"FETÖ'yle mücadele" edene tasfiye
O alçak girişimin yaşandığı gece, daha "kimin kazanacağı" belli değilken sütre gerisine çekilmek yerine darbeciler hakkında yakalama kararı verme iradesini gösteren Ankara Anayasal Düzene Karşı Suçlar Bürosu Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen'in Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nden Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı'na 'çekilmesi!.. Yargıçlar Sendikası'nın, aralarında Adalet Bakanlığı'ndan gelen bir yazıyı "kimse yargıya emir talimat veremez" diyerek iade eden İstanbul Anadolu Adliyesi Hakimi Tamer Akgökçe'nin de bulunduğu 15 üyesinin birden tenzili rütbeye uğraması... Adil Öksüz'ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevk eden Cihan Ergün'ün Kırıkkale'ye gönderilmesi gibi "ilginç" kararlarıyla, yayımlandığı dakika itibarıyla ortalığı ayağa kaldıran HSK yaz kararnamesi uzun bir süre daha tartışılacağa benziyor.
***
Kararnameye dün bir tepki de Gebze Hakimiyken Van'a gönderilen Derya Konak'tan geldi. Hastanede yatan ve sürekli bakıma muhtaç annesinin durumu dolayısıyla buraya atanmışken daha ikinci yılını bile doldurmadan yerinin değiştirilmesini "keyfilik" olarak nitelendiren Konak, HSK üyelerine, bir zamanlar yargıda "astığım astık, kestiğim kestik" davranan lakin sonrasında FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan HSYK eski 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'un akıbetini hatırlatarak "Ne oldum değil, ne olacağım demeli bu dünyada..." diyor.
***
HSK üyeleri "ne olacağım" derler mi bilemiyorum ama biz "ne oluyor" demek durumundayız.
Aynı sorunun peşine düşen ve halihazırda yargıda farklı görevlerde bulunan bir grup "milliyetçi" hukukçuyla da konuşan avukat arkadaşım Uğur Tarhan aradı. "Ne oluyor" sorusunun, onun ulaştığı cevabı:
"Yargıdaki sosyal demokrat ve ülkücü hakim-savcılar tasfiye ediliyor!"
Garabet, bu insanların, 2014 yılından itibaren, yargıdaki FETÖ yapılanmasına karşı mücadelede kullanılan isimler oldukları halde kıyıma uğramaları!
***
Dün, nettavir.com'da bu konuda bir yazı da kaleme alan Tarhan, 2011 yılında MHP'ye yapılan kaset operasyonunu hatırlatıyor:
"Özel hayatın gizliliğini en aşağılık yöntemlerle ihlal eden görüntülere ilişkin yayın yasağı alabilmek için İstanbul'da adliye adliye nasıl gezdiğimizi ama kapıların nasıl birer birer yüzümüze kapandığını Allah biliyor..."
AKP'lileri anladık da, 2011'de, yargının herhangi bir ideolojik, siyasi, dini grup tarafından "ele geçirilmesi"nin bedelini trajik biçimde ödeyen ve şimdi bizatihi kendileri "siyaset eliyle yargıda etkin konuma getirilen" milliyetçi hakim/savcılar nasıl oluyor da bu kıyımın parçası olabiliyor?
16 Nisan referandumunda onaylanan değişikliklerin büyük bölümü 2019'dan sonra yürürlüğe girecekken, HSYK'nın yapısının 2019'u beklemeden derhal değiştirilmesi bunun için miydi?
2014 yılında, Yargıda Birlik Platformu bünyesinde "seçilerek" HSYK'ya giren ve FETÖ'yle mücadelede "ateşten gömlek" giyen meslektaşlarının koltuklarına, daha onların görev sürelerinin bitmesine 2 yıl varken "atanan", özellikle MHP kontenjanından atanan hukukçulara sormak istiyorum:
Kim, nasıl razı edebildi sizi böylesi bir tasfiyeye?
***
Themis heykellerini de yıkın bari...
--------
Mevzunun bam teli bence burası;
Türkiye'nin adaleti yargıçların ideolojik kimliklerinde arar hale getirilmesi...
2014'te memleketin hayrına olacağı zannıyla kimse sesini çıkarmadı ama itiraf etmeliyiz, FETÖ'ye karşı "Kurtarın bizi ülkücüler, kurtarın bizi solcular, sosyalistler, demokratlar" demek de ucube bir haldi, 16 Nisan'dan sonra HSYK'da yapılan değişiklikle bağımsız olması gereken hukuk adamlarının "damgalılığının" resmiyet(!) kazanması da öyle!
HSK'nın alenen parti teşkilatlarından yapılan atamalarla AKP-MHP koalisyonu fotoğrafı vermesi, Themis'in gözlerindeki bağın sökülüp atılması demektir. Fıtratınızda da var nasıl olsa; artık gönül rahatlığıyla yıkabilirsiniz bütün heykellerini!
***
Adres değişikliği
-------
Yazar arkadaşlarımız, yayınevleri yeni çıkan kitaplarını yolluyorlar; bir müddet geri dönüş alamayınca da sitem ediyorlar...
Bu kargaşaya bir nokta koyalım:
Bana ulaşmasını istediğiniz bütün posta-kargoları, İstanbul yerine Yeniçağ Ankara Temsilciliğine yollarsanız, Ankara'ya taşındığımdan bu yana yaşadığımız iletişim sorunu/kopukluğu son bulmuş olur.