Gazeteciye saldıran siyasetçiye de aynı tepkiyi gösterdiğiniz gün olur

Gazeteciler, A Millî Takımı taşıyan uçakta, Milliyet yazarı Bilal Meşe'ye saldıran Arda Turan'ı protesto ederek, düzenlediği basın toplantısını terk etmişler.

Gazetecilerin kendi gazeteciliklerine, "onurlu duruş(!)"larına filan alkışlarından, "yaşa, varol" tezahüratlarından sağır olacağız neredeyse...

Türkiye'de basının şiddetle susturulmasının, sindirilmesinin vakayı adiye haline geldiği şu günlerde, böylesi bir mesleki dayanışmaya, böylesi bir mesleki tavra hasrettik; lafım yok güzel fotoğraf da...

"Da"sı var işte...

Hani şu "madalyonun öbür tarafı" dedikleri...

***

"Üzerinin çizildiği(!)" her anlamda hissettirilen bir futbolcuya, en yalnız, desteksiz, sahipsiz, güçsüz olduğu günde -düşerken bir nevi- bu tepkiyi koymak kolay!

Aynını, Arda'dan hiç de aşağı kalmayan hatta şımarıklıkta, edepsizlikte tur bindirmesine rağmen "koruma altında" olduğundan, gazete sayfalarından linç edilmek şöyle dursun boyuna cilalanan futbolculara da yapabilir misiniz?

Yapabilirseniz eyvallah!

O zaman çok "gerçek" bulup hayran kalacağım ben de bu protestoya!

Ama yapamazsanız...

O zaman da "cengaverliğiniz kendi pimini çoktan çekmiş devrik bir futbol yıldızına" mı diye sorarım hakkıyla...

***

Bir de bu protestodan, işte "gazetecilik mücadelesi" filan diye kendisine paye çıkaran, bir yönüyle dış kapının, dış mandalları var;

Siyaset yazanlar, ekonomi yazanlar, magazin yazanlar...

Arda'ya medya ambargosunu destekliyorlar.

İyi hoş da adama sorarlar:

Haksız-hukuksuz biçimde hayatını çalmaktan büyük saldırı mı olur gazeteciye? Türkiye'de bu durumda yüzlerce gazeteci var; kiminin kalemi çalındı, kiminin ekmeği, kiminin hepsiyle birlikte özgürlüğü de...

Buna yol veren, bunu "bağımsız(!) yargı"ya bir hedef olarak gösteren hangi siyasetçiyi protesto etmiş kendileri mesela?

Gazetecilere küfreden milletvekillerinin toplantılarını terk etmişler mi?

Aynı cengaverliği bir futbolcunun kendini bitirdiği anda değil mesleğe dönük her türlü saldırıya karşı da gösterebildiğiniz gün olur belki. Şimdi;

Yetmez ama evet!

***

Bu kafa daha çok genci Arda'laştırır

-----------

Bir gazetecinin, yazdıkları yüzünden saldırıya uğraması kabul edilebilir olmadığı gibi, böyle trajik bir olay yaşaması gazetecinin yazdıklarının sorgulanmasına da engel olmamalı.

Dün Soner Yalçın, Sözcü'deki köşesinde futbol basınıyla kulüp yönetimleri arasındaki ilişkinin kimi rezil, pespaye ayrıntılarını ifşa etti.

Arda suçlu; sonrasında sarf ettiği sözlerle katmerli suçlu.

Peki ya futbol basını?

Suçsuz mu?

Merak ediyorum;

Artık televizyon kanallarında da, gazete sayfalarında da tahammül edilemez hale gelen yığınla "kambur"u bulunan, kimi alanları iyice çukurlaşmış bir sektör, "vurun abalıya" rüzgârını arkasına alıp, "alnı ak(!)" mı çıkacak bu olaydan da?

O zaman geçmiş olsun;

Bu sorgulamadan ve en elzemi arınmadan kaçıldıkça, şimdilerde kulüplerinin alt yapılarında pırıl pırıl parlayan daha nice genç, farkında bile olmadan Arda'laşacaktır yıllar sonra!

***

Gaz alma çıkışı mı?

--------

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez geç bile kaldı; "Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması" düzenleyen TRT'ye, "Kur'an ses yarışmalarının güftesi olarak kullanılacak bir kitap değildir" ayarını daha Ramazan ayının başında, hatta bu yarışmanın ilk tanıtımları yapılmaya başlandığında vermeliydi.

Hadi geç olsun güç olmasın diyelim ama anlamadığım bir nokta var...

Diyanet madem bu yarışmaya hem de "esastan" karşı; Diyanet'e bağlı imamların, daire ve kurul başkanlarının yarışma jürisinde işi ne?

Diyanet'in, sunumundan, değerlendirmesine kadar neredeyse her aşaması Diyanet mensuplarınca kotarılan bir programı veto etmek için iki hafta beklemesi biraz tuhaf değil mi?

Acaba diyorum...

Halkın giderek artan tepki ve öfkesine karşı "gaz almak" üzere mi bu atağa geçildi?

***

GÜNÜN KAPAĞI

-----

Tiyatro sanatçısı Şevket Çoruh'tan, tribünde İzmir Marşı söylemenin siyaset yapmak olduğunu savunan Rıdvan'a:

"O kadar etkili bir marş ki, şeytan çıkarmada bile kullanılıyor!"

***

Mustafa Balbay'ın zeytinliklere kast eden iktidarın başına "iftar menüsü" önerisi:

Demir çorbası, tesis kavurma, atölye sote, çelik dişli tatlısı!

Yazarın Diğer Yazıları