Halk TV yazarı gazeteci Fikret Bila bugün dikkat çeken bir yazı kalem aldı…
"ÜSTÜNLÜK MUHALEFETTE"
Muhalefetin sıkıştırmaları karşısında iktidarın tutarsız bir savunma sergilediğini ve üstünlüğün artık el değiştirdiğini belirten Bila ''''İktidarın bütün çabalarına karşı 6’lı masa dağılmadığı gibi giderek kurumsallaşıyor. Ortak çalışmalar sürüyor. Toplumun önüne ortak bir program konulması için yoğun bir çaba var. Türkiye’nin temel sorunlarına yaklaşımda 6 parti arkasında görüş birliği var.'''' ifadelerini kullandı.
Fikret Bila''nın yazısının tamamı şu şekilde:
CHP’nin “128 milyar dolar nerede” kampanyası başlattığı günlerden bugüne kadar geçen sürede siyasal ve psikolojik üstünlük muhalefete geçmiş durumda.
Yaptığı sorgulayıcı ataklarla gündemi muhalefet belirliyor.
İktidar ise uzun süreden beri savunma pozisyonunda.
Bazen 128 milyar konusunda olduğu gibi çelişkili, tutarsız, inandırıcı olmaktan uzak savunmalar yapıyor.
Bazen MAN adasıyla ilgili belgelerin doğru olduğuna ilişkin mahkeme kararında olduğu gibi konuya hiç girmeyerek geçiştirmeye çalışıyor.
Muhalefet içinden bazı kişi ve kurumlar beğenmese, iktidar yerine muhalefeti eleştirmeyi yeğleseler de CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidara karşı yaptığı hamlelerin etkili olduğu ve karşılık bulduğu bir gerçek.
“128 milyar dolar nerede” kampanyası karşısında iktidar ne yanıt vereceğini şaşırdı.
Kılıçdaroğlu, arkasından Merkez Bankası’na giderek, ekonomi bilimine aykırı olsa da aldığı talimatları uygulayarak ekonomik krizin en önemli kaynağını oluşturan bu kurumu Başkan’ın odasında yüzüne karşı eleştirip, sorguladı.
Enflasyonu düşük göstermek için istatistiki yöntemlerle gerçeği gizleyen Türkiye İstatistik Kurumu’nun ( TÜİK) kapısına dayandı. İçeri alınmaması Kılıçdaroğlu’nun haklılığını gösterdi. Kapıda TÜİK’i sorgulayan açıklamalar yaparak bu kurumun sorumluluğunu anımsattı. Gündem oluşturdu.
MAN adası belgelerini açıkladı. Para hareketlerini gösterdi. İktidar mahkemeye verdi. Mahkeme Kılıçdaroğlu’nun gerçeği söylediğine hükmetti.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na siyasi yasak getirilmesi üzerine çok hızlı tepki verdi. Kararı tanımayacaklarını açıkladı. Siyaset yasağı kararına karşı bütün milletvekillerini İstanbul’a Kaftancıoğlu’na sahip çıkmaya çağırdı. Adalet yürüyüşünden bu yana en büyük gövde gösterisine dönüşen İstanbul Maltepe mitingini gerçekleştirdi. Yüzbinler meydanda toplandı.
Elinde dosyalarla SADAT’ın kapısına dayandı. SADAT’ı ağır bir dille suçladı. Seçim güvenliğine gölge düşerse sorumlu tutacağını kamuoyuna ilân etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, SADAT’la ilgisi olmadığını, yöneticilerini tanımadığını açıkladı. Aynı gün Erdoğan’ın başkanlığındaki üst düzey toplantıya SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin katıldığını gösteren fotoğraflar yayınlandı. Tanrıverdi’nin bir dönem Erdoğan’ın başdanışmanı olduğu hatırlatıldı.
Kılıçdaroğlu son olarak “kaçış planı” iddiasıyla TÜRGEV ve ENSAR vakıflarının ABD’de kurulan TÜRKEN vakfına gönderdikleri paraları açıkladı. TÜRKEN’e gönderilen paraların kaynağını ve bu vakıfların kurucularının, yöneticilerinin kimler olduğunu sorguladı. İktidarı vakıflar yoluyla ABD’ye para aktarmakla suçladı.
Meslektaşımız İsmail Saymaz’a bu konuda kendisine karşı dava açılmasından memnun olduğunu söyledi. Dava vesilesiyle adı geçen vakıfların para hareketlerini gösteren kayıtların mahkemeye getirilmesini isteyeceklerini açıkladı. Bu yönde karar vermeyecek hakimin ise hakim sayılmayacağını şimdiden ilân etti.
Kılıçdaroğlu, açıkladığı para hareketlerinin daha önce kamuoyuna yansıdığı anımsatılarak yeni bir şey söylememekle eleştirildi. Ancak daha önce kamuoyuna yansımış olsa da bu konunun ana muhalefet lideri tarafından ele alınması ve sorgulanması gündem oluşturdu. İddialara resmiyet kazandırmış, konunun mahkemeye taşınmasına vesile yaratmış oldu.
Kılıçdaroğlu’nun bu hamlelerinin yanı sıra İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in hamleleri de etkili oluyor. Son olarak Erdoğan’ı İkinci Abdülhamit’e benzetmesi, iki dönemin benzerliklerine vurgu yaparak “Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet” sloganını günümüze taşıması ve “Az Kaldı” kampanyası büyük ilgi gördü.
İktidarın bütün çabalarına karşı 6’lı masa dağılmadığı gibi giderek kurumsallaşıyor. Ortak çalışmalar sürüyor. Toplumun önüne ortak bir program konulması için yoğun bir çaba var. Türkiye’nin temel sorunlarına yaklaşımda 6 parti arkasında görüş birliği var.
Muhalefetin bu hamleleri karşısında iktidarın ortaya koyduğu tutarlı bir savunma, sağladığı bir üstünlük yok. Süreç muhalefetten yana işliyor.”