“Evimizin evi”nin emniyeti

Yıllardır Sırpların katliam yaptıkları Bosna-Hersek’ten naklen izlediğim bir haber hafızamda yer etmiş. ANAP’ın kendini güçlü vehmettiği dönemleriydi ve dört yanımız yangın yerine dönmüştü. Devrin TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, olayları yerinde gözlemlemek için Bosna-Hersek’e gitmişti. Mustafa Kalemli’ye tercümanlık eden Bosnalı kız, “Biz burada ölürken İstanbul’u korumak için öldüğümüzün farkında değil misiniz?” diye sormuştu!
Evlâd-ı Fâtihan böyle konuşurdu! Yüzlerce yıl, “Türkler geliyor!” efsanesini oluşturan, kuvvetli esen rüzgârı bile Akıncıların at nalı sesine benzeştiren Akıncı beylerinin torunları böyle konuşurdu! Çünkü onlar Türk’tü ve Türkçe konuşuyordu! Aklımda, hafızamda iz yapmış, unutmamaya ve unutturmamaya gayret ederim o gün bugündür...
O Bosnalı Türk Kızı’nın Türkçe uyarısından beri, yeri geldikçe o Kızımızı tekrar seslendirerek; Balkanlar’da ölenlerin, Kafkaslarda ölenlerin, Azerbaycan’da ölenlerin, Musul’da-Kerkük’te-Telafer’de ölenlerin, Kıbrıs’ta ölenlerin Misak-ı Millî’yi korumak uğruna öldüklerinin kaçımız farkındayız diye sorar dururum!..
Aile büyüklerimizden; evin emniyetinin bahçeden, bahçeninkinin sokaktan, sokağınkinin caddeden, caddeninkinin mahalleden, mahalleninkinin kasabadan, kasabanınkinin ilçeden, ilçeninkinin ilden, ilinkinin bölgeden, bölgeninkinin ülkeden, ülkeninkinin ise sınır ötesinden sağlanabileceğini duyarak, öğrenerek büyüdük. Okyanus Ötesinin Vietnam’da, Afganistan’da, Irak’ta ne işi var diye sorularımızı yandaşları-işbirlikçileri, “Demokrasi götürmek için!” diye cevaplarken muhalifleri; “Emperyalist-yayılmacı düşünceleri yüzünden!” derler...
Oysa bir şampiyon sporcunun, bir sonraki bildiği veya bilmediği rakibini de alt edebilmek için müsabakasındaki sarf edeceği gücün kat kat fazlasıyla antrenman yapma mecburiyeti gibi büyük veya büyümek düşüncesindeki devletlerin uzanabildikleri her yerdeki büyümeğe aday ülkeleri engellemesi kendine göre işin en doğrusudur.
Dünya devletlerine, devletleşmeden önce dünya milletlerine bu gerçeği öğreten de Türklerdir! Tarihin en eski belgelerinden sayılan Orhun Yazıtlarında; “İnsanoğlunun üstüne ecdadım Bumin Kaan, İstemi Kağan tahta çıkmış. Çıkar çıkmaz Türk Milletinin ilini, töresini ele alıp tanzim etmiş. Dört tarafı hep düşman imiş. Ordu gönderip dört yandaki düşmanları alt etmiş. Başlısına baş eğdirmiş, dizlisine diz çöktürmüş....... Bilgili Kağanmış, kahraman kanmış. Emirleri, beyleri ve milleti bile asilmiş. Bunun için hükümdar olunca memleketi idare edip kanun yapmış” şeklinde anlatılarak tarif edilmiş halkları milletleştirip milleti devletleştirmenin ve huzuru sağlamanın yolu...
Hemen günümüze dönersek; Azerbaycan toprakları Rus destekli Ermeniler tarafından işgalde. Her an patlayacak bir bomba gibi! Balkanlar’da artık azınlık uygulaması bile çok görülerek asimile edilmeye, yok edilmeğe mahkûm kandaşlarımız can çekişiyor! Kıbrıs’ta AB’nin para ve propagandası ve onlara destek veren Türkiye Hükümeti sayesinde kazanılanlar kaybedilmek üzere! Irak’ın kuzeyi diye adlandırılan Musul-Kerkük-Telafer’de Türkmenlere soykırım yapılıyor!
Dünya Türklüğü ve dünya mazlum milletlerinin bağımsızlık örneği ve umudu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetiminde, demokrasiyi ısrarla araç edindiğini söyleyen ve komşularla “Sıfır Sorun” iddiasında olan bir BOP Eş Başkanı var! Ve Türk Milleti; dedelerinin niye öldüğünü; dedelerinin canları-kanları pahasına koruyarak bize emanet bıraktığı kazanımları ve vatan toprağını; sultanlıktan, padişahlıktan, tebaalıktan kurtararak her birimizi fert eden, vatandaş eden Cumhuriyeti kaybetmek üzere olduğunun farkında değil!
Tehlikeye dikkat çekebilmek için ne yapabilirizi de biz bilmiyoruz!

Yazarın Diğer Yazıları