Fehmi Koru’nun ipini Tayyip Erdoğan mı çekti?
Günlerdir Fehmi’nin konuşmasını bekliyorum, tık yok!
Oysa iddia sadece çirkin değil, adeta ihanetin vesikası gibi!
İddiayı ortaya isim, muhalif cenahın mensubu değil bizatihi kendi gazetesinin yazarı.
Evet Yenişafak Yazarı İbrahim Karagül’ün, gazetesinde kaleme aldığı iddialardan söz ediyorum.
Karagül, sütununda mealen şunları yazıyor:
- “ABD Irak’da yüz binlerce Müslüman’ı katledip, on binlerce mümin hanımefendinin ırzına geçerken Türk medyasında bu haberlere ABD elçisi Eric Edelman tarafından gazetecilere paralar dağıtılarak ve de başka şekillerde sansürler uygulandı.
-Sansüre ve baskılara maruz kalan gazetecilerden biri de bendim.(İbrahim Karagül)Yazdığım ABD katliamı haberlerinden sonra gazetemin yönetiminden açıktan açığa işten kovulmam istendi.
-Bana baskı kuran, gazete yönetimi ya da sahipleri değil, gazetenin yazarıydı. (Fehmi Koru)
-O yazar bana Irak’da ABD’nin yaptığı katliamları ve yaşanan fecaati yazdığımdan ötürü, “Gazeteyi iki paralık ettiğimi” bile söyleyebildi.”
Evet isteyen herkes internette Google’den İbrahim Karagül’ün “Edelman Benim de Kellemi İstemişti” başlıklı bu yazısını görebilir.
Görüldüğü gibi iddia korkunç... Öyle olduğu için de Fehmi Koru bir cevap verir umuduyla günlerdir bekliyoruz.
Derken malum gelişmeler yaşandı.
Fehmi Koru’nun günlerce yazıları yayımlanmadı!
Ve çok geçmeden gazetenin künyesinden düşüldü yani Yenişafak’dan ayrıldığı açıklandı.
Tam bu noktada sorgulayalım:
Fehmi Koru, sevin sevmeyin medyada önemli bir isimdir. Dahası, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün çok ama çok yakınıdır.
Değil Yenişafak patronları, Türkiye’de hangi gazete yönetimi olursa olsun böyle bir ismi karşısına almaz ve taleplerini azami ölçüde karşılar.
Oysa Yenişafak’da bunlar olmamış, niye acaba?
Altını çizerek soruyorum, bütün bu olanlar Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dışında olabilir mi?
Malum Yenişafak gazetesi Tayyip Erdoğan’la vücut bulan ve onunla yayın hayatına giren bir gazetedir. Dolayısı ile Erdoğan’ın kankası olan Yenişafak patronları Fehmi Koru gibi Cumhurbaşkanının can dostu olan bir ismin künyeden düşülmesini Erdoğan’a danışmazlar mı? Danışmaları akla yakın ihtimal ise yoksa bu operasyon Başbakan’ın onayı ile mi gerçekleşti?
Hem Tayyip Bey Fehmi Koru’nun kendisinden ziyade Abdullah Gül’e yakın olduğunu en iyi bilen isimdir.
Hatırlayın aynı Tayyip Bey, Fehmi Koru’yu; AKP ve Erdoğan için, “Obama gibi geldi, Bush gibi oldu” başlıklı yazısından ötürü partisinin ilçe kongresinde canlı yayınlarda hedefe oturtmamış mıydı? Bir de malum önümüzdeki dönemde Erdoğan’la Gül arasında Cumhurbaşkanlığının süresi ile alakalı olarak bir yarış ve tartışma olacak ya, Tayyip Bey onu da düşünmüş olabilir diyenler var ama bunlar kuşkusuz ispatı olmayan spekülasyonlardır.
Gelelim Fehmi’nin yaptıklarına?
