FETÖ'nün sözde "emniyet mahrem imamı" olduğu iddiasıyla "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan cezalandırılması talep edilen Kemalettin Özdemir'in yargılanmasına başlandı.
Savunması için söz verilen Özdemir, 2010'da FETÖ'yle irtibatını kopardığını söyledi.
FBI İLE GÖRÜŞMÜŞ
Örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in 2003'te kendisini aradığını anlatan Özdemir, "Bana, 'FBI seni bana sordu ve ben de olumlu konuştum. Lütfen buraya gel.' dedi. FBI lafı söylenince çok rahatsız oldum. Ardından FBI'ın Türkiye sorumlusuna ulaştım ve ABD Büyükelçiliğine çağrıldım. Bir saate yakın görüştük. Ona 'Neden beni soruyorsunuz?' diye sordum. Bana, 'Bu adama biz güveniyoruz ve bu adama rahatsızlık veren insanlara ulaşmaya çalıştığımızda sizin isminizi gördük.' dedi." ifadelerini kullandı.
"BANA İNANMADILAR"
İsimlerini veremediği birtakım devlet görevlileri ile görüştüğünü söyleyen Kemalettin Özdemir, kendisine inanılmadığını söyledi.
"1970 yıllarından 2010 süresine kadar milli ve manevi nedeniyle örgütte bulundum. Örgütün cemaat olarak bilindiği dönemden 2010 yılına kadar kaldım. İlahiyatçı olarak sohbet vermenin bir suç unsuru oluşturmadığını söylemek isterim. Beraatimi istiyorum. Hiçbir talep olmadığı takdirde örgütü çökertmek için başvurularımın bulunduğu, 2010 yılında ayrıldıktan sonra elimdeki tüm örgütsel arşivleri devlet mekanizmasına teslim ettiğim sabittir. Ankara Terör Şubesi’nin bu örgütle ilgili arşivlerini zaten ben oluşturdum.
Bir takım devlet görevlilerinin isimlerini şu an burada veremiyorum, devletin değişik kademelerinde bakanlardan meclis başkanlığına kadar görüşmediğim rapor sunmadığım isim kalmadı bu örgütün hala ‘vatan hizmeti’ verdiği düşünülürken. Ama bana inanmadılar. Sonra ortaya çıkınca ‘doğruyu söylemişsin’ dediler."
İDDİANAMEDEN
İddianamede, Kemalettin Özdemir'in FETÖ'nün sözde "emniyet mahrem imamı" olarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ve terör örgütünün tepe yönetimindeki kişilerle telefon irtibatı kurduğunun tespit edildiği belirtiliyor. Özdemir'in, örgütün mahrem yapılanması çerçevesinde büfe, ankesör ve kontörlü hatlar gibi örgütsel iletişim yöntemleri kullanarak çok sayıda örgüt üyesi ve yöneticisiyle irtibat kurduğu ifade ediliyor. Bu irtibatların HTS Analiz Raporu'nda da açıkça ortaya konduğu vurgulanıyor.
İddianamede, Özdemir'in uzun yıllar boyunca örgüt hiyerarşisi içinde sorumlu düzeyde faaliyetlerde bulunduğu ve hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bir konuma sahip olduğu belirtiliyor. Özdemir'in örgütsel faaliyetlerin organizasyonu ve icrasında "harekete geçiren" bir rol üstlendiği, dolayısıyla FETÖ'nün kuruluş amaçlarını, ideolojisini, fikirlerini ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olduğu kaydediliyor.
Bu delillere dayanarak, Kemalettin Özdemir'in "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçunu işlediği kanaatine varıldığı ifade ediliyor. Ayrıca, Özdemir'in 2015 yılında Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne giderek verdiği ifadede yer alan bilgilerin, Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlık şartlarına uygun olabilecek nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Bu bilginin elverişliliğinin, mahkeme tarafından örgütün yapısı, failin örgüt yapılanmasındaki konumu, örgütte geçirdiği süre ve katıldığı faaliyetler gibi kıstaslar göz önüne alınarak takdir edilmesi gerektiği belirtiliyor.
İddianamede Özdemir'in, "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep ediliyor.