında TSK’nın Kandil’de makul bir süre içersinde kertenkeleden başka bir şey bırakmayacağı kesindir. Fatura ne olursa olsun, sonuç bu olacaktır.
Bu gerçekler ışığında mevcut durum biraz tuhaftır. Genelkurmay siyasi iradenin direktifleri doğrultusunda 22 taburla bir operasyon başlatmış, ama bu operasyon siyasi irade tarafından “Netice alma operasyonu” olarak takdim edilmiştir. Netice nedir? Bu oruca niyetlenmek gibi bir şeydir. Netice, iftar etmek, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Siz oruca niyetlendik der, aklınızda öğle yahut ikindi vakti yemek içmek varsa siz buna oruç deseniz de o asla oruç değildir. TSK, “Hayır biz on bin kişi ile sınır ötesinde değiliz, asıl operasyonlar sınır içersinde” diyerek, siyasi iradenin niyetini milleti ile paylaşmıştır. Gerçek bu iken fatura yine askere çıktı, çok tuhaf bir durum. Üstelik siyasi irade yurt içinde bile TSK ile PKK arasındaki engelleri temizlemiş değil..
İkide bir maliyeti üç lirayı bile bulmayan kumanya ile “Torbalarında sıcak yemek bulunuyor, daha ne” demeye getiriyorlar...

Yazarın Diğer Yazıları