Fetullahçı Terör Örgütü''nden (FETÖ) olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları öne sürülen 8 eski asker hakkında "işkence yapmak" ve "eziyet etmek" suçlarından 6 yıl 9 aydan 427 yıl 6 aya kadar hapis talebiyle dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, FETÖ''nün TSK''ya sızma ve askeri öğrencileri örgüte kazandırma yöntemleri anlatıldı.
FETÖ''nün TSK içerisinde yapılanmaya devam ederken ordu içerisinde çoğunluğu ele geçirmek, rütbeli personelin tamamının örgüt üyelerinden oluşmasını sağlamak amacıyla kendisinden olmayan askeri öğrencileri daha göreve başlamadan çeşitli yöntemler kullanarak askeri okullardan tasfiye ettiği vurgulandı.
KENDİSİNDEN OLMAYAN ÖĞRENCİLERE FİZİKİ VE PSİKOLOJİK MUAMELE UYGULUYORLARDI
Örgütün orduda çoğunluğu elde etmeye başladığı dönemlerde FETÖ mensubu olmayan öğrencilere baskı ve şiddetini arttırdığı, bunun da okuldan ayrılan öğrenci sayısına yansıdığı belirtilen iddianamede, şu tespite yer verildi:
"2006-2007 yılları arası 79 askeri öğrenci kendi isteği ile veya disiplin kurulu kararıyla okuldan ayrılırken, bu sayı 2008-2009 döneminde 122, 2009-2010 döneminde 151, 2010-2011 döneminde 192, 2012-2013 döneminde 202 olarak kayıtlara geçmiştir. Görüldüğü üzere FETÖ''nün, TSK''da yapılanması daha fazla söz sahibi olduğu dönemlerde Harp Okulundan ayrılanların sayısı dikkat çekicidir. Ayrıca sağlık sebebiyle 2006-2007 yıllarında 4 öğrenci okuldan ayrılmasına rağmen, 2010, 2011, 2012 tarihlerinde bu sayı sırasıyla 34, 33, 73 olmuştur. Harp Okulları Kanunu incelendiğinde söz konusu öğrencilerin 38/2-e maddesi uyarınca Harp Okuluna devamına sağlık yönünden imkanı kalmadığı anlaşılmaktadır. İlgili yönetmelikler çerçevesinde adayların kayıtlarının sağlık kontrolleri yapıldıktan sonra gerçekleştirildiği değerlendirildiğinde, okuldan ayrılan öğrencilerin daha sonra sağlık koşullarını kaybetmiş olmaları hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi söz konusu durumun FETÖ''nün kendisinden olmayan öğrencilere yaptığı sistematik fiziki ve psikolojik muameleden kaynaklanmış olması da muhtemeldir."
"ÖĞRENCİLER AÇ BIRAKILDI"
İddianamede, öğrencilere sivil eğitimden askeri eğitime geçmeleri amacıyla "intibak eğitimi" verildiği, bu eğitimin amacının öğrencilere teorik bilgiden çok askeri harekat kabiliyeti kazandırmak olduğu, bu kapsamda öğrencilerin takımlara ayrılarak her takıma eğitim amacıyla Harp Okulunda görevli bir komutan verildiği aktarıldı.
Öğrencilerin özellikle sportif eğitimleri yerine getirmek zorunda olduğu bildirilen iddianamede, bu eğitim sırasında örgüt mensubu olmayan öğrencilerin standart dışı muamelelere tabi tutulduğu vurgulanarak şu değerlendirme yapıldı:
"Bir grup öğrenci, çok basit eğitimlere tabi tutulurken örgüt mensubu olmayan öğrenciler aç ve susuz bırakılmak suretiyle uzun süre koşturulmakta, güneş altında iç çamaşırıyla uzun süre bekletilerek spor yaptırılmakta, eğer öğrenci dayanabilirse sağlığının ve psikolojisinin bozulmasına yol açılmakta, dayanamıyorsa yapamadığı içim okuldan atılmakta veya bunu anlayan öğrencinin kendi isteği ile tazminat ödeyerek okuldan istifa etmesi sağlanmaktadır. Bu takımdaki öğrenciler ise FETÖ ile bağlantısı olmayan, örgüte karşı olan veya örgütten olup da örgütün istekleri dışına çıkan, örgütten ayrılan öğrencilerden oluşmaktadır."
FETÖ''nün kendilerinden olmayan öğrencilerin mezun olmalarını engellemek amacıyla eğitim amacı dışında kalan insanlık onuruna yakışmayacak uygulamalar yaptığı vurgulanan iddianamede, "Şüpheliler haksız yere disiplin cezası vermek, diğer öğrenciler istirahat ederken eğitim adı altında yaralanana kadar mağdurlara eğitim yaptırmak, susuz bırakmak, hakaret etmek, sıcak asfalta sadece şortla yatırmak, lağım çukurunda eğitim yaptırmak şeklinde fiziksel ve psikolojik eylemlerde bulundukları anlaşılmıştır." ifadesi kullanıldı.
