Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ankara'da gazetecilerle bir araya geldiği programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından yaşanılanlar ile ilgili açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Boğaziçi Üniversitesi mezunu olarak ben de giderdim, burada işim olmasa ben de giderdim. Burada yanlış olan ne anlamadım. Gençlik Kollarımıza siz de gidebilirsiniz dedim. Siyaset alanda her probleme müdahil olmaktır" dedi.
BAHÇELİ VE ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki görüşme ile ilgili değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Türk tarihinin en bilinemez koalisyonu ile karşı karşıyız. Dün Bahçeli ile Erdoğan görüştü neler konuştuğunu bilmiyoruz. Ve açıklama da yapılmıyor. 2001’de Ecevit, Mesut Yılmaz ve Bahçeli’nin bir araya gelmesi gibi. Erdoğan’ı neye mecbur ettiklerini bilmiyoruz. Ülkenin kaderi böyle çizilemez. Ülke böyle bir demokrasi anlayışıyla yönetilemez. Bugün bana sorsanız ‘ülkede en büyük kriz nedir’ diye, güven krizi derim" diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananlarla ilgili de yorumda bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:
Boğaziçi Üniversitesi meselesi de salt atanan rektörün kimliğiyle ilgili değil. Başka bir rektör de atanmış olsa yanlış. Üniversiteyi büyük binalardan ve sadece kendisinin görüşlerini temsil eden öğretim üyelerinden gören bir zihniyet anlamaz, anlamaz. Üniversiteler farklı fikirlerin buluştuğu bir yerdir. Kin üzerine bir şey inşa edilmez. Kalite düşmanlığı da var, bir vasat olacak onun üstündeki her şeyi tasfiye etme kafası 12 Eylül kafasıdır. Üniversite ram olunacak bir yer değil… Boğaziçi’nde bir iklim var. Ben Cumhurbaşkanı tarafından Rektör atanmasını doğru görmüyorum. Seçim de sıkıntı var, akademisyenler arasında sıkıntıya yol açıyordu. Ara formüller bulunabilir istişare edilerek.
BERAT ALBAYRAK'IN İSTİFASI
Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifa eden Berat Albayrak ile ilgili de konuşan Davutoğlu, "Eylül ayında büyük iddialarla enflasyon rakamı tek haneli olacak diyen bakan, kasım ayında o bakan yok. Ve yok fiilen yok. Biz de görev yaptık ayrıldık ama buradayız, herkes de her soruyu bana sorabiliyor. Demokraside sorulur. Türk ekonomisini bu duruma getiren bakanın nerede olduğu sorulamıyor" dedi.
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu açıklamalarına şu şekilde devam etti:
Sayın cumhurbaşkanı, bazen insanların gücü arttıkça özgürlüğü artmaz. Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nın mutlak yetki sahibi olduğu aşikar. Ama yetkisini kullanırken birtakım sınırlamalar olduğunu kendisini yakından tanıyan birisi olarak görüyorum. Benim tanığım Erdoğan kendisine ‘aptal olma’ diyen bir cumhurbaşkanına, ertesi günü bile beklemez o gece çıkar ‘Ey’ diye seslenirdi. Şimdi soru şu ne faktörler var ki herkese karşı ey diye kükrerken Sayın Cumhurbaşkanı neden Trump’a karşı susmuştur?… Eskiden Türk Cumhurbaşkanı’nın hangi dilden konuştuğu anlaşılırdı. Ama şimdi kendisinden zayıf aktörler karşısında kükreyen güçlü aktörler karşısında kişisel ilişkilerle durumu yönetmeye çalışan bir Cumhurbaşkanı görüntüsü var. Ne var ki bu konularda susuluyor? Yeni Amerikan yönetimiyle girişilecek ilişkilerde aynı şey söz konusu. Takip edeceğiz.
