Gel vatandaş fuara gel!

Devir madem, koca koca "devlet büyükleri"nin bile ellerinde 250 gramlık çay paketiyle "Burhan Pazarlama"ya taş çıkartan bir pazarlama diline sarıldıkları devir; neyimiz eksik!

Gel vatandaş gel!

13. Ankara Kitap Fuarı başladı!

265'in üzerinde yayınevi, 1585'in üzerinde imza ve söyleşi etkinliği...

Engin Alan'dan Rahşan Ecevit'e, Hanefi Avcı'dan İsmail Saymaz'a, Ercan Kesal'dan Zafer Algöz'e, Sinan Meydan'dan Banu Avar'a, Yılmaz Özdil'den Hulki Cevizoğlu'na, Ali Kınık'tan Nasuh Mahruki'ye çok geniş bir yelpazede, çok güçlü ve renkli bir kadro...

Eh bir de biz varız!

Daha ne olsun, soğuktan kaç gel!

Cehaletten kaç gel!

At gözlüklerinden kaç gel!

Fikre, düşünceye, bilgiye, bilime, ifadeye tahammülsüzlükten kaç gel!

Senden olanı da, olmayanı da, tetikçilerin hedef gösterdikleri klişelerle değil okuyarak öğrenmeye, kararını kendi iradenle vermeye gel!

Bütün bunları Ulus Meydanı'nda, elimdeki kitabı sallayarak avaz avaz bildirdiğimi düşünün; oldu mu?

Benzetebildim mi?

***

Latifesi bir yana, Galeati, "bir Ankara Yayınevi"; dolayısıyla her şeyden önce "ev sahibi" olarak fuar boyunca çay, kahve molalarınıza talibiz.

Sonra...

Çoğu FETÖ kumpaslarının mağduru olmuş, Silivri'nin, Mamak'ın, Sincan'ın, Maltepe'nin, Hasdal'ın koğuşlarında, hücrelerinde ömürlerinden ömür tüketmiş "mağdur" subaylardan oluşan yazar kadromuzla, "kimleer kimlerle beraber"di, şimdi "nerelerdeler" sohbetlerine bekleriz; Mustafa Önsel'den İkrami Özturan'a, Atilla Kezek'ten Alican Türk'e ve elbette "patron" Murat Tulga'ya kadar hepsi sizi bilgiye doyururlar.

***

Bir de tabii...

Şu gariple iki çift kelam etmek isteyen varsa, ben de, bugün saat 15.00'te, 2 No'lu Salon'da, "Türkiye'de Medya ve Darbe" ilişkisini konuşmak üzere, saat 16.00-18.00 arasında da 607 No'lu Galeati standında kitaplarımı imzalamak üzere sizi bekliyor olacağım.

İmza sırasında uzun uzun sohbet edememekten yakınanlara 15.00'teki söyleşiyi özellikle tavsiye ederim.

"CHP kâbusu"nun temeli var mı?

Ülkenin İçişleri Bakanı söylüyor:

"CHP'li bir belediye kâbus oluştururmuş... Ellerine geçirince memleketimizin, milletimizin kazanımlarını yok ederlermiş, şımarırlarmış, milletten hınç almak için her türlü senaryoyu uygularlarmış..."

CHP'li Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehirli için "bir tek gün" kâbus oluşturdu mu?

CHP'li Kadıköy Belediyesi, "memleketimizin hangi kazanımlarını" yok etti?

CHP'li Avcılar Belediyesi, milletten hınç almak için senaryolar mı uyguladı?

CHP'li Edirne Belediyesi, hangi terör odağına hizmet etti; keza Tekirdağ? Süleymanpaşa? Hatay? Bakırköy? Sinop?

Bu kadar büyük, iddialı ifadeler kullanmak için elde en azından "makul şüphe" oluşturacak bir veri olması gerekmez mi?

"Başkanlık" kanıksanmış

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in CİMER'e yapılan başvurularla ilgili soru önergesine aldığı cevaba göre "2018'de CİMER, BİMER ve Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler Başkanlığı'na toplam 3 milyon 429 başvuru" yapılmış.

Bu sevinilecek bir ilgi değil, aksine "devlet" dediğimiz sistemin kilitlendiğinin göstergesi. Türkiye'de her şeye "tek" makamın karar verdiği, dolayısıyla her sorunun çözümünün o "makam"dan geçtiği algısı yerleşmiş, "kurumlar"ın pabucu çoktan dama atılmış, velhasıl kuvvetler ayrılığının yerle yeksan edildiği "başkanlık" modeli "kanıksanmış" demek ki.

Yazarın Diğer Yazıları