Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Başlangıç” bölümü; “Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;” ifadesiyle başlar ve “FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere. TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur” ifadesi ile biter.
Anayasanın “Devletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti” başlıklı 3. maddesi ise şöyledir: “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.” Anayasa, “Değiştirilemeyecek hükümler” başlıklı 4. maddesinde ise şöyle der: “Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”
Daha düne kadar HDP, HADEP ve yeni DEM Parti adlarla Kürt kimliği etrafında siyaset yapan partilerin temsilcileri, Anayasanın 42. maddesinde “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” dendiği halde “anadilde eğitimi” savunuyorlardı. Anayasanın 66. Maddesindeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ifadesinden rahatsız olup Anayasadan “Türk kimliğinin kaldırılmasını” istiyorlardı. Böyle konuları sık sık gündeme getirerek diğer siyasi partilerin ve toplumun tepkilerini ölçüyorlardı.
Şimdi siyasal İslâmcı örgütlere yakınlığı bilinen ve İslâmcı Kürtleri temsil konumunda bulunan HÜDA-PAR, bir yerlerden güç alarak, doğrudan doğruya Anayasanın değiştirilemez denilen maddelerini tartışmaya açıyor. HÜDA-PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, 26 Aralık 2023 tarihinde TBMM’de 2024 Bütçesi görüşülürken yaptığı konuşmada "Biz olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle eyalet sistemi, özerklik ve federasyon gibi yönetim modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilir diyoruz" ifadelerini kullanıyor.
Maalesef bu haddini bilmez ifadelere, birkaç siyasinin cılız karşı çıkışından başka güçlü bir tepki ortaya konmamıştır. Hâlbuki bölücü fikirler taşımayan bütün partilerin ve milletvekillerinin topyekûn bu sözlere “Burada bu şekilde konuşamazsınız” şeklinde gür bir sesle karşı çıkmaları gerekirdi. Türk milletinin 81 ilde fert ve örgüt olarak hukuk çerçevesinde tepkisini ortaya koyması gerekirdi.
Bunlar son günlerde gündeme getirilen “YENİ ANAYASA” tartışmasına giden yolun işaret fişekleridir. Bu tartışma açılınca, bütün siyasal İslâmcı ve bölücü fikirler taşıyan partiler, Cumhuriyet’ten rövanş almak isteyen STK’lar(!) harekete geçecek. “Üniter yapı, millî devlet, Cumhuriyet, laiklik, Türk kimliği, eğitim dili” tartışmaya açılacak. “1921 Anayasası’nı baz alalım” ifadelerinin altında da bu tartışmaları körüklemek niyeti var.
HÜDA-PAR, bu ifadesi ile doğrudan doğruya Anayasanın 3. maddesinin ilk cümlesindeki “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ifadesini yani Türkiye’nin üniter yapısını tartışmaya açıyor. Eğer bugün bu tartışmanın açılmasına izin verirsek yarın sıra maddenin devamındaki “devletin resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti”ne gelecek.
EY TÜRK MİLLETİ! İçinde bulunduğun bu rehavetten, vurdumduymazlıktan, adam sendecilikten, bana necilikten bir an önce sıyrıl, “Demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunan” Anayasana sahip çık ve Türk devletinin niteliklerini ortadan kaldırmak isteyenlere karşı dur.