Galatasaray attığı doğru adımların sonucunu şampiyon olarak aldı. Bu adımların en önemlisi "Büyük takımlarda büyük oyuncular oynar" gerçeğini uyguladı.
Sıradan rastgele kulüplerin küçük oyuncularını değil, büyük kulüplerin büyük oyuncularını transfer etti. Bu anlayış Galatasaray'ı şampiyonluğa götürdü.
Ayrıca Galatasaray şampiyonluk yarışındaki rakiplerine oranla çok daha iyi kenetlendi, çok daha iyi aile havası yarattı, seyircisiyle belki de bugüne kadar olmayan ölçüde iyi bütünleşti ve şampiyonluğu yakaladı.
Okan hocanın hakkını teslim edelim. Bu konuda sadece bir örnek bile ne kadar başarılı olduğunu anlatmaya yetecektir. Kadıköy'de Fenerbahçe maçında rakibin stoperlerinin ağırlığını bildiği için öne iki tazı koydu; Kerem ile Barış Alper. Düşünün Icardi bile oturdu ve bu iki tazıyla başladı maça. Nitekim Fenerbahçe savunmasını hallaç pamuğu gibi attı. Sonucu aldı, sonra da Icardi'yi oyuna sokup onun imzasıyla da bir gol daha bularak maçı tamamladı.
Hocanın adı büyük olabilir. Ama ben hocanın adının büyüklüğüne değil sahada ne yaptığına bakarım. Okan hoca, dünya markası belki de yaşı kadar antrenörlük geçmişi ve kariyeri olan Jorge Jesus'u sahada resmen mat etti.
Bu konuda son bir not: Ligde hiç kesintiye uğramadan arka arkaya 14 galibiyet alıyorsanız şampiyon olursunuz.
Aslında Galatasaray'ın kırılma noktası son genel kurul oldu. İddia ediyorum; Dursun başkan bu seçimi son dakikada kıl payı sayılacak bir farkla kazanmasa Galatasaray bu noktalara gelemezdi. Dursun başkanın geçmişten gelen tecrübesi, camia içinde yaşadığı acılar ve tepkiler karşımıza bambaşka yeni ve yeniden bir Dursun başkan çıkardı.
YARIN: FENERBAHÇE