Kış ortasında bahar yaşadık. Havalar güzel olunca, bizim de havamız hiç fena olmuyor! Şöyle bir panoramik şehir turu için attım kendimi dışarı. Süleymaniye’den, Eminönü’ne doğru yokuş aşağı iniverdim. Balık ekmek. Bir de yanına turşu söyledim.
Kalabalık arasında motorların kalktığı iskeleye yöneldim. Niyetim Üsküdar’a geçip Çamlıca kulesine gitmekti.
Hangi hat olduğuna bakmadan hareket etmek üzere olan motorda buldum kendimi.
İnşaa halindeki kız kulesi sol tarafımda kalınca, anladım terslik olduğunu.
Kadıköy’e gidiyorum..
Yanlışlıkla Kadıköy’e gelince soluğu Moda’da, oradan yürüyüş sonrası Kalamış''ta buldum kendimi.
Bir huzur almaya geldim Kalamış’tan. Ahhh Kalamış’tan..
Gelmişken eski Fenerbahçeli yönetici dostuma ulaştım.
Şans bu ya; Develi’de imiş.
Hoş, beş derken, geçmişten günümüze uzandık.
Kendisi Yüksek Divan Kurulu üyesi.
Her şeye rağmen Ali Koç destekçisi.
Nedenini sordum..
Ali Başkanın sportif anlamda başarısız olduğunu belirtip, “Ülkenin sesi oldu. Bastırılmış duyguları açığa çıkardı. Devlet - Hükümet ayrımını çok iyi anlattı. Taraftarlarına sahip çıktı. Statlardaki hükümet istifa ile, kendisine yapılan benzer tezahüratları ortaya koydu. Kişilerin gelip geçici, kurumların kalıcı olduğunu vurguladı. Bir dik duruş gösterdi” diye sıralayıp gitti.
Katılmamak elde değil.
Sırf konu değiştirmek için Jesus’u attım ortaya.
Meğer maden bulmuşum haberim yok!
Bazen böyledir sevgili dostlar. Haber ayağa gelir.
İşte detayları.
Ali Koç, Jesus ile görüşüyor. Planlar gelecek sezona dair. Portekizli hoca buna soğuk!
Oysa Koç, kendisine sözleşme uzatma teklif etmiyor. Sadece başta transfer olmak üzere, genel planlama hakkında fikir soruyor.
Jesus, “Benim gündemimde bu yok. Şampiyonluk yarışı var. Mutlu son olsun ya da olmasın Türkiye’de kalmam zor. Artık ülkeme dönüp ailem ile zaman geçirmeyi düşlüyorum. Ama bu benden çok, ailemin de isteği. Sadece lig yarışına odaklanalım. Sezon bitsin daha net konuşuruz” diye de, kapıyı azıcık aralıyor..
Olumsuz da olsa istediği cevabı alan Koç, hoca konusu için erken harekete geçmiş durumda.
Meğer başkanın hayali Jurgen Klopp imiş.
Başarılı hocanın Liverpool ile sözleşme uzatması hayalini yıkmış!
İki numarada ise Conte var. Tottenham ile sezon sonu, belki de sonu beklemeden ayrılık vakti gelip çatacak olan İtalyan hoca hayali..
Elbette liste uzun. Net iki isim şimdilik bunlar.
Olur mu derseniz, bal gibi olur.
Hem neden olmasın ki.
Fenerbahçe için hocanın ismi, kariyeri, ne olduğu önemli değil.
Yok canım, daha neler dediğimiz isimler de gelebilir.
Geçmişte örnekleri çok.
Kimler gelip gitti.
Asıl önemli olan son kozunu oynayacak olan Koç’un, bu kez isabetli karar alıp, alamayacağı.
Yüksek Divan Kurulu üyesi dostumuzun yüksek müsaadesini istedik.
Tek talebi, yaz ama adımı belirtme oldu.
En doğal hakkı.
Zaten sizler için haber kaynağının kim olduğu değil, anlattıkları önemli.
Zira sürekli gündemde tutulan ayrılık hakkındaki yaşananları ilk duyan oldunuz.
Hak ettiniz.
Hem de çok.
Takipte kalın, güzel kalpli insanlar.
Bu arada bu kez işi garantiye aldım.
Marmaray ile Kadıköy’den, Üsküdar’a geçtim!
Yaşasınnn(!)
