Eşi ile birlikte enselerine kurşun sıkılarak öldürülen albay İhsan Güven ve Hablemitoğlu cinayetinin katilleri aynı. Toygun Atilla FETÖ ile bağlantısını yazdı

Eşi ile birlikte enselerine kurşun sıkılarak öldürülen albay İhsan Güven ve Hablemitoğlu cinayetinin katilleri aynı. Toygun Atilla FETÖ ile bağlantısını yazdı

2004'te Tuzla'daki öldürülen emekli Binbaşı İhsan Güven ve eşi Sibel Güven'in katil zanlılarının Necip Hablemitoğlu cinayetini işleyenlerle aynı kişiler olduğunu yazan Ünlü Gazeteci Toygun Atilla, FETÖ'cülerin dava sürecine nasıl yön verdiklerini anlattı.

Necip Hablemitoğlu ile birlikte şeriatçı örgütlerin finans kaynaklarını deşifre eden emekli Binbaşı İhsan Güven 2004''te Tuzla''daki evlerinde eşiyle beraber başlarından vurularak öldürülmüştü. Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Toygun Atilla, Binbaşı İhsan Güven ve eşinin öldürüldüğü cinayetin detaylarını yazdı. Güven çifti ile Hablemitoğlu''nun aynı kişiler tarafından öldürüldüğünü yazan Atilla, soruşturmadaki etkili isimlerin FETÖ bağlantılarını açıkladı.

Emekli Binbaşı İhsan Güven ve eşi Sibel Güven''in katil zanlılarının Necip Hablemitoğlu cinayetini işleyenlerle aynı kişiler olduğunu öğrendiğinde yaşadığı öfkeyi "Anksiyetem artıyor, öğürme geliyor, midem bulanıyor. " ifadeleri ile anlatan Atilla 18 yıl önce bu cinayeti takip ederken basına ilk yansıyan detayları şöyle aktardı:

"İBDA-C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi) örgütü üyesi 5 kişi yakalanmıştı. Terörle Mücadele Şubesi kısa bir zamanda cinayeti çözmüştü!

Gazetecilere bilgiler akıyordu. 

''Katiller itiraf etti''

''İBDA-C örgütünün lideri Salih Mirzabeyoğlu''na ''telegram işkencesini-zihin işkencesini'' yaptığı gerekçesi ile İhsan Güven ve eşi öldürülmüştü'' 

''Kimseden talimat almadık. Zuhur diyalektiği çerçevesinde cinayeti işledik''

Yakalanan İBDA-C''lilerin ifadeleri gazete sütunlarına böyle yansıyordu. 

Gerçekten de soruşturma dosyasına giren ifadelerinde bu itiraflar mevcuttu. 

Cinayette kullandıkları silahı denize attıklarını söylemişlerdi ama bu silah İstanbul polisi tarafından bulunamamıştı!" 

Görülen dava sonucu Abdülesalam Tutal, Burak Çileli, Selim Aydın, Emin Koçhan ve Burhanettin Yalçın''ın 2012''de Güven çiftini öldürmek, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçlarından müebbet hapis cezasına çarptırdığını anımsatan Atilla, bu kişilerin çıktıkları tüm duruşmalarda "cinayetle ilgileri olmadığını" söylediklerini belirtti.

Daha sonra Anayasa Mahkemesi''nin bu kişiler hakkında "hak ihlali" kararını verene kadar kimsenin bu savunmayı dikkate almadığını yazan Atilla, Anayasa Mahkemesi''nin, bu kişilerin, hükümlülerin cinayeti işlediklerine dair her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ayrı ayrı beraatlerine karar verdiğini kaydetti. 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi''nde başlayan yeniden yargılamanın Mart 2016''da biitiğini söyleyen Atilla, "Mahkeme heyeti, hükümlülerin cinayeti işlediklerine dair her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ayrı ayrı beraatlerine karar veriyor. 12 yıl bir ömür... Çoğu hücrede geçen bir ömür..." ifadelerini kullandı.

