Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığı görevinden ayrılmasının ardından, gündemdeki yoğunluk dikkat çekti.
Kılıçdaroğlu'nun liderliği sırasında sıkça gündemde olmamasına rağmen, görevini kaybettikten sonra sürekli haber konusu olmasının yanı sıra, bu dönemde kendisi de sessizliğini bozdu.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı'na Özgür Özel'in getirilmesinin ardından, Özel'in AKP'ye yakınlaştığını ve kendisini eleştirmeye başladığını belirterek, "Partimde vefasızlığa uğradım, hançerlendim" şeklinde açıklamada bulundu. Kılıçdaroğlu, yıllardır kendisini eleştirenlere karşı hoşgörülü davranmışken, bu süreçte tepkili bir tutum sergiledi.
Usta gazeteci Yılmaz Özdil, Kılıçdaroğlu'nun kendisini yıllarca destekleyen gazeteciler tarafından eleştirildiğinde öfkelendiğini ve bu durumu Uğur Dündar ve Fatih Altaylı gibi isimlere yönelik ağır ifadelerle dile getirdiğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, özellikle Fatih Altaylı'ya karşı sert sözler sarfederek, Altaylı'nın AKP yanlısı olduğunu ve gazetecilik mesleğini satılık bir hale getirdiğini iddia etti.
Medyanın CHP ile ilişkisinden başlayan Yılmaz Özdil, Kılıçdaroğlu ve Fatih Altaylı arasındaki konuyu şu sözlerle tanımladı:
“CEM UZAN’A VE DİNÇ BİLGİN’E ZAMANINDA ‘YOK OLSUN GİTSİN, MEYDAN BİZE KALSIN’ DEDİLER”
AKP iktidara geldiğinde Star televizyonu ve Star Gazetesi Cem Uzan'ınındı. Türkiye'nin ilk özel televizyonuyla açık ara bir numaraydı. Star televizyonu Star Gazetesi ise Türk basın tarihinin tiraj rekorunu kırmıştı. Cem Uzan medyayı domine ediyordu, şak el konuldu. Cem Uzan hukuksuz şekilde infaz edilirken medyanın geriye kalanı çok sevindi. ‘Meydan bize kaldı’ diye düşündüler. Cem Uzan’a yönelik hukuksuzlukları görmezden geldiler. Kendini savunamaz diye Cem Uzan'a sansür uyguladılar. Cem Uzan hakkındaki düpedüz yalanları bile bile doğruymuş gibi yazdılar, bugün bile hala bunun izlerini görüyoruz. Tıpkı Cem Uzan gibi AKP iktidara geldiğinde Sabah Gazetesi ve ATV televizyonu Dinç Bilgin. Stüdyoları ve matbaalarıyla falan Türk medyasının teknoloji lideriydi, reklam pastasından en büyük payı o grup alıyordu. Şak hemen konuldu, medyanın geriye kalanı yine çok sevindi. Düşünün Dinç Bilgin’in maruz kaldığı apaçık hukuksuzluk hiç bahsetmediler karartma yaptılar yok saydılar. ‘Dinç Bilgin yok olsun gitsin, meydan bize kalsın’ dediler. Tıpkı Cem Uzan ve Dinç Bilgin gibi Show Tv, Akşam Gazetesi ve Türkiye'nin ilk dijital yayın platformu Digitürk Mehmet Emin Karamehmet'indi. Şak diye el konuldu medyanın geriye kalanı gene çok sevindi. ‘Meydan bize kaldı’ diye düşündüler. Karamehmet'in malına mülküne adeta kapış kapış çöküldüğünde sevindiler.
“AYDIN DOĞAN'I MEDYADAN TASFİYE EDENLERİN GÖZÜNE GİRMEK İÇİN AYDIN DOĞAN'IN ALEYHİNDE YAZILAR YAZDILAR”
Vatan, Fanatik, Kanal D, CNN TÜRK, D Smart hepsi Aydın Doğan'ındı. Türkiye'nin Medya İmparatoru’ydu. Defalarca Türkiye vergi rekortmeniydi. Şak dünya basın tarihinde görülmemiş ebatta vergi cezaları kesildi. Yalanlar, iftiralar, tehditler, baskılar, keyfi uygulamalar, ailesine yönelik hukuksuzluklarla medyasını elden çıkarmak zorunda kaldı. Türk medyasından geriye zaten pek bir şey kalmamıştı ama tek tük kalanlar çok sevindi. Meydan bize kaldı dediler. Hatta Aydın Doğan'ı medyadan tasfiye edenlerin gözüne girmek için Aydın Doğan'ın aleyhinde yazılar bile yazdı.
