Fazla yaslanma üzülürsün
ABD''nin Yunanistan''la Savunma İş Birliği Anlaşması yapması, yeni üsler açması, mevcut üslerinin de kapasitelerini artırması ve bu üslere çok sayıda araç, tank, silah, malzeme, uçak, helikopter ve savaş gemileri konuşlandırması iki ayrı amaca dayanmaktadır.
Birincisi, Rusya''yı sıkıştırmada Türkiye''ye güvenmemesi ve çıkar çatışmasıdır. Bu nedenle NATO''nun güney kanadı durumunda olan Türkiye''yi arka plana itip, Yunanistan''ı ön plana çıkarmak istemesidir. Yunanistan üzerinden Boğazları baypas edip Karadeniz''de rahat hareket edebilmeyi, Karadeniz kuzeyine Bulgaristan-Romanya-Ukrayna üzerinden ulaşabilmeyi, Doğu Avrupa''yı da yine Bulgaristan-Romanya üzerinden de takviye imkânı elde etmeyi bunu hem münferit, hem de NATO kapsamında gerçekleştirmeyi planlamıştır.
İkincisi ise, Yunanistan''la yaptığı anlaşma kapsamında, onun savaş kapasitesini arttırmak, beraber/birlikte olduklarını belgeleyerek ve arkasında olduğunu da hissettirerek Türkiye''ye karşı korumak, Türkiye''nin Ege, Doğu Akdeniz ve bölgedeki diğer çıkarlarını kısıtlamaktır. Davranışlarıyla, uluslararası anlaşmalar da görmezden gelinerek, Yunanistan''ı cesaretlendirmekte ve müşterek tatbikatlarla birliktelik görüntüleri vermeye çalışılmaktadır.
Yunanistan''ın cahil cesareti
Yunanistan''ın ideallerinin önündeki engel Türkiye ve Türklerdir. Düşmanlığı ezelidir. Her fırsatı ve imkânı, yanlış da olsa, yalan da olsa kullanmayı huy edinmiştir. Bugüne kadar Batı''dan gördüğü destekle şımarmış, ABD''nin ülkesine, işgal edercesine yerleşmesinden de cesaret alarak, kendisini Türkiye''ye karşı üstün görmeye başlamış, taciz ve tahriklerini arttırmıştır.
Yunanistan Savunma Bakanlığı, açıklamalarında tam bir yandaşlık örneğiyle, ABD''yle savunma ve stratejik iş birliğinin temel bir seçim olduğunu, Dedeağaç''ın hem ABD, hem de NATO için stratejik önemde olduğunu ve kendilerinin de ABD için tutarlı ve güvenilir bir müttefik olduğunu ifade ederek, ABD''nin daha çok gözüne girmeye çalışmıştır.
Ayrıca kendilerinin F-35''e sahip olarak Türkiye''ye karşı üstünlük sağlayacaklarını, 20 adet F-35''e ilaveten 20 adet daha alım talebi yapabileceklerini ve diğer alımlarla da, hem Yunanistan, hem de NATO için faydalı ve güçlü bir hava filosu oluşturacaklarını ve tarihin en iddialı silahlanma programını başlattıklarını belirtmişlerdir.
Yunan Genelkurmay Başkanı da, gayriaskerî statüdeki Sakız adasında denetlemelerde bulunmuş ve "Gerekirse zafere hazırlanıyoruz" demiştir.
ABD''nin ülkesindeki varlığı ve AB''den aldığı destek, onun kendisini dev aynasında görmesine neden olmakta, ABD''nin ve AB''nin kendileri için Türkiye''yle savaşabileceğini zannetmektedir.
Yunanistan''ın, Türkiye''yle aynı ittifak içinde olduğunu, birbirleriyle savaşmalarının NATO''nun sonunu getireceğini anlamalıdır. Mevcut örneğinde olduğu gibi Ukrayna-Rusya savaşında başta ABD ve Batı''nın fiilen savaşa girmemeye, sadece desteklemeye özen gösterdiklerini dikkate almasında fayda vardır.
Ayrıca Yunanistan, Kurtuluş Savaşında Batı tarafından öne sürülerek ve zamanın en üstün teknolojisi ve silahlarıyla desteklenerek Türkiye''yi işgale kalktığında, Türkiye''nin o zamanki imkânsızlıklarına rağmen sonunda nasıl hüsrana uğradığını unutmamalıdır. Tarih tekerrürden ibarettir ve üstelik Türkiye de, o zamanki "hasta adam" değildir.
Yunanistan, davranışlarındaki dengesizliğinin yanlış hesaplama sonucu cahil cesaretinden kaynaklandığını, yaslandığı duvarın bir gün çökebileceğini de hesaba katmasının kendi menfaatine olacağını düşünmelidir.
Güç mukayesesi yapılamaz
Yunanistan''ın mevcut ve gelecekteki gücünün Türkiye''ye üstünlük sağlayamayacağı açıktır. Türkiye''nin kendi öz savunma sanayiine dayalı girişimleri, millî güç unsurları ve diğer hasletleri, bölgesinde etkin güç olma durumunu muhafaza edeceğini göstermektedir.
Yunanistan, Türkiye''nin F-16 alımı ve modernizasyonuna ilişkin olumlu gelişmeleri engelleme gayreti içindedir. F-16 olmadığı takdirde, Millî Muharebe Uçağının(MMU) etkin olarak kullanılmasına kadar olan sürede alternatifin, Almanya-İtalya-İspanya-İngiltere konsorsiyumu Eurofigter olabileceği değerlendirilmektedir.
MMU için de yerli motor çalışmasına hız verilmesine, tedarik ve ortak çalışmalarda da ilgili ülkelerle siyasi ilişkilerin olumlu gitmesine özen gösterilmelidir.