Gelecek Partisi Genel Sekreteri Kani Torun, Parti Sözcüsü Serkan Özcan ve Genel Sekreter Yardımcısı Nuray Sağıroğlu, bir dizi temaslarda bulunmak üzere bugün Malatya’ya geldi. Torun, Özcan ve Sağıroğlu, kentteki temasları öncesinde gazetecilerle buluştu.
Kani Torun, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Malatya, Türkiye’de büyük devlet adamları yetiştirmiş bir vilayetimiz. İsmet İnönü, Turgut Özal Malatyalıydı. Malatya sevdiğimiz bir yer" diye konuştu.
"Türkiye 7 ay sonra seçime gidecek" diyen Torun, konuşmasında şunları söyledi:
"TÜRKİYE''Yİ BASKI REJİMİNE DÖNÜŞTÜRME GAYRETİ"
Ekonomide, ekonomik akla uymayan birtakım kararlarla Türkiye son 5 yılda enflasyonu tek rakamdan resmi rakamlarla yüzde 85’e çıkartmış, hayat pahalılığı vatandaşın belini büker hale getirmiştir. Bugün geldiğimiz noktada Türk lirası neredeyse 3 kat değer kaybetti. Bu şartlarda, bildiğiniz gibi ‘dezenformasyon yasası’ diye bir yasa çıkartıldı. Bu yasayla her türlü haber, doğrudan iktidar kontrolü altında değerlendirilecek. Beğenmedikleri haberlere ilişkin anında yargıya gidip muamele yapılacak. Daha da kötüsü, sosyal medyada o haberi beğenen herkesi de aynı derecede suçlu görecekler. Bu, Türkiye’yi bir baskı rejimine dönüştürme gayretidir. 2018 yılından beri bu devam ediyor.
"TÜRKİYE ÇÖKÜNTÜ YAŞIYOR"
1990’ların enflasyonuna döndük. Özellikle bu ‘kur korumalı’ denen, geçmişte de denenmiş ve rahmetli Özal’ın ''İnşallah bütün siyasetçiler bundan ders alır, bir daha asla kimse uygulamaz'' dediği modeli uygulamaya başladılar. 70’li yıllarda gerçekten Türkiye’nin döviz ihtiyacı vardı, ihracatı çok düşüktü. Döviz gelsin diye böyle bir model uygulanmıştır. Şimdi ise o akıl dışı ‘enflasyon düşerse faiz düşer’ modelini oturtmak için ve dövizi belli bir düzeyde tutmak için sürekli Türk parası basıp mevduat sahiplerine pompalanıyor. Türkiye’de çiftçiye verilen toplam devlet teşviki 30 milyar TL civarındayken bu yıl kur korumalıya doğrudan bankaların ödediği, üzerini de Merkez Bankası’nın da eklediği miktar neredeyse bunun 10 katına gelecek.
"SIKI BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ"
7 ay sonra seçime gidileceği için biz, Gelecek Partisi olarak ülkenin her yerinde çok ciddi, sıkı çalışma yürütüyoruz. Genel başkanımız Ahmet Davutoğlu ve biz, genel başkan yardımcıları, Türkiye’nin her yerinde bu sorunları vatandaşlarımıza anlatıyoruz. Artık bu iktidar, 2002’de iktidara getirdiğiniz, ‘yoksulluk, yolsuzluğu ve yasakları’ önleyeceğim diye gelip gerçekten ilk 10 yılında büyük işler yapmış iktidar değil. Halk tabiriyle söyleyeyim; bu iktidar, doğan görünümlü şahin. İç politikada baskıcı bir yönetim, polis devletine dönüşmüş. Daha birkaç gün önce polis akademisinde polis bandosu, iktidarın seçim şarkısını çalıyor. Artık geldiğimiz nokta, bürokratlar devletin değil partinin bürokratı, valiler partinin valisi, emniyet müdürleri partinin müdürleri olsun isteniyor.
Bildiğiniz gibi diğer partilerle birlikte bir altılı masa kurduk. Bu altılı masada farklı geleneklerden gelen, çok farklı geçmişi olan partiler bir araya geldiler. Türkiye’nin bütün renkleri bu masada var. Bir taraftan Kemalist, seküler sol gelenek var; milliyetçi, muhafazakâr, Milli Görüş, liberal görüş geleneğinden gelen var. Dolayısıyla bu altılı masa, Türkiye’nin aslında özetidir.
"GÖÇMEN SORUNU VAR"
"Türkiye’de şu anda ciddi bir göçmen sorunu var" diyen Torun, "Bunun sebeplerinden bir tanesi, Suriye’den savaştan kaçanlar, ikincisi Afganistan savaşı sonrasında İran üzerinden Türkiye’ye gelenler. Bir diğeri de şu an pek dile getirilmiyor ama Türk vatandaşlığının aşırı derecede kolaylaştırılıp pasaport satılması. Şu anda ülkeye en çok giren mülteciler, özellikle İran üzerinden gelen Afganistan, Pakistan, Bangladeş gibi o bölgeden gelen mülteciler daha fazla. Suriye’den gelen göçmenlere karşı uluslararası hukuk burada Türkiye’yi zorluyor. Ama İran üzerinden gelenlerin bir tanesini bile Türkiye almak zorunda değil" dedi.
"ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLAYAN YASALARI DEĞİŞTİRECEĞİZ"
Torun, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevapladı.
"Altılı masadakiler adına konuşamam" diyen Torun, "Ancak parti yetkililerinden aldığım izlenim ve bizim de görüşümüz, bir kere çıkarılan sansür yasası ve bu türden basın özgürlüğünü kısıtlayan tüm yasalar hemen değişecek. Bu konuda en ufak bir şüpheniz olmasın. Fikir özgürlüğü kapsamına giren konularda insanların hapse girmesi kabul edilemez bir şey. Dolayısıyla geriye doğru, bundan dolayı herhangi bir şekilde ceza görenlerin cezaları ortadan kalkacak. Bu konuda en ufak bir şüpheniz olmasın. Bu, sadece bizim görüşümüz değil, masadaki diğer partilerinde görüşü" diye konuştu. (ANKA)
