Elazığ’da fırıncılar, artan maliyetlere tepki gösterdi. Fırıncı Hanifi Çaydar, “30 senedir fırıncılık yapıyorum, böyle sıkıntılı 2 sene geçmedi. Ne un alabiliyoruz ne odun alabiliyoruz. Ne çevirebiliyoruz ne kira verebiliyoruz. Hiçbir şeyi doğru dürüst veremiyoruz. Üstelik de borçlandık. Borcumuzu da veremiyoruz” dedi.
Elazığ’da fırıncılar, artan maliyetler nedeniyle yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Hanifi Çaydar, 4 liradan sattıkları ekmeğin artık fırıncıyı kurtaramadığını söyledi. Çaydar, son iki yıldır ekonomik krizin etkisini çok ciddi boyutta hissettiklerini belirterek şöyle konuştu:
“30 SENEDİR FIRINCILIK YAPIYORUM, BÖYLE SIKINTILI 2 SENE GEÇMEDİ”
“30 senedir fırıncılık yapıyorum, böyle sıkıntılı 2 sene geçmedi. Ne un alabiliyoruz ne odun alabiliyoruz. Ne çevirebiliyoruz ne kira verebiliyoruz. Hiçbir şeyi doğru dürüst veremiyoruz. Üstelik de borçlandık. Borcumuzu da veremiyoruz. Şerefimiz, namusumuz ayaklar altına gitti. Niye? Adam diyor, ‘Sen sahtekarsın’. Bunu gerçek söylüyorum, yani veremiyorsun. Odun olmuş 2 buçuk bin ya odun. O da odun da yok. E ona vereceksin. Parayı yatır un al, veremiyorsun. Bu defa alacaklı gelip diyor ki ‘Paramı ver’. Alacağım var ama veremiyoruz. Döndürebilmemiz için fiyatın 4 lira değil net 7 lira olması lazım. Bizi kesinlikle 4 lira kurtarmıyor. ‘Kurtarıyor’ diyen varsa buyursun gelsin, anahtarımızı bırakalım, işletsin.
“KEŞKE BİZE UNU 150 LİRAYA VERSELER DE BİZ DE 2,5 LİRAYA SATSAK”
Giderlerimize yüzde 200 zam geldi. Şimdi geçen sene un 130 liraydı. Şu anda bir çuval un 450 lira. Bir koli maya 480 lira. Bir hamura bir maya vuruyorsun, 18 liraya geliyor. Yani eskiden odunu 600-700 liraya alıyorduk, şimdi 2 bin 500 lira. Bir de adamlar diyor ki ‘Parayı da peşin vereceksiniz’. Yani olan küçük esnafa, orta esnafın altındaki esnafa ve fakir fukaraya oluyor. Bize de yazık günah. Buna bir çözüm bulsunlar. Bak, biz, 17 senedir burada çalışıyoruz. Bari çalışsak da bir şey yapsak. Keşke bize unu 150 liraya verseler de biz de 2,5 liraya satsak. İnşallah Allah sonumuzu hayır etsin ama gidişat da hiç iyi değil, her gün daha kötüye gidiyor.”
“BİRİLERİNİN CEBİ DOLACAK DİYE, BİRİLERİ BİR ŞEYLER KAZANACAK DİYE SİZ BU VATANDAŞLARI NİYE BU KADAR EZİYORSUNUZ”
Yaklaşık 25 yıldır sektörde çalıştığını söyleyen fırıncı esnafı Özkan Ağdaş da ekonomik krizin etkilerini çok fazla hissettiklerini söyledi. Ağdaş, daha önce de kriz dönemlerini yaşadıklarını, ama o dönemlerde az da olsa kazanabildiklerini ifade ederek “Hiç böyle sıkıntılı bir dönem yaşamadık” dedi. Ağdaş, sözlerine şöyle devam etti:
“20-25 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Böyle bir sıkıntılı dönem daha önce geçirmemiştik. Her dönemde insanlar bir miktar da olsa kazanabiliyorlardı. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki insanlarda alım gücü olmadığı gibi güven de kalmadı. Eskiden un fabrikalarından alışverişimizi yapardık. İnsanlar güveniyorlardı, veriyorlardı. Bizleri bir müddet idare ediyorlardı. Şimdi artık maliyet giderleri falan, onlar da yükseldiği için insanlar idare etmiyorlar. Diyorlar ki ‘Peşin paranız varsa alışverişinizi yapın, yoksa yapmayın. Çünkü bizi de zorluyorlar’. Haliyle bunların da ham maddesi var. Ham madde aldığı yerden zorluyorlar bunları. Bir de insanlar üzerinde öyle bir algı oluşturuldu ki her şeyi dolara bağlıyorlar. Her şeyi maddeye bağlıyorlar, her şeyi petrole bağlıyorlar. Tamam, iyi, güzel de birilerinin cebi dolacak diye, birileri bir şeyler kazanacak diye siz bu vatandaşları niye bu kadar eziyorsunuz? Yani bu kadar ezmenin, bu kadar bu insanları sıkıntıya sokmanın ne gereği var? Tamam, bu insanlar vefakârdır, cefakârdır. Cefayı çekerler, çileyi çekerler, eyvallah da bir yere kadar. En büyük giderimiz işçilik ve ham madde. Ham madde dediğimiz un, odun, keza sigorta maliyetleri, şunlar, bunlar kendi giderlerimiz. Elektrik faturalarını biliyorsunuz, yüzde 100’ün üzerinde arttı, hatta yüzde 200’ün üzerinde arttı. Bunlar bizim için çok büyük kayıplar.”