Futbol operasyonu
Gözünü sevdiğim Türkiye, operasyonlar ülkesi oldu. Kimi ülkeler operalar ülkesi olur, valsleri, romantik ilişkileri çağrıştırır, kimi de bizimki gibi gözaltıları, içeri atmaları...
Opera Latince “opus” un çoğuludur. İş, eser demektir. Müzik eserlerine kimlik için kullanılır. Bizde de isimsiz, sıra numarasız, bir el koyma, içeri atma eyleminin adı olur. Askeri operasyon, yargıda operasyon, eğitimde alttan alta yapılan bir yığın özelleştirme operasyonu ki çoğundan, belki hiçbirinden haberimiz olmuyor. Sağlıkta operasyon yok... Oysa en doğrusu Güneydoğuda yapılan terörist operasyonlarına verilen adda yerini buluyor. Şimdilerde, vaktiyle çok dikkatlice izlenen bu operasyonlara ilgi azaldı. Askeriyeye de ilgi azaldı diyeceğim, diyemiyorum, sadece ve şimdilik kabuk bağladı.
***
Ben spordan hem anlamıyorum, hem de onunla ilgilenmiyorum. Vaktiyle kırk sene kadar önce, Rıfat Bey’le seyrettiğim bir milli maçı hatırlıyorum. Gerçekten heyecanlanmıştım. Bir de on sene kadar önce, Şenol Güneş’li milli maçlardan birini izlemiştim. Gerçekten de zevk almıştım ama işte o kadar.
Şimdi bu Fenerbahçe operasyonunun ne mânâya geldiğini tam çıkaramıyorum ama seçimlerdeki ve referandumdaki yüzde elliyle ilişkili olduğu gibi bir şeyler geliyor aklıma.
Başbakanın Fenerbahçe’yi tutuşu ve o takımın şampiyon oluşu spor severleri epeyce karıştırmıştı. Galatasaraylıların ıslıkları, Trabzonspor’un kızgınlığı... Seçimlerde Başbakan’ın epeyce başını ağrıtmıştı. Bunlar, bu iki camia ve diğerleri acaba yüzde elliyi mi oluşturuyordu. Veya yüzde ellinin bir parçası mı idi. Başbakan taktı ya bunlar niye bana oy vermiyorlar diye, acaba araştırmaların sonunda böyle bir sonuç mu aldı, bilmiyorum.
Şimdi diyeceksiniz ki, bu sefer de Fenerbahçe’yi kaybetti, aynı hesaba gelmez mi? Bence gelmez. Bir pürüzü gidermiş oldu Başbakan. Ayrıca, Fenerbahçeli delikanlı bu işe kızsa da, tıpkı kredi ile alıp da, faizlerin yükseleceğinden korkarak “AKP’ye kızıyorum ama mecburen ona oy vereceğim” diyen seçmen gibi de düşünebilir.
***
İnsan ister istemez o Avusturyalı rahibi hatırlıyor. Çevresindekiler tutuklanınca “Ben Yahudi değilim, ben komünist değilim, tutuklanmam” diyen rahibi bilirsiniz. Hitler Avusturya’ya girmişti.
Peki sonra ne olmuştu derseniz, hiç! Hitler Avusturya’dan çıkmıştı.