Diyarbakır’da, terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını belirttikleri çocuklarının bulunmasını isteyen 49 aile, HDP binası önündeki oturma eylemini 30'uncu günde de sürdürdü.
Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in (21) HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra, partinin Diyarbakır binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP önünde oturma eylemine başladı. Eylem, 30'uncu günde de 49 aile tarafından sürdürüldü.
'BU İŞİ KÖKTEN ÇÖZMELERİ LAZIM'
Diyarbakır'da, 5 Mayıs'ta kaybolan oğlu Yusuf'un (16) HDP'liler tarafından düğün aracı olarak süslenen minibüsle dağa kaçırıldığını iddia ederek, 4 Eylül'de oturma eylemine başlayan inşaat işçisi Celil Begdaş, "Tüm siyasetçilerden rica ediyorum; herkesten, bütün duyarlı insanlardan, büyüklerden herkes elini taşın altına koysun. Yarın öbür gün kış gelecek; bu analar yazık günahtır, bir çözüm bulsunlar. Bütün siyasi partiler birleşsin, duyarlı insanlarla bir komisyon kursun, bir çözüme gitsin. Bu işi kökten çözmeleri lazım" dedi.
AİLE SAYISI 50 OLDU
Batman'da yaşayan Melike Akdoğan, HDP Diyarbakır il binası önüne gelerek, geçen yıl lise öğrencisiyken kaybolan ve terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Abdulkadir (14) için oturma eylemine katıldı. Akdoğan ile birlikte eylemdeki aile sayısı, 50'ye çıktı.
Oğlu geçen yıl okula gittikten sonra bir daha haber alamadığını anlatan Melike Akdoğan, "Oğlum için geldim, oğlumu istiyorum. Onu kandırıp, dağa götürmüşler. Okul çıkış saatinde eve gelmeyince onu aramaya gittik, bulamayınca kayıp başvurusunda bulunduk. Herkes onu aradı ama hiçbir yerde bulamadı. 1 yıldır kayıptır ve hiç haber alamadım. Kandırılıp, dağa götürülmüştür, başka bir yerde olamaz. Neredeysen gel Abdulkadir, seni çok özledim, gel eve artık. Küçücüktü, kandırmışlardır onu. Beni duyuyorsan, ne olur gel Abdulkadir. Gel, annen senin arkanda. Seni çok özledik. Gel eve artık, yeter. Kim götürmüşse getirsin seni bana" dedi.