Felaketin nimeti
an’ı adeta yerle bir eden ve hemen hemen bütün Güneydoğumuzu sarsan deprem felaketinin gecesi ben sıcak yatağımda adeta dondum... Eminim, siz okuyucularımın çoğu da aynı acıyı duymuşsunuzdur.
Yüce Allah uyarısını yaptı. 30 saniyede 7.2 şiddetiyle, o bölgede yıllardır süren kardeş kavgasının ne kadar anlamsız ve beyhude olduğunu anında hatırlattı... Ve PKK terörü arka planda kaldı. Allah, sanki hepimizden bu felaketten ders almamızı istiyor...
Felaket, bütün ülkede duyulunca hiçbirimiz bu depremde ölenleri, ocakları sönen, evleri yıkılan insanların kökenlerini düşünmedik. Bir çoğu Kürt kökenli ve çeşitli inançlardan olsalar da, bizim milletimizin, vatanımızın insanları onlar... Savaşlarda, zaferlerde, acılarda, felaketlerde hep ortak olmuş, birleşmişiz etle tırnak olmuşuz. Ve şimdi bu felakette de birleşince, bizi ayırmak bölmek mümkün olur mu?.. Ve gördünüz mü, bölücülük ne kadar yapay... Bu vatanı, milleti bölmek için kullanılan terör ne kadar anlamsız!
Türk Silahlı Kuvvetleri bir yandan teröristlerle mücadele ederken bir yandan da Van ve yöresinde depremden etkilenen vatandaşların da yardımına koştu. Ben, Marmara depreminden sonra Adapazarı’nda TSK’nın cansiperane çalıştığına, çadırlar, seyyar hastaneler, mutfaklar kurduğuna ve olası bir yağmaya karşı asayişi temin ettiğine tanık olmuştum. Şimdi aynı görevi herhangi bir ayrım yapmaksızın Van ve yöresinde yapmaktadır. Allah onlara kuvvet versin...
Van’da yaşanan bu doğa felaketi şimdi milletimizi birleştirdi... Umarım bu felaketten herkes ders alır ve milli birlik devam eder.
Ne demişler; “Dünyada Van, ahirette iman” ... Ahireti beklemeden bu dünyada Allah’a iman edelim ve Van bu “imanın”, milli birliğin kod adı olsun...
Ben Güneydoğu’daki tüm kardeşlerimin acılarını iliklerimde hissetmeye devam ediyorum. Allah bu kış kıyamette onların yardımcısı olsun...