Geçtiğimiz Ocak ayında FETÖ'nün sözde 'belediyeler imamı' olduğu iddiasıyla tutuklanan Erkan Karaarslan'ın bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine devam edildi.
Önceki duruşmada ifade vermek istemeyen Karaaraslan, tutuklu olduğu Ankara’dan Aydın’a getirilerek ilk kez hakim karşısına çıkarıldı.
Duruşmada söz alan Karaarslan, kendisini Aydın’da gazetecilik yapan Serkan Seyhan isimli birinin ziyaret ettiğini belirterek, “Özlem Çerçioğlu ve Ekrem İmamoğlu hakkında, beyanda bulunmam halinde tahliye olacağımı aksi taktirde hüküm giyeceğimi söyledi” ifadelerini kullandı.
Kendisine ve ailesine Bakanların ulaştığını iddia eden Erkan Karaarslan, belediye başkanları hakkında yalan beyanda bulunması istediklerini, konuya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu dile getirdi.
Karaarslan’ın söz konusu iddiaları mahkeme tutanağına böyle yansıdı:
“14.03.2019 tarihinde avukat görüşü adı altına cezaevinde beni görüşmeye çıkarttılar. Bu görüşmeye çıkartmadan önce psikologa götürdüler, bir baskı olup olmadığı sordular. Bir baskı olmadığına dair beyanda bulundum. Avukat görüşüne girdiğimde, cezaevine girmesi mümkün olmayan, Aydın ilinde gazetecilik yapan Serkan Seyhan isimli gazeteciyi gördüm. Bu kişi avukat değildir. 14.03.2019 tarihli kendisinin bana yaptığı görüşmede, başta Özlem Çerçioğlu ve Ekrem İmamoğlu hakkında, CHP başkanları hakkında beyanda bulunmam halinde o gün itibariyle tahliye olacağımı, bu duruşma dahil başka duruşmalarda da tahliye olacağımı, aksi taktirde hüküm giyeceğimi bana beyan etmiştir. Bu görüşmenin ardından yargılanmamın belediye başkanları ile ilgisinin olmadığını söyledi, kendisine faks göndereceğimi belirttim.
15.03.2019 tarihinde Ankara Cumhuriyet Savcısı beni odasına davet etti. Çektiğim faksın devlet kurumlarından çıkmasının mümkün olmadığını, istediğim kişi ile beni görüştürebileceğini söyledi. Tutanaklara ismini geçmesini istemediğim bakanlar bana ve aileme ulaşarak, belediye başkanları aleyhinde beyanlarda bulunmamı istediler. Davalardan beraat etmemi ve tahliye olmamı da bu beyanlar ile ilişkili olacağını söylediler. Bu süreç devam etmiştir. 18-19-20-28 Mart ayında cezaevine talebim olmaksızın gelenler olmuştur. Bunlar ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yaptım."