Fetullahçı tehlikeyi yıllar önce haber verdi ama...

Fetullahçı tehlikeyi yıllar önce haber verdi ama...

Emekli Yargıç M. Emin Değer'in 1999 yılında kaleme aldığı, "Bir Cumhuriyet Düşmanının Portresi, Fethullah Gülen'in Derin Misyonu" adlı kitap tam bir ibret vesikası. Değer bu kitabıyla 15 Temmuz 2016'da olacakları 17 yıl öncesinden haber verip uyarmıştı.

Daha önce kaleme aldığı "Oltadaki Balık Türkiye" adlı kitabıyla dikkat çeken M. Emin Değer'in "Bir Cumhuriyet Düşmanının Portresi, Fethullah Gülen'in Derin Misyonu" adlı çalışması FETÖ tehlikesini anlatan ilk kitaplardan birisi olma özelliğini taşıyor… Tuncay Özkan kitabın önsözünde kitabı şöyle özetliyor: 
"Elinizde tuttuğunuz bu kitap, 15 Temmuz darbe girişiminin mimarı Fethullah Gülen'in kim ve kimler tarafından, nasıl kullanıldığının bir belgeselidir… Kitabın yazarı bugünleri 2000 yılından görmüş hatta kitabın adını da "Bir Cumhuriyet Düşmanının Portresi Fethullah Gülen'in Derin Misyonu" koymuştu. Fethullah Gülen'in gerçek yüzünü bugün gören AKP'liler keşke bu kitabı daha önce okusalardı. Belki bunca yaşam sönmez, bunca acı yaşanmazdı… Fetullah Gülen ve örgütünü yaptıklarıyla değil, bundan sonra yapabilecekleriyle algılamakta fayda var. Onun için bu kitap yaşamsal önemdedir. Neyle karşı karşıya kalındığını bilmek için mutlaka okunmalıdır"
"M. Emin Değer de 1999'da yazdığı kitabının amacını şu şekilde anlatıyor: "...Çünkü bize düşen, Gülen'in nasıl bir amaç peşinde olduğunu, bu amacı gerçekleştirmek için nasıl hazırlandığını, gerçek bir cemaat lideri olduğunu, cemaatini nasıl motive ettiğini, ışık evlerinin nasıl hangi amaç ve mantıkla oluşturulduğunu, altın neslin nasıl yetiştirildiğini, kendisini Mesih rolüne nasıl uygun gördüğünü belgelemektir. Bunun içinde Amerika vardır, CIA vardır. Yeryüzünde açılan okulların Peygamber'in "Benim mesajım güneşin doğup battığı her yere gidecektir." hadisinin yorumu ve bunun cemaati için seçilen amaç olması, bunun için tüm dünyayı İslâm'ın bayrağı altına toplama ülküsü vardır. Bunun içinde Mesihlik vardır… Bu çalışma, Mustafa Kemal Atatürk'ün, bize emanet ettiği cumhuriyeti ve bağımsızlığımızı koruma ve savunma görevinin yüklediği sorumluluk içinde ele alınmalıdır. Başarıp başaramadığıma sizler karar vereceksiniz. Saygılarımla…" 

Alibi Yayıncılık Tel:(0539) 669 60 69

***

Bütün Türkler bir ordu

Araştırmacı yazar Ali Bademci, "Irak'ta Türkmen Dramı" adlı kitabında konuya farklı bir pencereden bakıyor:
Yakın da olsa, uzak da olsa  artık tarihi ve siyasi hadiseleri bir 'olay' olarak görmek batıda çoktan terkedilmiştir. bunun yerine kuvvetli sosyal vurgular ve analizler yapılmaktadır. Genel anlamda, Türklük gibi Türkmenlik de bir bütündür ve bunun coğrafyalara göre benzerlikleri ve aykırılıkları mutlaka ortaya konmalıdır.
Bugün ülkemizdeki "Türkçülük" hareketi elbette "Kırım-Kafkasya-İdil-Ural" kadar "Kerkük Ekolünü"nün de tesiriyle teşekkül etmiştir. Bu ince hakikati bilmemiz ve kavramız gerekiyor. Çünkü netice itibariyle Anadolu da "Türkmen" köküne dayanmaktadır. Özellikle Doğu Güney ve Güneydoğu Anadolu'da evvelinden sonuna kadar "Bayatlık" gibi bir etnik-sosyal-kültürel mensubiyetin dışına çıkamayız. İşte "Azerbaycan Ezgileri" ve işte "Kerkük Hoyratları!" Bunları dinleyip de kendinden geçmemek mümkün mü? Ya Türkmeneli'nin davul-zurnası eşliğinde kır düğünleri; güzel ve endamlı, mağrur ve gururlu Türkmen kızları, Karakoyunlu Karayusuf'un dünyaya bile meydan okuyacak mert delikanlıları! Bu ruh yaşadıkça, bu kültür ayakta durdukça siz daima olacaksınız; bırakın deli rüzgârı istediği tarafa essin, hattâ ortalığı toz dumana katsın! Bunu bir felâket değil "Toy" olarak görünüz; her şey mutlaka aslına rücu edecektir! Yine efkârlı, o dört kelimelik özleyişi söylemeden geçemeyeceğim: "Ahh! Milletim Canım Benim!"

