Korona virüs salgınının yayılmasını önlemek için canla başla çalışan filyasyon ekipleri, Hürriyet’ten Sedef Batı’ya konuştu. Filyasyon ekibinde yer alan kahramanlar başlarından geçen ilginç olayları şöyle anlattı:
Ankara’da filyasyon ekibinde çalışan D. P. yaşadığı ilginç bir olayı bizimle paylaşıyor:
"Testi pozitif çıkan hastaya ilaçlarını vermek ve temaslıları tespit etmek için apartmanın girişine geldiğimizde binanın dışına çalışan ustaları fark ettik. Üst katlardan bir teyze ustalara ''TV seyredemiyoruz, bir an evvel bitirin işinizi, sonra da gelin benim televizyonumu düzeltin!'' diye bağırdı. Usta da ''Tekrarını seyredersin Teyze, gir içeri!'' diye karşılık verdi.
Biz bu ikisinin arasında geçen bu diyaloğa gülümseyerek pozitif vakanın olduğu daireye geldik. Bir baktık ki bize kapıyı açan teyze meğer camdaki teyzeymiş. Kızı koronaymış, testlerini yaptık, ne yapmaları gerektiğini anlattık, kimse ile temasta olmamaları gerektiğini sıkı sıkı tembih ettik. Teyze bize ''Tamam anladık 5 kere söylemenize gerek'' yok diye çıkıştı hatta, TV seyredemediği için aşırı sinirliydi.
Biz işimizi bitirip araca binmek üzereyken teyze yine camda belirdi ve ustalara seslendi ''Evladım ne zaman geleceksiniz televizyona bakmaya? Patladım sıkıntıdan...'' Sözün bittiği yer tam da burasıydı işte. ''Teyzeciğim TV’de gördüğün ölümler gerçek, izlemek istediğin programların tekrarını izleyebilirsin ama filmi istesen de geriye saramazsın, insanların hayatını böyle hiçe sayamazsın'' demek istedim ama nafile… Bunca sağlık çalışanının emeklerini boşa çıkaran bu insanları gördükçe umudumu yitiriyorum ne yazık ki."
COVİD''CİLER GİTSİN AĞZIMIZIN TADIYLA İÇERİZ KAHVEMİZİ
İstanbul Küçükçekmece''de filyasyon ekibinde görev yapan R. K. adlı çalışan, "Benim en ilginç hikayem de biz test yapmaya gittiğimizde komşusu ile gizlice konuşan teyzenin sözleriydi" diyor ve olayı şöyle anlatıyor:
"Temaslı oldukları için test yapmak için sırada bekleyen hane halkından bir teyzemiz telefonu çalınca yan odaya geçti ama kapı hafif aralık olduğu için konuştuklarını rahatlıkla duyabiliyordum.
Telefondaki komşusuna ''Covid''ciler geldi şimdi, burnumuza çubuk sokacaklarmış, sonucu yarın çıkacakmış. Şunlar bir gitsin sonra ararım ben seni kahvemizi içeriz, sonuç pozitif çıkarsa kimse ile görüşmeyecekmişiz, en azından sonuç çıkana kadar ağız tadıyla kahvemizi içelim değil mi?'' diyordu."
8 POZİTİF OLAN EV HALKI: ACIKMIŞSINDIR GEL KAHVALTI YAPALIM
Pozitif hastaların ve temaslıların ev karantinasında olup olmadıklarını kontrol amacıyla gönüllü olarak filyasyon ekibine katılan öğretmen F. Ç. ise yaşadığı bölgede bu işi büyük bir zevkle yaptığını söylüyor:
"Her gün önce telefonla arayıp evde olup olmadıklarını kontrol ediyorum, sonra da evlerine gidip hepsini tek tek cama çıkartıp yoklama yapıyorum. Telefonda evdeyim deyip sokakta çıkan insanların sayısı hayli fazla. Bir de hane nüfusu hayli fazla olan yabancı uyruklu aileler var. Geçen hafta bir pozitif vaka olan evde bugün 8 kişi birden pozitif çıktı. Her sabah gidip kontrollerini yapıyorum ve ''Açsındır sen, gel bizimle kahvaltı yap'' diyorlar. ''Hepiniz koronasınız, nasıl gireyim içeri?'' dediğimde de ''Bir şey olmaz! Bak bize, hepimiz iyiyiz. Gel hadi, korkma!'' diyorlar. Misafirperverlikte on numarayız, yardımseveriz ama bence koronanın ciddiyetini hastalığı atlatanlar bile hala anlamış değil. Ben evlere girmediğim halde yine de tedirgin oluyorum, sağlık çalışanlarını ve ailelerini düşünemiyorum."
Bu kadar uğraşa, çabaya rağmen vaka sayıları neden bir türlü düşmüyor diye soruyoruz ya, işte bu yukarıdaki örneklerden o kadar çok ki böyle devam ederse vaka sayıları katlanarak artmaya devam edecek.
Tüm sağlık çalışanları ve filyasyon ekiplerinin salgın ile mücadelede göstermiş oldukları bu özverili çalışmalarına bizler de maske-mesafe-hijyen kurallarına uyarak, mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayarak destek olalım.