Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı bugün“At yalanı sevsinler inananı dönemi” başlıklı yazı kaleme aldı.
Altaylı, "Hafta sonunda Habertürk’te son dönemin nasıl gerçek dışı, düzmece bilgilerle oluşturulmuş algılar üzerine inşa edildiğini gösteren şahane bir örnek yaşandı" diyerek sözlerine başladı.
Altaylı, Hülya Hökenek''in sunduğu programda Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük''ün "Mahfi Eğilmez’in Merkez Bankası Başkanlığı yaptığı dönemi de gördük biz. 2001 krizinde ülkeyi batıranlardan biridir Mahfi Eğilmez. Eğilmez, ekonomi hakkında konuşamaz, ekonomiyi batıran adamdır" dediğini hatırlattı.
“Kulaklarıma inanamadım” diyerek sözlerini sürdüren Altaylı, “Programın katılımcısı, iktidarı savunmak ve bir eleştirmeni karalayıp savuşturmak adına doğru olmayan bir bilgiyi insanların gözünün içine baka baka veriyor. Belki gerçeği biliyor belki de gerçekten öyle zannediyor. Ama sonuçta doğru olmayan bir bilgi doğru imiş gibi milyonlara veriliyor. Ve ne yazık ki, bu dönemin normali de bu. Söylediğinizin doğru olup olmaması önemli değil. Önemli olan iktidarın işine yaraması. “ ifadelerini kullandı.
İşte Fatih Altaylı’nın yazısının ilgili bölümü:
“Hafta sonunda Habertürk’te son dönemin nasıl gerçek dışı, düzmece bilgilerle oluşturulmuş algılar üzerine inşa edildiğini gösteren şahane bir örnek yaşandı.
Hülya Hökenek’in programında, iktidar destekçisi bir katılımcı mevcut ekonomik durumu savunurken ekonomik gidişatı eleştiren Mahfi Eğilmez’i hedef alarak, “Mahfi Eğilmez’in Merkez Bankası Başkanlığı yaptığı dönemi de gördük biz. 2001 krizinde ülkeyi batıranlardan biridir Mahfi Eğilmez. Eğilmez, ekonomi hakkında konuşamaz, ekonomiyi batıran adamdır” diye bir cümle sarf etti.
Kulaklarıma inanamadım.
Mahfi Eğilmez’in son yıllarda ekonomi üzerine yazdığı pek çok şeyi eleştiririm, onun da pek çok ekonomist gibi tutmayan tahminlerini alaya alırım, gamlı baykuş tarzını çok doğru bulmam ama Mahfi Eğilmez’in hayatında bir gün bile Merkez Bankası Başkanlığı yapmadığını, 2001 krizinde bırakın Merkez Bankası Başkanı olmayı, kamuda görevli bile olmadığını bilirim.
Hatta tam aksine 2001 krizi sırasında Mahfi Eğilmez’in çok sert eleştiriler yaptığını da hatırlarım.
Ama bunların hiç önemi yok.
Programın katılımcısı, iktidarı savunmak ve bir eleştirmeni karalayıp savuşturmak adına doğru olmayan bir bilgiyi insanların gözünün içine baka baka veriyor.
Belki gerçeği biliyor belki de gerçekten öyle zannediyor.
Ama sonuçta doğru olmayan bir bilgi doğru imiş gibi milyonlara veriliyor.
Ve ne yazık ki, bu dönemin normali de bu.
Söylediğinizin doğru olup olmaması önemli değil.
Önemli olan iktidarın işine yaraması.
Mesela iktidarı övmek ve geçmişi karalamak için “Bizden önce buzdolabı yoktu” diyebiliyorsunuz.
“Otoyol yoktu” diyebiliyorsunuz.
Kırk, elli sene önce, benim çocukluğumda bir kez olmuş bir meseleyi sanki AK Parti iktidarından hemen önce ve hep olmuş gibi göstererek “Yağ kuyrukları vardı” diyebiliyorsunuz.
1978 yılında, Demirel hükümeti zamanında bir süre petrol ithal edilemediği için oluşmuş akaryakıt kuyruklarına sanki AK Parti’den hemen önce olmuş gibi “Akaryakıt kuyrukları var” diyerek bir de üzerine CHP’ye mal edebiliyorsunuz.
O günleri yaşamayanların veya cühelanın buna inanmasını da sağlayabiliyorsunuz.
Çünkü ne buzdolabının ne Sana yağının ne otoyolların çıkıp “Yalan" deme şansı yok.
Ama Mahfi Eğilmez çıkıp “Ben hayatımda Merkez Bankası’nda çalışmadım” diyebiliyor Allah''tan.
Ama emin olun şimdi de “Bu yeteneksiz adam Merkez Bankası’nda işe bile alınmamış, şimdi ekonomi üzerine ahkam kesiyor” diyeceklerdir.
Ne de olsa artık olguların önemi yok.
Her şey algı.
Algı yaratmaya çalışıyorlar.
Ama çarşı pazardaki algının farkında değiller.