“AKP MEDYASI İCAT EDİLDİ, GAZETECİLİK İKTİDAR ŞAKŞAKÇILIĞINA DÖNÜŞTÜ”
Bu medya patronları tasfiye edilirken Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarları, Türkiye'nin en çok izlenen televizyoncuları, Türkiye'nin en iyi yazı işleri kadroları, Türkiye'nin en iyi haber merkezi kadroları, Türkiye'nin pırıl pırıl muhabir kadroları, tek tek işten attırıldı. İçten atılanlara sansür uyguladılar, işten atılanlar bir daha medyada yer bulamasın da sadece kendileri çalışsın diye duvar ördüler, takoz koydular. AKP medyası icat edildi, gazetecilik iktidar şakşakçılığına dönüştü. Saray borozanlığına dönüştü.
“İŞTE O GÜN TÜRK MEDYASINA BİTİRİCİ DARBE VURULDU”
Türk basınının sembol ismi olan Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucu başkanı Sedat Simavi ne demişti? ‘Kalemine efendi kal uşak olma, mecbur kalırsan kalemini kır sakın satma’ demişti. Bakın bu ülkenin kalemini satmayan namuslu gazetecileri tek tek işten atılırken Sedat Semavi’nin kurduğu Gazeteciler Cemiyeti’ydi. Sayın iktidarımız tarafından tepe tepe kullanılan cemaat gazeteleri ve televizyonların son kullanma tarihi geldi, şak onlara da el konuldu. Ulusal ve yerel medya iktidarın kontrolüne geçti. Tüm bunlara CHP yönetimi maalesef tüy dikti. Namuslu gazetecilere, namuslu gazeteciliğe, evrensel gazetecilik değerlerine sahip çıkmak yerine AKP'yi kendilerini örnek aldılar. AKP'yi taklit ederek ‘Biz de kendi medyamız kuralım’ dediler. İşte asıl o gün Türk medyasına bitirici darbe vurulmuş oldu.
“VERMEK TARAFSIZ YORUM YAPMAK GİBİ TAVIRLARI ZATEN YOKTU”
AKP iktidara geldiğinden beri yandaş gazetecilikten şikayet ediyorduk ama maalesef CHP aynı yöntemi tercih etti hatta çok üzgünüm ama AKP yandaşı gazeteciliği bile gölgede bıraktılar. Çünkü iktidar yandaşı tabir ettiğimiz gazetecilerin aslına bakarsanız doğru haber vermek tarafsız yorum yapmak gibi tavırları zaten yoktu. Böyle bir iddiaları hiç olmadı. AKP adına faaliyet gösterdiklerini gizlemiyorlardı. CHP ve Kılıçdaroğlu yönetimi kendi medyasını kurduğunu zannederken çok mutluydu. Kılıçdaroğlu'nu alkışlarken 12 defa seçip kaybetmesine rağmen alkışlarken % 60’da kazanacak Cumhurbaşkanı filan derlerken Kılıçdaroğlu çok mutluydu. ‘Yapmayın etmeyin bakın Kılıçdaroğlu kesinlikle Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedecek, anketlerle size yalan söylüyorlar’ diyen gazetecileri işten kovdurdular.
KILIÇDAROĞLU FATİH ALTAYLI KENDİSİNİ DESTEKLERKEN BU SÖYLEDİKLERİNİ BİLMİYOR MUYDU?
Kılıçdaroğlu çok mutluydu şimdi o işte bahsedilen aynı kadro şu anda Kılıçdaroğlu'nun karşısına geçmiş vaziyette. Kılıçdaroğlu hayatın gerçekleriyle karşılaştı. Öfkelenmesi ondan. ‘Beni göklere çıkaran şimdi niye döndüler’ diye öfkeleniyor. Asıl kendi ellerinle yarattın bu düzeni. Şimdi Fatih Altaylı’ya FETÖ yalakası, kepaze diyor. Satılık eleman diyor. Kalemin satılık ruhun satılık ağzın bile satılık filan diyor. İblis filan diyor. Peki aynı Fatih Altaylı kendisini desteklerken bunları bilmiyor muydu? Kılıçdaroğlu yeni mi öğrendi? Hatta şimdi İblis falan dediği Fatih Altaylı'nın programlarına konuk olmuyor muydu ya? Teşekkür etmiyor muydu?
