Eş taşıma şampiyonasında yarışmacılar, 254 metrelik bir parkurda eşlerini çuval gibi taşıyarak suda sıçradı, kütüklerin üzerinden atladı ve çamurda yürüdü. Çoğu yarışmacı, eşlerini baş aşağı ve sırt çantası gibi taşıyarak ellerinin serbest kalmasını sağladı. Bu teknik, en büyük çeviklik ve dengeyi sağlamak için kullanılıyor. Etkinlik, kalabalığın coşkulu alkışları eşliğinde gerçekleşti ve bazı yarışmacılar çamura düşmesine rağmen mücadeleye devam etti.
FİN EFSANESİNDEN GÜNÜMÜZE
Eş taşıma yarışlarının kökeni, 19. yüzyılda Finlandiya’da bir efsaneye dayanıyor. Bu efsaneye göre, Ronkainen the Robber adında bir adam köyleri yağmalayıp kadınları kaçırıyordu. Günümüzde, etkinlik daha kapsayıcı bir hale gelmiş durumda. Cumartesi günü yarışan çiftlerin evli olması veya bir kadın ve erkek olması gerekmiyordu.
BİRA, NAKİT VE EĞLENCE
Yarışmayı kazanan çift, "karısının" ağırlığı kadar bira ve bunun beş katı kadar nakit ödül kazanıyor. Bu miktar, kazanan kadının tahterevalli benzeri bir teraziye oturtulup karşı tarafa bira kasaları dizilerek belirleniyor. New York’tan Wade Porterfield, eşi Sara ile yarıştıktan sonra, "Her yıl eğlenmek için geliyoruz. Kazanma şansımız düşük ama herkes birbirini destekliyor, çok eğlenceli," dedi.
Bu yılki etkinlikte de kazanan çift, nakit ve bira dolu bir ödülle eve döndü, ama asıl kazanılan şey, parkur boyunca yaşanan eğlence ve heyecandı.