Bu kapsamda, şüphelilerin farklı mağdurlara yönelik "işkence yapmak" ve "eziyet etmek" suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.
Buna göre her iki suçtan şüpheli İbrahim Emre Uyanık 78 yıl 6 aydan 427 yıl 6 aya, şüpheliler Muharrem Kuruoğlu ve Salih Uslu 47''şer yıldan 199 yıl 6''şar aya, Muhammed Mustafa Ağıllı 49 yıl 6 aydan 171 yıla, Mehmet Ayhan Demirtaş 17 yıldan 114 yıla, Abdulsamet Oyar 21 yıldan 85 yıl 6 aya, İbrahim Özcan Dedemoğlu 6 yıl 9 aydan 28 yıl 6 aya ve Metehan Acar''ın 13 yıl 6 aydan 52 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Ayrıca sanık Acar''ın, "terör örgütüne üyelik" suçundan da 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisi talep edildi.
SONER YALÇIN 2015’TE ANLATTI
Gazateci-Yazar Soner Yalçın, TSK içinde FETÖ’nün oluşturduğu şok mangalarını 29 Mayıs 2015’te Sözcü Gazetesi’ndeki köşesine taşımıştı.
Yalçın, yazısında ESASDER’den (Eski Askeri Öğrenciler Derneği) bahsetmiş ve şok mangalarında askeri öğrencilere neler yapıldığını anlatmıştı.
Soner Yalçın’ın yazısı şöyle:
“ESASDER nedir, bilir misiniz?
Bildiğinizi sanmam…
En iyisi baştan anlatmak…
Askeri öğrenciler, Kuleli, Maltepe, Işıklar gibi askeri liselerden mezun olduktan sonra Harp Okulları''na sınavsız geçer.
Ancak…
İzmir Menteş bölgesindeki kampta intibak eğitiminden geçerler.
Burada askeri öğrencilere, yüzme gibi sporlar yaptırılır; temel askerlik bilgisi verilir; ve atış becerileri geliştirilir. Fakat…
Kimi öğrenciler “Şok Mangası” adı verilen özel gruplara alınır.
Bu gruptaki öğrencilerin eğitimi çok ağırdır; bunlara, günde sadece 2-3 saat uyku izni verilir; yemeksiz ve susuz çok ağır eğitimler yaptırılır; sürekli küfür ve hakaretle psikolojik şiddet uygulanır.
Örneğin, saat 13.00''te başlayan eğitim ertesi gün 05.00''e kadar aralıksız sürer!
Evet… “Seçilen” askeri öğrenciler günlerce uyumaz; bin bir hakaret işiterek eğitim yaparken; diğer “seçilmeyen” öğrenciler günlük standart uykularını alır, üç öğün yemeklerini yiyip, hafif spor yapar…
Amaç bellidir; “Şok Mangası”na “seçilen” askeri öğrenciler yıldırılarak Türk Silahlı Kuvvetleri''nden koparmak!
Peki…
Kimi askeri öğrenciler “Şok Mangası”na kimler tarafından hangi kıstaslarla seçiliyordu?
Meselenin özüne geliyoruz…
“Seçilmişler”
Askeri öğrenci Alparslan Arısoy''un; Alev Coşkun''un, Mustafa Kemal''i anlattığı “Samsun''dan Önce Bilinmeyen 6 Ay” kitabını okuması “Şok Mangası”na seçilme nedeniydi! Sonrası malum; ayrılmak zorunda kaldı…
Bu köşede dün mektubunu yayınladığım askeri öğrenci, Cemaat''le ilişkisini kopardıktan sonra “Şok Mangası”na seçildi. Sonrası malum; ayrılmak zorunda kaldı. Şöyle yazıyordu mektubunda:
“Şok mangasına alınarak bezdirilen seçilmiş öğrencilere bir kağıt imzalatılıyordu. Kağıtta, kendi isteğimizle ayrıldığımız, hiçbir şekilde baskı görmediğimiz yazılıydı. Ayrılmadan önce doktor geliyor, kabaca bir muayene yapıyor ve ‘cebir-şiddet görmemiştir'' raporu veriyordu. Bu olay 2006 senesinde başladı ve hâlâ her kampta devam ediyor. Ne ilginçtir; ayrılan tüm öğrencilerin, her sene virgülüne kadar aynı dilekçeyi vermesi yukarıdan (karargahtan) kimsenin dikkatini çekmiyor!..
