Eski İstihbarat Daire Başkanı yazdı: Kemal Kılıçdaroğlu tutuklanacak mı?

Eski İstihbarat Daire Başkanı yazdı: Kemal Kılıçdaroğlu tutuklanacak mı?

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı ve Yeni Şafak Gazetesi yazarı Bülent Orakoğlu, "Kılıçdaroğlu tutuklanacak mı?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, iktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak Gazetesi'ndeki bugünkü köşesinde, CHP lideri Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutuklanma ihtimaline değindi.

Orakoğlu, "CHP’nin İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun yargılandığı davaya 3 büyük ülke büyükelçilerinin gelmesi hayra alamet bir konu değil." derken, "Ben Türkiye için endişelenmiyorum. Geçen hafta yeni kurulan bir partinin Genel Başkan Yardımcısı Kılıçdaroğlu’nun tutuklanması ihtimalinin güçlü olduğundan bahsetmişti de onun için mi geldiler diye düşünmüştüm." ifadelerini kullandı. 

Orakoğlu'nun yazısı şu şekilde;

İstinaf Mahkemesi Kaftancıoğlu hakkında, ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’, ‘kamu görevlisine alenen hakaret etmek’, ‘Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret etmek’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen aşağılamak’, ‘Halkı din ve düşmanlığa alenen tahrik etmek’ suçlarından toplamda 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası kararını onayladı.

Son yargı mercii Yargıtay. Kararın ardından Kaftancıoğlu, kişisel Twitter hesabından yaptığı manidar paylaşımda 1 yıl önce bugün, İstanbul seçimlerini kazandıklarını hatırlattı. Kaftancıoğlu yaptığı manidar paylaşımda seçimi kazandıklarının sene-i devriyesinde bu hapis cezasının verilmesini herhalde kasıtlı buluyor. 1 gün önce 1 gün sonra ne farkeder diyemeyeceğim. Bu bir sopa ikazı.

Başka suçlara karışmış ilişkide olduğu bazı kişiler ile ilgili operasyonların devam edeceğinin işaretlerini taşıyor olabilir zannımca. Olmayabilir de. Ancak bu konuda kaleme aldığım 29 Mayıs 2017 tarihli yazımda ‘’ 15 Temmuz Darbe soruşturma raporu neden 27 Mayıs 2017 tarihinde açıklandı” başlıklı yazımda bu konuyu şöyle açıklamıştım: ‘’Darbe Komisyonu Başkanı Reşat Petek, 15 Temmuz soruşturmasının ana detaylarını geçen hafta 27 Mayıs’ta kamuoyu ile paylaştı.

İlginç ve müspet bir tarihte, devlet aklının bir ürünü olarak yapılan açıklamalar, darbelerin anası olarak nitelenen 27 Mayıs 1960 darbesinin 57’nci yılına özellikle denk getirilmişti. Bu tarih asla rastlantı değildi. Zira 15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan ve Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen çatı iddianamesinde darbeci hainlerin 27 Mayıs darbesini örnek aldıkları tespit edilmişti.

Burada verilen mesaj 27 Mayıs’ta darbeciler Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanını asarak şehit etmişlerdi. Başkan Erdoğan’ı da ailesiyle beraber şehit etmek isteyen vatan hainlerini hukuken çok kötü günler bekliyordu.’’ Aynı durum genelde Kaftancıoğlunu da bekliyor olabilir.

Zira dava genelde devletini ve vatanını sevmeyen, ülkesi aleyhine her suçu işleyebilecek tıynette kişilerin yargılandığı İstanbul 37’nci ve 27’nci Ağır Ceza Mahkemelerinde görüldü. Bu heyet, Selahattin Demirtaş, Çağdaş Hukukçular Derneği davalarına da baktı.

İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Gazetesi Davası’nda ‘’Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin, ‘sanıkların suça iştiraklerinin olmadığı, eylemlerinin basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dosya içerisinde mahkumiyetlerine yeterli delil olmadığı, haklarında beraat kararı verilmesi gerektiği’ şeklindeki tespitine katılmak mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Direnme kararına, sanık gazetecilerin suç işlediklerine dair “vicdani kanaat hasıl olduğunu” gerekçe gösteren mahkeme, “Muhalif görüntüsü ile PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin lehlerine yıllara yayılır şekilde haberler yaptıkları konusunda tam bir vicdanı kanaat hasıl olmuştur” ifadelerine yer vermesi ülke güvenliğinin bu dönemde çok ön planda yer aldığına işaret ediyor!!!

KAFTANCIOĞLU DAVASININ MÜDAHİL AVUKATINI KELEŞ MERMİSİYLE KİM TEHDİT ETTİ?

Medya önünde devletin Cumhurbaşkanı’na, devlete ve güvenlik güçlerine karşı çok ağır ifadeler kullanan Kaftancıoğlu bu sayede 100 binlerce tık, tweet beğeni alarak duruşmada ciddi bir şov yapmıştı. Bu şovu Twitter ve İnstagram’da paylaşıp şımarık ve umursamaz bir tavırla “Bunlar benim şahsi görüşlerimdir. Benim için hiçbir şekilde toplumun sinir uçlarını tetiklemem gibi bir kastim yoktur. Bu benim ifade hürriyetimdir” diyerek yaptıklarından ve söylediklerinden pişman olmadığını mahkeme heyetine açıklamıştı.

Ufacık duruşma salonunda şehitlerimiz ve ülkemiz adına müdahil olarak duruşmalara katılan Avukat Cem Kaya ve Hukuk Bürosu elemanları bir köşede sıkışık bir vaziyette duruşmayı izlemeye çalışırken Kafatancıoğlu’nun arkasında CHP Grup Başkanları, Genel Başkan Yardımcıları, avukatlar, baro yetkilileri, ABD, İngiltere, Fransa Büyükelçileri etten bir duvar örerek mahkeme heyetini etkilemeye çalışıyorlardı.

Cem Kaya’ya göre mahkeme başkanı yargılamanın selahiyeti için bu şer güçlere hiçbir prim vermedi. Cem Kaya ve Hukuk Bürosu şehitlerimiz ve devletimiz adına müdahil olduğu için hukuk bürolarına kapalı bir zarf içinde keleş mermisi gönderildi.

Terör örgütleri tarafından telefon açılarak isimsiz mektuplarla eşi ve çoluk çocuğu tehdit edildi. 4 yaşındaki çocuğunu bile tehdit ettiler.(DHKP/C ) CHP’nin İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun yargılandığı davaya 3 büyük ülke büyükelçilerinin gelmesi hayra alamet bir konu değil. Ben Türkiye için endişelenmiyorum.

Geçen hafta yeni kurulan bir partinin Genel Başkan Yardımcısı Kılıçdaroğlu’nun tutuklanması ihtimalinin güçlü olduğundan bahsetmişti de onun için mi geldiler diye düşünmüştüm.