Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Fiilî durumdan hukuki duruma

               FETÖ'yü besleyen önemli sistemlerden birini daha nihayet keşfettik. Şu rektör belirleme seçme sistemi yok mu, işte o, FETÖ'nün büyümesine, gelişmesine, darbeye dahi teşebbüs edecek duruma gelmesine sebep olan en önemli sistemlerden biri imiş.

                Şimdi bana "Bunu da nereden çıkardın?" diyebilirsiniz.

                Sistemin değiştirilmesinden çıkardım tabii. Darbe girişiminden sonra olağanüstü hâl ilan etmedik mi? FETÖ'yü yok etmek için olağanüstü hâli de kanun hükmünde kararnameler çıkararak yürütmüyor muyuz? Rektör belirleme/seçme sistemini de KHK ile Cumhurbaşkanı'na bırakmadık mı? FETÖ artık kımıldayamaz kardeşim. En azından üniversitelerde kımıldayamaz. Her ne kadar daha önceki belirlemelerde dördüncü, beşinci sıradan FETÖ'cü adayları bulup rektör yaptıksa da bundan sonra işi garantiye aldık demektir. Bir FETÖ'cü bile araya sızamaz. Seçimi kaldırdık, seçim olmadan araya sızabilir mi kardeşim?

                Sonra bir de şu var. Zaten ortada bir fiilî durum söz konusu. İstediğiniz kadar seçim meçim yapın, ben dördüncü sıradan adamımı listeye koyar, sonra da atarım. Atadığım gibi sonra işinden de atarım. YÖK'ten bir emir çıkartıp binlerce dekanı bir günde istifa ettirdiğim gibi, bir emirle mevcut rektörleri de atıp yerlerine yenilerini atarım. Şu atamak fiilini çıkaranlara da ne kadar dua etsem azdır. İstediğim zaman ata-rım, istediğim zaman at-arım.

***

                Biz hukuk dışı olan fiilî durumları dahi hukuki hâle getirmeye alışmış bir milletiz nasıl olsa. Arazileri işgal edip gecekondu mu yapıyoruz? Bir süre sonra hepsine tapu verip yasallaştırıveriyoruz. Bir de üzerine yol, su, elektrik, ulaşım hizmeti. Çık kanun dışına, al hizmeti kardeşim.

                Birden fazla eş almayı da yasaklamışız. Ne yani ikinci, üçüncü eş alamayacak mıyız? İmam nikâhı kıydırdın mı bu iş tamam. Kanun dışıymış... Nasıl olsa bir süre sonra  bir kanun çıkar, çocuklar nüfusa geçirilir. Çık kanun dışına, on çocuk sahibi ol. Sen de kanunun içinde kal, bir çocukla yetin kardeşim.

                Bakın şimdi, anayasayı çiğniyormuşuz. E fiilî durum yaratıyoruz yani. Size düşen fiilî durumu hukuki hâle getirmektir. O bakımdan Sayın Bahçeli'yi tebrik ediyorum yani. Teşekkür de ediyorum tabii ki. Devlet adamlığı böyle olur. Daha önce fiilî durumları devletimizin hukuki hâle getirdiğini ince ferasetiyle anlamış durumda. Devletimizin bu işleyişini ancak devlet adamı olanlar anlayabilir.

***

                Şimdi bir şey daha bekliyor, umuyor ve de umut ediyoruz Sayın Bahçeli'den. Zaten ismiyle müsemma diye ona derim ben. Hem ismi Devlet, hem devlet adamı. Eminiz ki bu beklentimizi, bu ümidimizi de boşa çıkarmayacaktır.

                Bir müddetten beri fiilî durum yaratıp her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz, biliyorsunuz. Kurumların başındaki T.C.'yi kaldırıyoruz, şuraya buraya yazılan "Ne mutlu Türk'üm diyene!" yazılarını kazıtıyoruz, "Türk'üm, doğruyum" diye başlayan andımızı okullardan kaldırdık. Milliyetçiliği çağrıştıran ne varsa ayaklarımızın altına aldık. Herkes görüyor ki fiilî durum var ortada. Şimdi bu fiilî durumu hukuki hâle getirmek gerekmez mi? Ne demek bir parti adının içinde "milliyetçi" kelimesi? Ortada milliyetçiliğin ayaklar altına alınması gibi bir fiilî durum varken bir parti adında "milliyetçi" kelimesinin bulunması yakışık alır mı?

                İşte burada da fiilî durumu hukuki hâle getirmenin zamanı gelmiştir bizce. Bir kanun çıkarıp parti adlarında "milliyetçi" kelimesi kullanılamaz, diyelim ve burada da devlet ferasetimizi gösterelim. Sayın Bahçeli'nin bu feraseti göstereceğinden eminiz. Şöyle eliyle mikrofonu yıkıp sesinin en öfkeli tonuyla "Getirin kanunu, partimiz zaten dünden var." diye bağırır ve işi tamamlar. O zaman biz de partisinin adında "adalet" kelimesini kullanmasına izin veririz: Adaletçi Hareket Partisi. Üstelik kısaltması da harika olur: AH PARTİ!.

Yazarın Diğer Yazıları