Asıl yarattıkları algı orada.
Marketlerde, bakkalda, manavda, her gün değişen etiketlerde.
Cübbeni çıkar da siyasete gir
Bir okurumun hatırlattığı gibi, Türkiye’de siyasetin, özellikle de AK Parti siyasetinin çok sevdiği bir cümle vardır.
Ne zaman asker veya sivil bir bürokrat iktidarın sevmediği bir biçimde siyasetin alanına girdiği düşünülen bir konuda bir laf etse “…. Çıkar da siyasete gir” derler.
Konuşan asker ise çıkarılması gereken şey üniformadır.
Konuşan akademisyen veya yargı mensubu ise çıkarılması gereken şey cübbedir.
Peki konuşan bürokrat asker, yargı mensubu ya da akademisyen değil de Diyanet İşleri bürokratı ise niye kimse aynı cümleyi söylemez?
Askere üniforma ile, akademisyene cübbe ile konuşmak yasak ve ayıpsa Diyanet İşleri bürokratı nasıl olur da siyaset alanı ile ilgili rahatça konuşur?
Yok mudur iktidar kanadından bir aklı selim çıkıp Diyanet bürokratına “Madem öyle cübbeni çıkar siyasete gir öyle konuş” diyecek dürüstlükte bir kişi.
Madem onlar demiyor ben diyeyim bari.
Ali Erbaş Beyefendi, çıkar cübbeni gir siyasete öyle konuş.
Hiç kimseden toplayamıyorsan, topla Diyanet İşleri personelinden 100 bin imza Cumhurbaşkanlığı adayı ol öyle konuş.
Hodri meydan.
Yapamıyor musun!
Sus o zaman.
Haddini bil.”
NELER OLMUŞTU:
Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük, HaberTürk’te yayınlanan Enine Boyuna programında hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen''in eski Hazine Müsteşarı, ekonomist Mahfi Eğilmez''e atıf yapmasına karşı çıktı. Şen’in konuşmasını bölen Cem Küçük “Hocam Mahfi Eğilmez''in Merkez Bankası (MB) başkanlığı yaptığı dönemi de gördük biz. 2001 krizinde bu ülkeyi batıranlardan biridir Mahfi Eğilmez. Eğilmez ekonomi hakkında konuşamaz, ekonomiyi batıran adamdır” dedi.
Ersan Şen ise “Siz onu söylersiniz Mahfi Eğilmez''de cevap hakkını kullanır” yanıtını verdi.
''HAYATIMDA MERKEZ BANKASI''NDA GÖREV YAPMADIM''
Cem Küçük''e cevap, Mahfi Eğilmez''den geldi. Twitter hesabından açıklama yapan Eğilmez, "Habertürk''te bir programda adım 2001 krizinde ülkeyi batıran Merkez Bankası Başkanı diye geçmiş. Hayatımda Merkez Bankası''nda hiç görev yapmadığım gibi kamu görevinden 1997 yılı Aralık başında istifaen ayrıldım. Kamuoyuna duyururum" dedi.
ÖZÜR DİLEDİ
Merkez Bankası Başkanı olmadığı halde Mahfi Eğilmez''in Merkez Bankası Başkanlığı yaptığını ve 2001 ekonomik krizine de neden olduğunu söyleyen Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, canlı yayında yaptığı konuşmasına gelen tepkilerden sonra özür diledi.
Gaf için “canlı yayın heyecanı” diyen Küçük yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Mahfi Eğilmez Merkez Bankası Başkanlığı yapmadı, doğru. 1997’de 5 ay Hazine Müsteşarlığı yaptı. 2001 krizi 4 yıl sonra çıktı. Canlı yayının heyecanıyla benim gibi bilgisine güvenen birinin daha dikkatli olması lazım. Bu anlamda Mahfi Bey’den özür dilerim. Tabii muhalifler, ‘ Oo Cem Küçük gaf yaptı’ diye haber yapıp ne demek istediğimi odaklanmadılar. Canları sağ olsun."
''''MAHFİ EĞİLMEZ BUNDAN AZADE DEĞİL..."
Küçük, yazısının devamında ise “Gelelim haklı olduğum tarafa. 2001 krizine giden yolda 1990’lardaki herkesin katkısı var. Mahfi Eğilmez bundan azade değil. Mahfi Eğilmez tipik bir eski Türkiye bürokratıdır. Onun dönemine bir bakalım Nejat Özonay Twitter’da yazmış. Ben de burada alıntılayayım. Sayın Eğilmez Hazine Müsteşarı olduktan sonra ‘%100,99’da aldığı borçlanma faizini 6 ayda %122,53’e, bileşik faizi %147,87’e çıkarttı. Yüksek faize rağmen ortalama TÜFE’yi %77,6’dan alıp 6 ayda %96,1’e yükseltti.’ Eğilmez 5 ay görev sonunda ekonominin battığını görünce istifa etti. Yani 2001 krizi durduk yere gelmedi. 5 Nisan 1994’teki krizden bu yana alınan her yanlış karar 2001 krizini getirdi…”