Gazeteci Fatih Altaylı, "Yapmayın ya, futbola siyaset mi bulaştı!" başlıklı yazısında Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı seçimleriyle ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
Türk futbol camiası son derece komik olduğunu belirten Altaylı, "O kadar ki, yaptıkları stand-up’u sahnede sergileseler ne Cem Yılmaz kalır, ne Deniz Göktaş, ne Ali Congun ne de diğerleri. Çok gülüyorum hepsine" yorumunu yaptı.
"Servet Yardımcı Saray’dan geldiği belli olan bir telefonla adaylıktan çekilince hep bir ağızdan “Futbola siyasi müdahale var” demeye başladılar ve Servet Yardımcı’nın bu müdahaleye tepki göstermesini, UEFA’ya, FIFA’ya giderek Türkiye’deki rezaleti anlatmasını talep edenler oldu" diyen Altaylı, kendi adını taşıyan internet sitesindeki yazısına şöyle devam etti:
"Hangi Servet Yardımcı bu müdahaleye tepki gösterip, mücadele edecek, UEFA’ya Türkiye’deki rezaleti anlatacak!
Futbol camiasına Erdoğan desteğiyle dahil olup, Erdoğan desteği ile UEFA’ya giren ve Federasyon başkan adaylığı sırasında Erdoğan’ın desteğine sahip olduğunu yanında dolaştırdığı Mustafa Erdoğan’la yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kardeşi ile kanıtlamaya çalışan Servet Yardımcı mı!
Yani Servet Yardımcı federasyon başkanı olsa siyasete rağmen mi olacaktı!
Ya da TFF’nin gelmiş geçmiş en kötü başkanı M. Büyükekşi siyasete rağmen mi o koltukta oturdu 3 yıldır!
TİM Başkanlığı, THY yönetim kurulu üyeliğini de siyasete rağmen mi yürütüyordu! Futbolla uzak yakın bir ilişki olmadığı halde futbolun en üst kurumunun başına geçmesi, ByLock’çu olduğu halde federasyon başkanı olması ve orada kalması tamamen kendi yeteneklerine mi bağlıydı!
Cuma namazında Erdoğan’ın arkasında durup Cumhurbaşkanı’na gülücükler yollamasının nedeni Erdoğan sevgisi miydi, yoksa koltuk sevdası mı!
AKP iktidara geldiği günden bu yana “siyasetin atamadığı” tek bir federasyon başkanı oldu mu sizce!
Herkesin çok sevdiği, iyi de insan olan Hasan Doğan mesela, futbol konusuna çok hakim olduğu için mi federasyon başkanı olabilmişti, yoksa futboldan çok AKP’ye ve o dönemin Başbakanına yakın olduğu için mi!
AKP ile FETÖ’nün el ele yürüdüğü yıllarda hem AKP’li olmak gerekiyordu federasyon başkanı olmak için, hem de FETÖ’den icazetli olmak. Mesela Nihat Özdemir gibi.
Sonrasında da Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıyor olmak.
Aksi hiç olmadı.
Siyaset tarafından atanarak seçtirilmek söz konusu olmasaydı, emin olun son 20 yılın federasyon başkanlarından bir teki bile federasyon başkanı olamazdı futbolda.
O yüzden “Vay futbola siyaset bulaştı” diye feveran ederek herkesi güldürmeyin.
Futbola bulaşan siyaset de, işi getirdiği hale bir baksın.
Giderek değeri düşen bir futbol ve siyasetten bıkanların hakem odası basan bir eski kulüp başkanından medet umar hale gelmiş bir futbol dünyası.
Medet umulan adamın hakemleri ancak Cumhurbaşkanı’ndan gelen telefonla serbest bıraktığını bile hatırlamadan üstelik!"