Salim Yavaşoğlu / Yeniçağ
MHP'nin AKP ve BBP ile birlikte Anayasa değişikliğinde referandum ortadığı olduğu Hüda Par'ın parti programında, Kürtçe ikinci resmi dil olarak yer alıyor, üniter yapı yerine özerlik talep ediliyor, Kürtlerin kurucu unsur olarak anayasada yer alması isteniyor, yürürlükteki anayasada yer alan ilk dört maddenin değiştirilmesi benimseniyor. Türklük vurgusunun ortadan kaldırılması hedefleniyor.
Referandumda az bir farkla "Evet" çıkmasında Güneydoğu'daki çalışmalarıyla büyük rol oynayan Hüda-Par'a hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem de Başbakan Binali Yıldırım teşekkür etti. Hüda-Par'ın, bölgedeki yüzde 10'luk oy artışının belirleyici olduğu değerlendirildi. AKP, MHP, BBP ile saf tutan ve Erdoğan ile Yıldırım'ın teşekkür ettiği Hüda Par'ın Parti Programı'nda öne çıkan hükümler şunlar:
*Yeni anayasanın değiştirilemez nitelikte hiçbir maddesi olmamalıdır.
*Askerlik hizmeti zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Vicdani red hakkı, insani temel bir hak olarak tanınmalıdır.
* Türklük dayatmalarına tepki olarak vuku bulan Şeyh Said Kıyamı, Dersim ve Ağrı Ayaklanmaları büyük bir şiddetle ve katliamlarla bastırılmış, bunlar ve Zilan'daki katliamlarla beraber yüz binlercesi öldürülmüş, yaralanmış ve çok daha fazlası da aç ve çıplak bir halde batıya sürgün edilmişlerdir. Bu dönemde yapılan zulüm ve vahşet akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Normalleşmenin gerçekleşmesi ve toplumsal barışın tesisi için; Öncelikle bugüne kadar yapılan zulümlerden dolayı devlet adına özür dilenmeli ve mağdurlara tazminat ödenmelidir.
*Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu nitelemesinden vazgeçilerek Kürtlerin varlığı anayasal olarak tanınmalı, Türkler ve Kürtler, ülkenin asli kurucu halkları olarak kabul edilmelidir.
*Kürtçe, Türkçe ile beraber ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli, Kürtçe aynı zamanda eğitim dili olmalıdır.
* İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan 'Andımız' ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan 'Ne Mutlu Türküm Diyene' gibi yazılar silinmelidir.
*Zulüm ve ayrımcılık uygulamış olan tarihi şahsiyetlerin isimlerini taşıyan okul, kışla, cadde, sokak ve benzeri yerlerin isimleri derhal değiştirilmelidir.
* Başta vatandaşlık tanımı olmak üzere, anayasa ve sistemin bütün resmi literatürüne hâkim olan Türklük esaslı söylem terk edilmelidir.
* İsimleri değiştirilen yerleşim yerlerine eski adları geri verilmelidir.
* Bölgede çok yönlü sorunlara yol açan koruculuk sistemi derhal lağvedilmeli.
* Başta Şeyh Said olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilmeli, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenmelidir. Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanmalı, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler derhal açılmalıdır.
* Medreseler iyileştirilmeli, asli fonksiyonlarına kavuşturulmalı ve medreselerde verilen icazetlere resmi statü tanınmalıdır.
* Katı merkeziyetçi yönetime son verilerek yerel yönetimler güçlendirilmeli ve tüm yerel yöneticiler halk tarafından seçilmelidir.
* İdari yetkilerin bir kısmının yerel yönetimlere devri ile beraber bölge halkının yönetime katılımı arttırılmalı, kendi bölgeleriyle ilgili alınacak kararlarda söz sahibi olmaları sağlanmalıdır. Bu şekilde oluşacak özerk yapı ile merkezi yönetimin vesayeti kırılacaktır.
* Mevcut yapının tabu olarak kabulünden vazgeçilerek eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi yönetim modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilmelidir. Toplumun huzur, refah ve güveni için gerekli olduğunun toplumun çoğunluğu tarafından kabulü halinde bu modeller uygulanabilmelidir.