Gandi’den hamsiye Kılıçdaroğlu’nun evrimi!.
Mübareğin zihin açıklığı verdiği, yöresinin ahalisinden bellidir. (Bkz. Ali Ağaoğlu nam, 10 bine havuzlu villa satan büyük adam.)
Sabah şatosunda yangın çıkmıştı, akşamı yengeyi alıp hamsiciye koştu..! Matbuata “çekmeyin arkadaşlar, boğazıma kılçık kaçıyor” diye gerçekleşen tiyatronun ana teması, “Politbüronun ipini çektim, hiçbiri ipimde bile değil, ipimle kuşağım, bundan böyle canımın içi Gürsel kardeşimdir!” mesajını vermekti..
Meselenin hayrı şudur...
CHP’ye yapışıp partiyi babasının çiftliğine çeviren Önder Sav’ın terhis edilmesi, vatana millete hayırlı olmuştur.. (Düşünün, muhtemel bir CHP’li hükümette bu adam bakan olacaktı!!)
Bir ek daha; bu operasyonda Önder Sav’ın kellesini alan zeka Baykal’ındır.. Deniz Bey sırtına saplı hançere operasyon yapmıştır.
Gelgelelim, gelişmelerde “göbeğin atmadığı” bir durum vardır!.. (Kelkit dolaylarında, aklın yatmadığı iş ‘göbeğim atmadı’ diye yorumlanır.)
Kılıçdaroğlu tarafından temizlenen kadro, birdenbire ortaya ilginç mesajlar sunmaya başladılar.. Onlara göre kendileri, ulusal nitelikleri için tasfiye ediliyorlardı ve CHP’de Atatürk yolundan sapan bir eksen kayması vardı.. İlk soru bu muhteremleredir..
“-İyi de beyler, Önder Sav’ın peşine takılıp, Baykal’ı hançerleyerek Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuğa siz oturtmadınız mı?!. Gandi, koltuklarınızı, makam otolarınızı altınızdan çekince mi ulusalcılığınız aklınıza geldi?.. Misal, partiye sızdırılan yeni yetme hokkabazlar, ‘10. Yıl Marşı’ ile ve ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözü ile dalga geçerken neden sesinizi yükseltmediniz!.?”
Ama ortaya çıkan durum da şudur..
Kafası koparılanların söylediklerinde, CHP’nin tutturmak istediği yol konusunda ipuçları vardır.. Şöyle bir tezekküre geçelim..
Krizin patladığı gün muhalifleri, şiddetle Kılıçdaroğlu’nun rotasının, Atatürk ilkeleri dışına doğru taştığından söz ediyorlar, ekranlardan bas bas bağırıyorlar... Kılıçdaroğlu, bunlara cevap niteliğinde açıklama yaparken ne dedi?.. “Yeni CHP” dedi ve ekledi “devrimci partidir..” Yani, “Siz ne diyorsunuz arkadaşlar, ne demekmiş Atatürk ilkelerinden sapma?!. Biz Mustafa Kemal çizgisindeyiz ve öyle yürüyeceğiz” demedi..
Olabilir, kendi tercihidir.. Türbanlıdan PKK’lıdan oy alıp Tayyip’i devirecek ya, hedefi buysa, Atatürk’ü Anıtkabir’de dondurabilir!.. Gürsel Tekin kendisine böyle bir çağdaş rota çizmiştir belki!.. Gelgelelim, hadisenin etrafındaki “mayın” bu kadar da değildir!..
“Kemal”, göğsünü gere gere, Tayyip’i AB’lilere şikayet ettiğini anlatıyor malum..! (Bu bir nevi “O’na boş verin ben varım!!” mesajı mı?!) AB’lilerle bu “yakınlık” elbette göz kamaştırıcı!. Acep başka ne muhabbet olmuştur.. Gene muhaliflerine bakılacak olursa, CHP içindeki operasyonun bir de AB ayağı varmış!.. (Baykal’la başlayan, ulusal duruşu çökertme olayı.)
Ve efendim orta yerde kalan bir haber..
“Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin ve de biri daha (Kemal Derviş’in CHP’deki detayı) Ekim başlarında, İstanbul’da bazı iş adamları ve AB’ci medya yöneticileri ile buluştu.. Konu CHP içi operasyona yön vermekti..!” Ve meşhur “İstanbul toplantılarını” anımsayalım.. “Kemalim” kimlerle fikir alış verişi yaptı?.. Soros müptelaları ile!!? Size şunu da hatırlatayım.. İmralı’daki, referandum öncesinden beri, Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geçtikten sonra, kapıkullarına, “temas” için kimi adres gösteriyor?.. “CHP ile görüşün” diyor..
Apo’nun askerlerini Meclis’e ilk sokan SHP’dir.. PKK’nın devlete ve belediyelere sızıp azmanlaşması da SHP eli ile olmuştur..
“Kemal” CHP’yi Atatürk’ten koparıp gene SHP doğrultusuna sokma işaretleri veriyor.. Hani şu “baraj altı” olan duruma!..
Kılavuzu “Gürsel” olanın...