Özel bir bankanın şube müdürü olan Seçil Erzan’ın, aralarında futbol dünyasının tanınmış isimlerinin de bulunduğu çok sayıda varlıklı kişiyi 80 milyon dolar dolandırdığı iddiasıyla yürütülen soruşturmada müştekilerin ifadeleri ortaya çıktı.
Milliyet'ten Elif Altın'ın haberine göre; müştekilerden Galatasaraylı eski milli futbolcu Selçuk İnan, Seçil Erzan’ın altı ay boyunca telefonlara çıkmadığını söyleyerek, “Bütün taleplerimize rağmen bugün yarın diyerek bizi oyaladıktan sonra ödedikleri paraları zimmetine geçirdiğini öğrendik. Banka yöneticileri, Erzan’ı almış ve üç gün yanında tutmuş, elinden bütün dosyaları almış ve müfettiş raporuna kendilerini sorumluluktan kurtarmak için tek yanlı beyanda bulundurtmuşlar, sonra savcılığa teslim etmişler. Burada banka müfettişlerine verdirdikleri ifadelerinde kendilerini ve bankayı sorumluluktan kurtarmak amacıyla tek yanlı beyan verdirmişlerdir. Buna ilişkin elimizde ses kayıtları mevcuttur. Banka bu suretle sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
''GÜVEN İLİŞKİSİ VAR''
Selçuk İnan, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadesinde, mesleğinin teknik adamlık olduğunu, şüpheli Seçil Erzan’ı 2011 yılında Florya Denizbank şube müdürü olduğu tarihten beri tanıdığını belirterek, şunları söyledi: “Süreç içerisinde banka işlemlerimizi yapıyor olması hasebiyle aramızda bir güven ilişkisi oluştu. Şüpheli bana Denizbank’ın bir kurumsal fonunun olduğu ve fonun başında da banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun olduğunu ifade etti. Bu fona para yatırılması durumunda kar payı alacağımızı ifade etti. Kendisiyle birlikte fonu Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun yönettiğini ve bütün işlemleri onların yaptığını söyledi.
Bunun üzerine ben toplamda 3 milyon 685 bin dolar üç seferde yatırdım. Bu paraları banka şube müdürü Seçil Erzan’ın odasında kendisine verdim. Tamamen bankanın içerisinde teslim ettim. 2 milyon 150 bin doları süreç içerisinde fonun elde ettiği asıl alacak ve kar payı diye bana bankada iade etti. Geriye yatırdığım ana paradan 1 milyon 535 bin dolar alacağım kaldı. Bankaya duyduğum güven ve fonu yöneten Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’ya duyulan güven nedeniyle bu paraları ödedim. Buna karşılık bana bankaya bu paraların yatırıldığına dair ıslak imzalı ve kaşeli resmi belgeler Seçil Erzan tarafından verilmiştir.”
''ŞİKAYETÇİYİM''
Sonrasında Erzan’ın altı ay boyunca telefonlara çıkmadığını söyleyen İnan, “Bugün yarın diyerek bizi oyaladıktan sonra ödedikleri paraları zimmetine geçirdiğini öğrendik. Bu arada banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu ve diğerleri, Erzan’ın kuzeninden aldığımız bilgilere göre, Seçil Erzan’ı almış ve üç gün yanında tutmuş, elinden bütün dosyaları almış ve müfettiş raporuna kendilerini sorumluluktan kurtarmak için tek yanlı beyanda bulundurtmuşlar, sonra da savcılığa teslim etmişler.
Burada banka müfettişlerine verdirdikleri ifadelerinde kendilerini ve bankayı sorumluluktan kurtarmak amacıyla tek yanlı beyan verdirmişler. Buna ilişkin elimizde ses kayıtları mevcuttur. Banka bu suretle sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır. Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu da sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır. Ben Hakan Ateş’in, Mehmet Aydoğdu’nun ve Seçil Erzan’ın hep birlikte bu paraları zimmetlerine geçirdiklerini düşünüyorum. Şikayetçiyim” dedi.
3.2 MİLYON DOLAR
Mesleği tercümanlık olan müşteki Musa Mert Çetin ise ifadesinde diğer müşteki Selçuk İnan ile aynı mahiyette ifade vererek, fona toplamda 75 bin dolar yatırdığını söyledi. Diğer müşteki futbolcu Emrah Çolak da ifadesinde, “Ben İspanya’da futbol oynayan milli futbolcu Emre Çolak’ın kardeşiyim. Ağabeyim Emre beni arayarak fona para yatırmamı söyledi. Seçil Erzan’a toplamda 3 milyon 212 bin dolar Seçil Erzan’ın odasında Ali isimli şahsa verdim. Ama paraları zimmetine geçirmiş” dedi.
SORUMLULUKTAN KURTULMAYA YÖNELİK AÇIKLAMA
Dosyada bazı müştekilerin avukatı olan avukat Dr. Rezan Epözdemir, “Bankanın yaptığı kamuoyu açıklaması, dosya münderecatı, deliller, olayın gerçekleşme biçimi ve ifadelerle örtüşmemektedir. Maddi gerçeklerle örtüşmeyen söz konusu açıklama, banka yöneticilerinin hukuki ve cezai sorumluluktan, bankayı ise tüzel kişilik olarak hukuki sorumluluktan kurtarmak amacıyla yapılmıştır. Tarafımızca hukuki ve cezai yolların yanı sıra BDDK nezninde gerekli idari yollara da başvurulmuştur. Denizbank tarafından yapılan meşkûr açıklamaya istinaden bu açıklamanın yapılması gerekmiştir” diye konuştu.