Askeri lise yıllarımda ders başarılarıma, aldığım disiplin onur belgelerime, davranışlarımdan dolayı aldığım taktir belgelerine, komutanlarımın ‘harp okuluna gitmeden dahi teğmen yapılabilecek bir öğrenci'' notuna ve askeri yaşantım boyunca hiç ceza almamama rağmen rest çektiğim Cemaat beni okuldan ayırmayı başardı.
Harp Okulu''nun kapısından çıktığımızda beş arkadaş yürüyemez halde otogara ulaştık memleketlerimize dönmek üzere. Ailemin dahi okulu bıraktığımdan haberi olmadan önce Cemaat ağabeyleri arayarak çok üzgün olduklarını, beni defalarca uyardıklarını, sonucun bu olduğunun belli olduğunu söylediler… “
“Allah bunları görüyor”
Askeri öğrenci Ümit Berkan Kılıç, babası emekli Astsubay Bilal Kılıç''a yazdığı mektupta Menteş Kampı''nda yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Babacığım bana ilk iki yıl nedense inanmadın, daimi olarak beni haksız buldun. Oysa ben bu okulda Harbiye ruhunu, terbiyesini almış biriyim asla yalan söylemedim, ama maalesef böyle. Planlı, maksatlı bir grubun baskısı var burada. Özellikle askeri liselerden gelenler ki en başarılı öğrenciler birer birer okuldan uzaklaştırıldı…
Sevgili babacığım senin adını lekeleyecek hiçbir şey yapmadım. Adalete inancım kalmadı. Ben elimden geleni yapıyorum. Allah bunları görüyor. Lütfen sen üzülme. Ama inan babacığım okuldaki bu kadro beni okutmaz. Allah bana bu haksızlığı reva gösterenlerden hakkımı sorsun…”
Ümit Berkan Kılıç canından çok sevdiği Harbiye''den ayrılmak zorunda bırakıldı…
Cemal Öztürk, Mustafa Yılmaz, Muhammed Akbulut, Mert Tunçbilek, Veli Cihan Gökkaya, Hasan Hüseyin Akşit, Bayram Tuğrul Yıldırım, Muharrem Yayla…
Onlarca askeri öğrenci, TBMM Dilekçe Komisyonu''na verdikleri dilekçelerde, askeri okullarda ayrımcılığa uğradıklarını ve haksız olarak ilişiklerinin kesildiğini belirterek, konunun araştırılmasını istedi…
Bilirkişi Doç. Dr. Hüseyin Cinoğlu tarafından TBMM Alt Komisyonu''na sunulan raporda; özellikle 2008 yılından itibaren “kendi isteğiyle” okuldan ayrılan öğrencilerle ilgili istatistiklere bakıldığında bu rakamın oldukça yüksek olduğuna dikkat çekilerek, “Ayrılma kararının kendi özgür iradeleri ile değil de, değişik baskı ve uygulamalar sonucu aldırıldığı” yazılıydı. Sonuç alınamadı.
Oysa.. Bu öğrenciler arasında askeri liseyi derece ile bitirmiş çok sayıda öğrenci vardı. Yani bunlar geleceğin kurmay subaylarıydı…
Örneğin, Kuleli Askeri Lisesi''ni 100 puanla bitiren; atletizm dalında 20''ye yakın madalyası bulunan Turgut Selman Tümer, Menteş Kampı''ndaki baskılar sonucu ayrılmak zorunda bırakıldı.
Örneğin, Maltepe Askeri Lisesi''ni birincilikle bitiren Mehmet Altan da ayrılmak zorunda bırakıldı.
TBMM ne yaptı dersiniz; Askeri öğrencilerin ayrılığını kolaylaştırmak için, 2012 yılında tazminat miktarını 40 bin liradan 15 bin liraya düşürdü!
Son yedi yıl içinde ayrılmak zorunda bırakılan askeri öğrenci sayısı 2 bin 396 idi.
Harp Okulları''nda askeri öğrenci açığı sivil okullardan alınan öğrencilerle dolduruldu! Örneğin, 2010''da Hava Askeri Lisesi''nden mezun olan 159 öğrenciden sadece 70''i Hava Harp Okulu''nda kaldı. 200 kişilik mevcudun 130''u ise sivil okullardan gelenlerdi.
Peki…
Askeri liselerde Atatürkçü öğrencileri fişleyen ve sistemli bezdirme yapan “Şok Mangası” subaylarının kimler olduğunu Genelkurmay karargahı bilmiyor mu? Neler olduğunu öğrenmek isteseydiler, bir gün olsun ESASDER''in kapısını çalardı.
ESASDER ne mi?
Eski Askeri Öğrenciler Derneği…
Haklarını almak için mücadele ediyorlar.
Siz hâlâ…
Cemaat''in, Türk Silahlı Kuvvetleri''nde ne kadar güçlü olduğunu görmek/anlamak istemiyor musunuz?..”