"İtiraf diye servis edilen idam fermanlarını gazetecilere yazdıran üniformalı cellatları düşündükçe midem bulanıyor." diyen Atilla şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz Temmuz ayının son günlerinde Sabah Gazetesi''nden Abdurrahman Şimşek''in yazdığı haberden öğreniyoruz ki, ''Necip Hablemitoğlu''nun katil zanlıları, Binbaşı İhsan Güven ve eşinin de katil zanlılarıydı''  

Kimdi onlar: Eski Özel Kuvvetler mensubu Levent Göktaş, Fikret Emek ve eski MİT mensubu Tarkan Mumcuoğlu...

Araştırıyorum ki, Ankara Cumhuriyet Savcılığı''nın soruşturması gerçekten de bu istikamette ilerliyor. 

Bu ülkede bir cinayetin farklı failler tarafından işlendiğini 18 yıl içinde iki ayrı kez yazmak bir gazeteci için öylesine acı ki..."

Hayatının 12 yılını Güven çiftinin katil zanlısı olarak cezaevinde geçiren Burak Çileli''nin Independent Türkçe''den Cihat Arpacık''a yaptığı açıklamalara değinen Atilla,

KUMPAS DAVALARINDAKİ İSİM: MEHMET KARABÖRK

Cinayet işlendiği sırada evde boya badana yaptığını ve tanıklarının da olduğunu söyleyen Arpacık''ın Mehmet Karabörk''ün kendisini sorgulayan ve tahkikatı yürüten isim olduğunu kaydeden Atilla şöyle devam etti:

"Kim bu Mehmet Karabörk.

Anlatalım

O yıllarda İstanbul Emniyet Müdürlüğü''nde C masasında (aşırı sağ ve dini motifli örgütler) görevli komiser. 

Sonrasında aynı birimde yıllarca görev yapıp emniyet müdürlüğüne kadar terfi etti. Son olarak Adana Terörle Mücadele Şube Müdürü olarak görev yapıyordu.

FETÖ''cü... 

Ergenekon davasının hem tanığı hem sanığı hem de gizli tanığı olan Osman Yıldırım''ın Sincan F Tipi Cezaevi''nde savcı Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ile birlikte ifadesini alan Mehmet Karabörk''tü.

Emekli Albay Hasan Atilla Uğur''a, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve emekli Orgeneral Şener Eruygur hakkında suçlayıcı ifadeler vermesi yönünde telkinler de bulunan da yine Mehmet Karabörk''tü. 

Yıllar sonra Mehmet Karabörk bu kez Adana Terörle Mücadele Şube Müdürü görevindeyken sahneye çıktı. 

MİT TIR''ları soruşturmasında MİT görevlilerinin sahte isimler altında terör örgütü mensubu olarak dinlenmesinin altında da onun ismi vardı. 

Mehmet Karabörk, FETÖ''nün altın çocuklarındandı. Tüm kumpasların altında o vardı."

KARABÖRK''ÜN ABD''YE KAÇIŞI

Mehmet Karabörk''ÜN 15 Temmuz 2016''daki darbe girişiminden 9 gün sonra 24 Temmuz 2016''da tutuklandığını yazan Atilla, "Adana 11.Ağır Ceza Mahkemesi''nde yargılanan Mehmet Karabörk, 3 Ağustos 2017''de hakim karşısına çıktığı ilk duruşmada tahliye oldu! Örgütün en önemli isimlerinden, her türlü kumpasın içindeki Mehmet Karabörk artık serbestti. Mahkeme aylar sonra 7 Ocak 2018''de hakkında tutuklama kararı çıkarttı. Atı alan Üsküdar''ı geçmişti. Mehmet Karabörk ABD''ye kaçmıştı."
 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı''nın yürüttüğü Necip Hablemitoğlu, İhsan Güven ve eşinin cinayetleri soruşturması kapsamında faillerin aynı isimler olduğunu vurgulayan Atilla, 2004 yılında İstanbul Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüklerinde bu tahkikatı yürüten tüm isimlerin teker teker sorgulanıp ifadelerinin alınması gerektiğini söyledi.

 

İlgili Haberler