Demek ki Fehmi’nin mukaddesatçılığı onu kullanmak adına imiş!.. Öyle olmasa Irak’da katliam yapan ABD’nin rezilliklerini bırakın yazmayı, yazanı gazetesinden kovdurmaya çalışmazdı!
Yoksa yoksa Fehmi Koru bu hizmetinden ötürü mü Bilderberg’e davet edildi? Malum ömrü bu toplantıya katılanlara sövmekle geçen Fehmi, bu hizmetinden ötürü(!) olacak Edelman’ın referansı ile birden o gizemli Siyonist merkezin davet ettiği adam konumuna yükseldi!
BEDEL...
Jöleli yazar!
1) Yiğit Bulut isimli kişinin Abdüllatif Şener’in partisine kurucu olduğunu ve son saniyede özel işi sebebiyle vazgeçtiğini söyleyen ben değilim Sayın Abdüllatif Şener’dir.
2) Habertürk TV’de bana sansür uygulatanın o olduğunu yine Habertürk çalışanı ifade ediyor ve jöleli bunu yalanlayamıyor yani hayır öyle değil diyemiyor..
3) Ben jöleliye göre küçük, ama bana göre misyonu ve fikirleri ile çok çok büyük olan gazetemde iktidara eğilerek ve yalakalıklar yaparak değil, ona muhalefet ederek gazetecilik ve yazarlık yapıyorum.
4) Ben jöleli gibi her mevsim fikir değiştirmem. Jöleli kalem, kimliğimi ve nasıl bir gazeteci olduğumu patronu Turgay Ciner’le, eski saygıdeğer eşinin babası Namık Kemal Zeybek’e sorabilir!
5) Jöleli yazar, dün sütununda bana yaptığı terbiyesizliğin hesabını hukuk önünde ödeyeceğinden zerre kuşkun olmasın!
MECBURİ TAVIR...
Başbakan’ın iki dil anketi!
Önce bir hakkı teslim edelim, Başbakan Erdoğan’ın bütçenin kapanışında iki dil bağlamında ettiği sözler takdire değerdir, ancak Tayyip Bey neden günlerce sustu da bu açıklamayı önceden yapmadı anlamış değiliz! Öyle ya konu gündeme geldiğinde verilecek bir demeç tartışmaların önünü keser ve partisini yıpratmaktan korurdu. Dahası, o yıkıcı yayın ve tartışmaların hiç birisi olmazdı. Dün dinlediğime göre, Başbakan aslında genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kürt oylarını almak ve o kesimi ürkütmemek için hiç konuşmayacakmış, lakin yaptırdığı kamuoyu araştırmasında halkın iki dil konusunda infial noktasında olduğunu görünce, mecburen tavır almak zorunda kalmış. Evet Başbakan’ın iki dil-iki bayrak tavrı tıpkı Habur misali ahalinin feveran etmesinin sonucu imiş!
PAHALI OYUNCAK...
Cumhurbaşkanının
yatı ve damadı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül acayip şeyler yapıyor. Hatırlayacaksınız daha önce Hasan Celal Güzel’in yaşı gereği devlet memurluğuna müsait olmayan oğlunu istisnai gerekçeleri bahane edip 40 yaşında devlet memuru yaptırmış ve tepeden inme olarak aslında uzmanlık gerektiren kendine bağlı Devlet Denetleme Kurulu gibi çok çok önemli bir kuruma üye olarak atamıştı. Aynı Gül şimdi de damadını rektör yaptı... Evet şaşırmayın; Cumhurbaşkanı’nın ailesinin damadı olan Galip Akhan’ı Katip Çelebi Üniversitesine rektör yaptığını dünkü Sözcü gazetesinden öğrendik... Bir başka haber de Cumhurbaşkanı Gül’ün 30 milyon dolara yat yaptırmasıdır ki önceki Cumhurbaşkanları bu lüks yatı pahalı diye reddetmişlerdi.. İlginç olan, Gül’ün bu yaptıklarının halktan saklanması ve yandaş ile holding medyasında tek sütuna bile haber olmamasıdır...