Fenerbahçe’de “değişim” gerçekleşmeli
Fenerbahçe’ye yıllardır yapılan kumpaslar sadece camiamız değil Türk halkı tarafından da görülüyor.
Trabzonsporluları da akil Trabzon halkını da Fenerbahçelileri de tüm sporseverleri de çok üzen saha içi çirkin saldırılar yaşandı.
Trabzon Cumhuriyet Savcılığı da hemen soruşturma başlattı.
Futbol Federasyonu Hukuk Müşavirliği’nce 01 Nisan 2024 tarihinde Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk raporları gönderildi.
Fenerbahçe’mizin üç futbolcusu Brıght Osayı Samuel, Jayden Quınn Oosterwolde ve İrfan Can Eğribayat PFDK’ya şu ortak cümlelerle sevk edildi.
-“Fenerbahçe A.Ş. Kulübü futbolcusu ……… 17.03.2024 tarihinde oynanan Trabzonspor A.Ş.-Fenerbahçe A.Ş. Trendyol Süper Lig müsabakasındaki “KAVGALARI” nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın 45. maddesi uyarınca tedbirsiz olarak PFDK'ya sevkine…”
Trabzonspor için de şu cümle kullanıldı:
-“Trabzonspor A.Ş.-Fenerbahçe A.Ş. Trendyol Süper Lig müsabakasındaki “SAHA OLAYLARI” nedeniyle PFDK'ya sevk edildi.”
Bu raporda dikkatimi çeken çarpıklıklar şöyle:
Trabzonspor “saha olayları” nedeniyle suçlanıyor.
Fenerbahçeli futbolcular “kavgaları” nedeniyle suçlanıyor.
Saha olayları olmasa Fenerbahçeli futbolcular kimle kavga ederdi?
İşte size hukuki karar değil, siyasi kumpas.
TCK 25. maddesinin 1. fıkrasında “Meşru Müdafaa” Türk Ceza Kanunu’nda şöyle yer alıyor
-“Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.”
Savcılık soruşturma açtığına göre TFF Hukuk Kurulu bu sevk kararına PFDK’ya şu hukuki hükmü koymalıydı:
-“Trabzon Cumhuriyet Savcılığı soruşturması sonuçlanıncaya kadar kulüplere ve futbolculara ceza uygulaması yapılmaması…”
Koymadı çünkü TFF ve organlarının kararları ne yazık ki hukuki değil siyasidir.
Fenerbahçe olağanüstü kongre kararına gelince.
Baştan sona kadar izlediğim Fenerbahçe kongresinde şunu gördüm;
Başkan Ali Koç ve yönetim kurulu kararını vermiş ve bu kararı da kongre üyelerine tebliğ etmek için genel kurulu toplamış.
Doğuştan Fenerbahçeli ve 2001 yılından bu yana kongre üyesi ve hatta özgür gazeteci olarak çok üzüldüm.
Başkan Vekili Erol Bilecik iki kararı şöyle açıkladı:
1-"Uygun bir tarihe alınmaması ve yabancı hakem atanmaması halinde Süper Kupa maçlarına çıkmamak ve U-19 takımıyla çıkmak.
2-Önümüzdeki iki sezon boyunca Türkiye Kupası'na katılmamak.”
Türkiye Kupası'na katılmama kararına asla katılmıyorum. Çünkü;
-Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün takımı Fenerbahçe’dir.
-Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurtuluş ve kuruluşunun kahramanlarındandır Fenerbahçe.
Adında, “Türkiye” olan bir spor organizasyonundan Fenerbahçe’yi çekmeye ne Ali Koç’un ne yönetim kurulunun hakkı vardır.
Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’ndan 2 yıl çekilme kararı yönetim kurulu tarafından derhal geri alınmalıdır.
Evet, U-19 takımı ile 2 yıl katılarak protesto etmek doğru bir tavır olur.
Genel Kurulumuzda delegelerimizin Yönetim Kurulumuza “tam yetki” ile destek vermesi Türkiye Kupası’ndan veya ligden çekilme gibi yetkileri devrettiği anlamına gelmez.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, 3 Şubat 2024’te şu açıklamayı yaptı:
-“Sezon sonunda görevi bırakacağım. Allah'ın izniyle inşallah haziran ayında yeni bir başkan ve yönetim kurulu olacak. Bu kararımın Fenerbahçe'nin hayrına olduğuna inanın."
Kongrede gördüm ki; Ali Koç maalesef “Tek Adam” olmuş ve bu kararından geri adım atmış.
Profesyonel futbol takımımız şampiyon olur ya da olamaz. Bu ayrı bir konudur.
Büyük Türk milleti yedi düvel tarafından işgale uğrayan Anadolu’yu vatan yapmak için Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde şehitler vererek Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurdu.
Yedi düvel tarafından kumpaslar ile açıkça ve alçakça saldırılara uğrayan Fenerbahçe’miz ligden ve hele hele Türkiye Kupası’ndan çekilemez.
Yasal ve demokratik haklarımızı korumak için her zeminde mücadele eder.
Ali Koç ve yönetimi seçimle genel kurulda aday olmamalı ve Fenerbahçe’de “değişim” gerçekleşmeli.