Erkul, 11 Ekim 1984 tarihinde gazetenin genel yayın yönetmeni Çetin Emeç ile gazetenin başyazarı Mehmet Barlas arasında geçen diyaloğu, Haber Hürriyeti sitesindeki köşesinde anlattı.
İşte Erkul''un şahit olduğu olayla ilgili köşe yazısı:
Asıl konu bu değil.
Daha önce de yazdığım bir anıyı yenileyeceğim.
Nedeni bugünlerde bir kesimin makbul saydığı bir şahıs var.
Her dönem iktidarı yağlayıp, yutan bir köşe yazarı.
Bugünlerde ;
"Partiler kapatılsın, milletvekilleri sınırdışı edilsin",
Diyecek kadar savsaklayan bir yazar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın yanağını okşayacak kadar,
Abi denilecek kadar bir kesimin itibarlı gazetecisi.
Mehmet Barlas.
Tarih : 11 Ekim 1984
Akşam saat 9 ya da 10 gibi.
Milliyet Yazı İşleri''nde çalışıyoruz.
12 Ekim tarihli İstanbul baskısını hazırlıyoruz.
Kapıdan içeri Başyazar Mehmet Barlas girdi.
Taşra baskısını aldı, sayfaya baktı ve tepkiye başladı :
"Olmaz arkadaşlar. Bir sayfada iki tepki başlığı olmaz.
Bunu hemen değiştirelim."
Çetin Emeç gazetede sadece haber vermez, tavır da koyan başlıklar da atardı.
Gerçekten o akşam birinci sayfada iki tepki başlığı vardı.
Manşet : KAHPELER… Bir yüzbaşıyı daha şehit ettiler…
2. Manşet : İNSAF… Taşıt vergisi 8 – 10 kat artıyor…
O tarihlerde uzuuun yıllardır Milliyet’te yazarlar her şeye karışırdı.
Ama bilmedikleri iki şey vardı.
1. Rahmetli Çetin Emeç habere ruh verirdi, can verirdi, tepki koyardı.
2. Çeto işine karışanı hiç sevmez, azarlar, hatta kovmaktan beter ederdi.
Ve o tarihlerde Çetin Bey Milliyet’e can veriyordu.
Gazeteyi tarihi bir çöküşün içinden alıp yukarılara çıkarıyordu.
Barlas ciddiydi. Ona göre birinci sayfanın değişmesi gerekti.
Kendisi “Değiştirelim” dediğinde "İçeriye söyle" dedik.
Çetin Bey sabah geldiği gazeteden geceyarıları çıkardı.
Nitekim o gün, o saatte de yandaki odasında çalışıyordu.
Bu da; akşam 5 – 6 gibi paydosa alışık yazı işlerinin çok yadırgadığı bir işti.
Mehmet Barlas "Aaa Çetin buradamı, tamam şimdi değiştiririz" dedi.
Ve gazeteyle beraber Çetin Bey’in odasına girdi.
Çetin Bey rahmetli İpekçi’nin odasında oturur ve bundan hep gurur duyardı.
Odanın iki kapısında biri yazı işlerine diğeri dışarı koridora açılırdı.
Biz Çeto’yu iyi tanıdığımız için içeride çıkacak patırtıyı bekliyorduk.
Rahmetli iyi fırça atar, zaman zaman okkalı küfür de ederdi.
Öyle ya kudretli başyazar, yayın müdürüne ilk muhtırayı verecekti.
Üç beş dakika hiç ses çıkmadı. Merak doruğa çıkmıştı.
Bir şey sorma bahanesiyle Çetin Bey’in kapısını tıklattım.
Rahmetli herzamanki gibi gözlüğünün üzerinden baktı ve “Evet Ercü” dedi.
Mehmet Barlas 2-3 dakika kalabildiği odanın diğer kapısından tüymüştü.
Lafını yemek, kaçıp gitmek, fırçalanmak onun için hiç önemli değildi.
Herhalde her zaman önemli olan iktidarı yağlamaktı.
Öyle ya aile boyu kariyerli yerlerde iyi paralarla çalışmak,
Bazı meziyetler ister.
https://www.haberhurriyeti.com/makale/8223143/ercument-erkul/mehmet-barlasin-cetodan-yedigi-firca