AKP iktidarında Türkiye, yargının araç olarak kullanıldığı çok sayıda siyasi soruşturmaya tanık oldu. İktidarın destek ve yönlendirmeleri ile toplumsal yaşamın tümünde etkili olan cemaat ve tarikatlar, yargı alanında da etkilerini giderek artırdı. CHP'nin 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin ardından hazırladığı rapor da Gülen Cemaati’nin yargıdaki kadrolaşmasının AKP döneminde büyük oranda arttığını ortaya koydu.
2003-2010 döneminde atanan toplam 3 bin 637 hâkim ve savcının yüzde 35’i, darbe girişiminin ardından ihraç edildi. 2010 yılı ile 2013 yılındaki, “17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları” arasında mesleğe başlatılan 2 bin 876 hakim ve savcının ise yüzde 41’i, “Cemaat iltisaklı” olduğu gerekçesiyle görevlerinden uzaklaştırıldı. Bekir Bozdağ'ın Adalet Bakanı olduğu 2014-2016 yılları arasında atanan 2 bin 281 hâkim ve savcının da 582’si 15 Temmuz sonrası görevden atıldı.
YARGI TEMİZLENMEDİ
Darbe girişiminin ardından görevinden uzaklaştırılan hâkim ve savcı sayısının büyüklüğü, yargının iktidar eliyle cemaate teslim edildiğini gözler önüne serdi. Temmuz 2016 sonrası, “Yargıyı FETÖ’den kurtarmak” amacıyla başlatılan operasyonlar dahi temizlik için yetmedi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Danıştay’ın 155’inci Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada kullandığı, “Bir dönem yargımızın üzerine çöken FETÖ gölgesi hepimizi çok üzmüştür. Hamdolsun, devletimizin diğer kurumlarıyla birlikte yargımızı da bu ihanet çetesi mensuplarından temizleyerek, yeni bir dönem başlattık” ifadeleri de Danıştay raporları ile yalanlandı.
Danıştay’ın 2022 yılına yönelik faaliyet raporunun, “Kurumsal kapasite ihtiyaçları” bölümünde FETÖ’ye değinildi. Erdoğan’ın, “Temizledik, yeni bir dönem başlattık” söylemine karşın raporda, yargının, “FETÖ mensubu hâkim, savcı ve personelden” ancak büyük oranda temizlenebildiği kaydedildi.
MÜCADELE EDİLMEDİ
BirGün’den Mustafa Bildircin’e konuşan YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, AKP ve FETÖ’nün bir dönem birlikte hareket ettiğinin altını çizerek, “Adalet Bakanlığı’nda yargıç adaylığı alımlarını, HSK'da da yargıç alımlarını beraber gerçekleştirdiler. Bu kadrolardaki FETÖ’cüleri AKP'nin bilmemesi mümkün değil” diye konuştu. AKP iktidarı öncesinde yargıya yerleşen cemaat kadrolarının da AKP döneminde kollandığını savunan Eminağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yargıda gerçek anlamda FETÖ ile mücadele amaçlansa tüm bu kadroların AKP ve FETÖ ile çatışmanın başladığı 15 Temmuz öncesi tasfiye edilmesi gerekirdi ki öyle olmadı. 15 Temmuz sonrasında kamuoyu önünde mecbur kaldığı için FETÖ ile mücadele söylemini öne çekti. Ancak attığı adım hem yetersiz hem de hukuka aykırı bir adım oldu. Yetersizdi çünkü bildiği tüm kadrolara yönelik değildi. Hukuka aykırı idi çünkü bu dosyaların içini özellikle mi bilinmez, hukuken geçerli ve yeterli kanıtlarla doldurmadan hareket etti. Böyle olunca işlem yapılıp meslekten ihraca konu olan dosyaların önemli bir bölümü kuşkusuz İHAM'da hak ihlali kararı ile sonuçlanacak ve geri dönecek. Öte yandan yargıda öne çıkan FETÖ’cülerin yurt dışına çıkmalarına da zaten sessiz kalındı.