ALTAYLI, KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLERKEN ONUN AKP'NİN ADAMI OLDUĞUNU NEDEN SÖYLEMEDİ?
Peki şimdi aynı şekilde ‘Kılıçdaroğlu kesinlikle AKP'nin adamı, AKP'nin piyonu’ diyen Fatih Altaylı bunu seçimden önce bilmiyor muydu? Niye seçimden önce söylemiyordu? Niye Kılıçdaroğlu'nu destekliyordu? Niye Kılıçdaroğlu'nun kesinlikle Cumhurbaşkanlığını kazanacağını söylüyordu?
KILIÇDAROĞLU FATİH ALTAYLI ARASINDA NE YAŞANMIŞTI?
Fatih Altaylı, Kılıçdaroğlu ile ilgili söylediği “Beni dövseydi onu affederdim ama kendisini hiç affetmiyorum. Çünkü o AKP’nin adamı, vatan haini” dedi. Kılıçdaroğlu da bu sözlere sert tepki gösterdi.
"KÜFÜR YUVASI AĞZIN BİLE SATILIK”
Kılıçdaroğlu Altaylı için sosyal medya hesabından “Parayla işim olsa, seni satın alır, Saray’a karşı bağlardım. Kalemin, ruhun satılık. Hatta küfür yuvası ağzın bile satılık” gibi ifadeler kullandı.
“MERKEPLER ADAM OLUR, SEN ADAM OLMAZSIN”
Altaylı’nın iktidarın talimatıyla hareket eden bir “işbirlikçi” olduğunu ve medyada “patronların satılık elemanı” olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, “Merkepler adam olur, sen adam olmazsın” dedi.
Fatih Altaylı ise “Benim ne kadar doğru söylediğimi, kendisinin aslında AKP’ye hizmet eden bir piyon olduğunu, bilerek veya bilmeyerek, çok net bir şekilde ortaya koydu” diyen Altaylı, Kılıçdaroğlu’na dava açacağını söyledi.
"O METNİ KALEME ALMAK MAKUL BİR İNSANIN İŞİ DEĞİL"
Kılıçdaroğlu’nun hakaret dolu sözleri nedeniyle konuyu yargıya taşıyacağını ifade eden Altaylı, “Yeniden CHP’yi ele geçirme yönündeki çıkarında nereye çok ağır dokunduysam eğer çıldırmış. Çünkü o metni kaleme almak makul bir insanın işi değil, o kadar edepsiz ve terbiyesiz bir metin” ifadelerini kullandı.
"ANLADIĞIM KADARIYLA PLANLARINI BOZMUŞUZ”
Kılıçdaroğlu’nun, CHP kurultayı nedeniyle kendisine kinlendiğini söyleyen Altaylı, “CHP kurultayı öncesinde bizim Özgür Özel’e verdiğimiz destek var. Çünkü planları şuydu: İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nu aday göstermeyeceklerdi, Ankara’da Mansur Yavaş’ı muhtemelen göstermeyeceklerdi buraları tekrar kaybedeceklerdi. O planı da anladığım kadarıyla bozmuşuz” diye devam etti.
"ÇOK SEVİYESİZ. BU BİZİM SEVİYEMİZ DEĞİL.”
Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabı X’ten yayımladığı metni “edepsiz ve terbiyesiz” olarak nitelendiren Altaylı, şöyle konuştu:
“O yazmamıştır ama o yazılanı önüne konanı kendi ürünüymüş gibi yayımlayarak da gösterdi. Bu kişiyle ilgili söyleyeceğim son şey: Ne adını anarım ne de başka bir şey. Mahkeme salonunda görürsem görürüm, görmezsem görmem. Çok geçmişlere falan gitmiş, Sabah’tan Hürriyet’ten ayrılmalarıma gitmiş, ondan sonra 20 kere falan konuk oldu, mesajları duruyor bende, çıkarırım utanır. Çıkarmam ama kendisi biliyor bana neler yazdığını. Çok seviyesiz. Bu bizim seviyemiz değil.”