POST Kitap Tel: (0212) 512 70 20

***

Aşk ve  gizem

Ferdi Tayfur, "Paraşütteki Çocuk" adlı yeni romanında Angeline Jolie'ye benzetilen 24 yaşındaki ikizlerin biri olan Ceren, ilginç, şaşırtıcı, sürükleyici, aşk ve gizem dolu serüvenini anlatıyor… Ceren'in odağında ikizi Seren var. Seren'in eşi Özkan, çocukları Onur ve akrabalardan, okul arkadaşlarından başlayıp genişleyen ilişkiler ağı… Bu ağ, kuşatıyor okuyanı, merakla dolduruyor. Mekân çeşitliliği, özellikle varlıklı kesimlerden olan kişiler geçidi izliyoruz "Paraşütteki Çocuk"ta…  Bir aşk ekseninde geliştiği bile başlangıçta belli olmayan müthiş bir serüvenin içinde buluyoruz kendimizi. "Aşk mucizesi"nin insanın yaşamını bu denli olağanüstü değiştirmesini adım adım izlerken, müthiş bir heyecanla nasıl bir sona ulaşacağımızı düşünüyoruz sayfalar ilerledikçe. Okuyanı içine çeken bir içtenlik ve sürekli merak uyandıran düğümleriyle okuduğumuz, polisiye ile gizemi, insanın iç çatışmasıyla karmaşık ilişkileri bir araya getirerek soluk soluğa bir roman oluyor Paraşütteki Çocuk…
Dengelerin bozulacağı yıllar başlamıştır ve hem dünyada hem Türkiye'de insanların karşılaştığı çaresizlikler, kötülükler, yalnızlıklar roman kahramanlarının gözüyle gündeme getirilip tartışılır sürekli. Gizemli Çinli Kung Fu Öğretmeni Mui'nin, "Bir kere şöhret olmaya gör; çok ünlü kişiler, ancak mezarlarında huzuru bulurlar… Her şeyini, her yerinde saklayabilirsin ama gözlerinde asla saklayamazsın… Haklının hakkını iyilikle vermezsen, zorla elinden alırlar…" gibi felsefi düşünceleriyle buluşurken bir yandan da Ceren'in İtalyan okul arkadaşı ve ikizinin aile dostları aracılığıyla uyuşturucu trafiğinin bir kesitine, gizli servislere, insanların birbirini kıskanmalarındaki, çekememezliklerindeki derinliklere giriyoruz. Ceren'in de romanın bir yerinde de dediği gibi, "Tüm bu gizemli, gizemli olduğu kadar da korkutucu Agatha Christie ya da Stephen King romanlarındaki karmaşık düzenin içine mi girecektim? Daha önce de söylediğim gibi; o benim canım, her şeyim ikizime duyarsız kalmam mümkün değildi…"

Kora Yayın Tel:(0212) 513 79 00

***

Karaca'dan kalan bal

Şükrü Karaca'nın Türk Edebiyatında en özgün romanlardan biri kabul edilen "Dünyayı Dolduran Kiraz"ını Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, şu veciz cümlelerle okura takdim ediyor: Reşadiye'nin Kabalı Köyü'nde veya herhangi bir Anadolu köyünde bir çocuğun gözünden görünenleri, bir çocuğun yüreğinden geçenleri öğrenmek istiyorsanız eğer, 'Dünyayı Dolduran Kiraz'ı okumalısınız. Şükrü Karaca'nın maalesef tek romanı. 1990'da ağzımıza bir parmak bal çaldı Karaca. Bir de 1993'te Ânestü Nârâ ile bir kaşık şiir. 

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

Öyle bir sevgi ki...

Usta kalem Hasan Basri Bilgin yeni romanı, "Aşkın Mihrabı Yusuf"ta yine kendine özgü üslubunu konuşturuyor: 
Dediler ki; Ey Züleyha tez söyle, bu kimdir? Bir Saba rüzgârı ya da bir meltem! O sustu, bilenler dedi; Evet bildik! Sence bir aşk fırtınası O. Belli ki; Sonsuz sevgi ve çılgın bir aşkın mihrabıydı YUSUF. Babası yürekten sevdi, kuyuya attılar. Züleyha ona aşık oldu, hapse koydular. O sadece RABBİ'ni sevmişti, İşte o gerçek AŞK; Saltanat tahtını ayaklarının altına serip dünyanın en seçkin Devlet Adamı yaptı ONU!

Mihrabad Yayınları Tel:(0212) 514 28 28