Gazeteciden casus olur!

Gazeteciden "terörist" olur. "Darbe iş birlikçisi" olur. "Etki ajanı" olur. Gazeteciden "casus" olur. "Hain" olur.

Gazetecilik her şeyden önce bütün bunları "olmamayı" gerektirse de, nasıl ki her şeyden önce arsız, hırsız, yalancı, düzenbaz da olmamayı gerektirdiği halde kimi gazeteciler milletin gözünün içine bakarak yalan söyleyebiliyorsa, en kullanışlı yağdanlıklar, en aşağılık haysiyet cellatları bu meslekte yer tutanlardan çıkıyorsa; bütün o "olmaz"ları olan da çıkabilir, çıkmıştır -bakın 10 yılda bir güncelledikleri dönme itirafnamelerine- aramızdan.

Can Dündar ve Erdem Gül'ün "casusluk"tan tutuklanmasına "ama onlar gazeteci" diye veryansının manası yok. Anlamlı bir itiraz için "Ama onların yaptığı gazetecilikti" diyebiliyor muyuz ona bakmak kafi.

Aynı şekilde bir vahamet delili olarak "Can Dündar bile..." diye başlayan cümleler kurmak da manasız; "İlhan Selçuk bile...", "Mehmet Haberal bile...", "İlker Başbuğ bile..." tutuklandığı günlerde o eşik geçildi bu ülkede...

Gazetecilik kamu göreviyse gazeteci "millî çıkar" gözetmeli bana göre. Dündar ve Gül "MİT TIR'ları" ifşaatını yaparken bu manada hasar kastı taşıyor muydu bilmiyorum ama aynı haberi yapan başka bir gazete aynı akıbete uğramamış, aynı haber doğrultusunda yemin eden politikacı Başbakan Yardımcısı yapılmışsa, iki gazetecinin başına getirilenin -hukuki olabilir- ama adil olmadığını görüyorum.

Kimseyi kutsamaya gerek yok. Ama herkes için adalet.

Yazarın Diğer Yazıları