Eski Dostlar

Beşiktaşlılığımızı bizi tanıyanlar iyi bilir. Bunun da ilginç öyküsü var. Ata ninemiz vefatına kadar ailenin direği idi. Hani "ne derse o" sınıfından. İsmet Paşa'cıydı. Fatma Seher'in iki dudağının arasından çıkan aynen uygulanırdı. Aksi mümkün değildi. Demirelci olduğumuz kulağına gidince uzun süre hiçbir şey söylemeden kötü kötü baktı. Ne zaman ki Beşiktaşlılığımız kulağına üflendi kıyamet koptu. Karşısına çağırıp "Bana bak biz Fenerliiz"le -nüfus kütüğümüz- başladı. Siyasi eğilimimize kadar yağladı yıkadı. Hazırola geçmiş çocukluk yaşayan biri olarak bırakın direnmeyi, bacaklarımızı uzatma şansımız bile hiç olmadı. Ünlü demir maşasını nereden fırlatacağı belli olmazdı. Arada bir yüklenmeyi sürdürse de Beşiktaş tutkusundan vaz geçmedik. Allah'a şükrederim ki kollarımda Hakk'a yürüdü. Sevgi dolu bakışlarını, gözlerini kapatana kadar yüzümden ayırmadı. İşte böylesi bir protest Beşiktaşlıyız.

Alışamadık...

Adına bir tür türlü Vodafone Arena demeye alışamadığımız İnönü, Mithatpaşa ya da Dolmabahçe stadındaki kutlamalar sırasında mutluluktan çok hüznü yaşadık Cenk Koray ağabeyimizi, Kâzım Kanat'ı, Şakir Süter'i andık. Bir de ünlü polis müdürü dostum Vedat Cem'i. Süleyman Seba büyüğümüzün yönetiminde görev yaptı. Emekli olduktan sonra Beşiktaş Divan Kurulu'nda uzun süre Genel Sekreterlik'te bulundu. 14. şampiyonluk kupasını görememesi içimizi yaktı. 'Süleyman Baba'lı sofralardaki esprilerini unutmamız mümkün değil. Merhum Seba altın gibi kalbine rağmen çabuk kızardı. Parladığı anlarda paratoner görevini hep Vedat Cem üstlenirdi. Ortalık dirildiği an çalgıcılara işaret edip hemen Eski Dostlar'ı başlatırdı. Süleyman abi şarkının ilk mısraını duyar duymaz, basbariton sesiyle eşlik ederdi. Böylece ortada kızılacak hiçbir şey kalmazdı. Bütün bunları hatırlayınca birilerinin rahmet istediğini anlamışsınızdır. Öte yandan dün toprağa verdiğimiz Valâ Somalı'yı da unutmayalım. Dualarımızı yollayalım. Bana hediye ettiği kitabındaki cümleyi onun için tekrarlayalım: "Babıali'nin Beşiktaş kalelerinden..."i

Özel not: Küllenen köşeleri yeniden harlamak zordur hele aradan 4 yıl geçmişse. Jack Anderson'un ünlü lafıdır; "Tiraj tek tek alınır." Gelen kutlama mesajlarına bakınca moralim düzeliyor. Eski arkadaşlar ve okurlar yeniden ortaya çıkmakta. "Balat efsanesi" Hüseyin Movit'i saygı ve sevgiyle başköşeye yerleştiriyoruz. Aynı ekipten eski polis şefi Yalçın Aktepe, Ümit ile Esat'ı meslektaşımız Erkan Yiğit'i vefa örneklerinden sayıyoruz. İlk yazımızın çıktığı gün Romanya'dan arayan Erkan Eruysal'a şaşırmadık değil. Bu ne istihbarat? Ya Orhan Ayhan büyüğümüz? Türk basın dünyasının vefa örneği. Yeniçağ'a abone olanlardan davamızın önemli ismi Nazif Okumuş'un övgüleri ise ayağa kaldırdı. CHP Milletvekili İlhan Kesici'nin "Aramakta geç kaldım" değişi bir politik zarafet örneği. Daha kimler, kimler...

Yazarın Diğer Yazıları