ERZURUM KONGRESİ ÖNCESİ VE SAFAHATI (10 Ağustos 2013)

ERZURUM KONGRESİ ÖNCESİ VE SAFAHATI (10 Ağustos 2013)

ERZURUM KONGRESİ ÖNCESİ VE SAFAHATI

Tarih, bir milletin kanını, hakkını varlığını hiçbir zaman inkâr edemez

İnkisamı vatan mevzuu bahis ve karar olarak vilâyatı şarkiyemizde "Ermenistan" ile, Adana ve Kozan havalisinde Kilikya nam Ermenistan, garbî Anadolu’nun İzmir ve Aydın havalisinde Yunanistan, Trakya’da payitahtımızın kapısına kadar kezalik Yunanistan, Karadeniz sahillerinde "Pontus" krallığı ve ondan sonra kalan bakıyei aksamı vatanda da ecnebi işgal ve himayesi gibi artık 650 senedenberi müstakillen saltanat sürmüş ve tarihi adil ve celâdetini vaktiyle Hindistan hududuna, Afrika’nın ortasına ve Macaristan’ın garbına kadar yürütmüş olan bu milletin esarete, kölelik payesine indirilmesi ve nihayet bu devletin sahifei tarihini kapatarak, mezarı ebediyete defnetmek gibi insaniyet ve medeniyetle ve alelhusus milliyet esasatiyle kabili telif olmıyan emeller câyi kabul ve tasvip bulmuş ve görülüyor ki tatbikat devresi de başlamıştır.
Bu tatbikat bu anda gözümüzün önünde hazin bir surette cereyan ediyor: İzmir, Aydın, Bergama, Manisa ve havalisinde şimdiye kadar binlerle anaların, babaların, kahramanların, çocukların revan olan hûnu pâki, Aydın gibi Anadolu’nun en güzide bir şehrinin Yunanlıların zalim ve ateşin tahribatına kurban olduğu, muhtelif aksamı memleketin İtalyan ve saire işgali altına alınışı ve dahile doğru elim bir surette muhaceret yapılması, elbette gayreti ilâhiye ve gayreti milliyeye dokunmuştur.
Efendiler!
Malûm hakayiktendir ki, tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez. Binaenaleyh böyle bir nikabı bâtılın arkasından vatanımız ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, kanaatler, muhakkak mahkûmu iflâstır ve işte bütün bu menfur zulümlerden ve bu bedbaht acizlerden, tarihimize karşı reva görülen haksızlıklardan müteessir olan vicdanı millî nihayet sayhai intibahını yükseltmiş ve Müdafaai Hukuku Milliye ve Muhafazai Hukuku Milliye, ve Müdafaai Vatan ve Reddi İlhak gibi muhtelif namlarla fakat aynı mukaddesatın temini sıyaneti için tebarüz eden millî cereyan, bütün vatanımızda artık bir elektrik şebekesi haline girmiş bulunuyor.
İşte bu şebekei azimkâranenin vücuda getirdiği ruhu celâdettir ki mübarek vatan ve milletin mukaddesatını tahlis ve himayeye müstenit son sözünü söyliyecek hükmünü tatbik ettirecektir.
Efendiler;
Vaziyeti umumiye ve hususiye hakkında cümlenizce malûm olan bazı hususatı burada tekrar hatırlatmayı faydadan hâli bulmuyorum:
A- Dört aydanberi Mısır’da İstiklâli millînin temin ve istirdadı için pek kanlı vakayi ve ihtilâlât devam ediyor, nihayet İngilizler tarafından bittevkif Malta’ya götürülmüş olan murahhaslar tahliye olunmuş ve Paris sulh konferansına azimetlerine muvafakate mecbur olmuşlardır.
B- Hindistan’da istiklâl için vâsi(geniş) mikyasta ihtilâller olu-yor. Maksadı millîlerine vusul için bankalar, Avrupa müessesatı, demiryolları bombalarla tahrip ediliyor.
Afganistan ordusu da İngilizlerin milliyeti imha siyasetine karşı harbediyor. İngilizlerin bel bağladıkları hudut kabailinin dahi Afganilere iştirak ettiğini ve bu yüzden İngiliz askerlerinin dahile çekilmeğe mecbur olduğunu İngiliz gazeteleri itiraf et-mişlerdir. (Devam edecek)