Erşidin Erdin'den Hükümet medyasına sert tepki!

Erşidin Erdin'den Hükümet medyasına sert tepki!

Doğu Türkistan’daki zulme karşı gerçekleştirdiği eylemleriyle bilinen Erşidin Erkin, Çin’in, baskılarını görmezden gelen ATV muhabirini eleştirdi, “Türklüğü korumak teröristlikse teröristiz.” ifadesini kullandı.

YENİÇAĞ/İSTANBUL

ATV muhabiri Erdal Kuruçay’ın, Uygur Türklerine yapılan zulmü görmezden gelen açıklamalarına yanıt, Erşidin Erkin’den geldi.

Çin zulmüne dikkat çekmek için gerçekleştirdiği eylemlerle tanınan Erkin, Çin devletinin, Uygur Türklerine karşı yaptıklarını sürekli gizlemeye çalıştığına dikkat çekerken, “Urumçi’ye ATV’den bir arkadaş daha gitmişti. O da Doğu Türkistan’daki hayatın Türkler için sıkıntısız geçtiğini ifade etmişti. Daha sonra kendisine gerçekleri anlattığımda, ‘Ben de gördüm ama yazamadım’ cevabını verdi.” ifadelerini kullandı. İşte Erşidin Erkin’in çarpıcı açıklamaları:

“ONLARIN TÜRKLÜKLERİNDEN ŞÜPHELENİYORUM”

“ATV muhabiri Erdal Kuruçay öyle bir şey yazdıysa kendi vicdanını, gururunu sorgulaması lazım. Onların Türk olduğundan ben şüpheleniyorum. Türklük demek, cüzdanda taşınacak bir şey değil. Türk’ü kanımızda, yüreğimizde taşıyacağız. Bakın 2008 yılında Doğu Türkistan’da 35 milyon Türk nüfusu vardı. 2019’da bu sayı 35 milyon… Aradaki fark 10 milyon. Bu 10 milyon nüfus toprağını bırakıp kaçmadı şehit edildi.”

“DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ GERÇEKLERİ GÖRMEMİŞ”

“ATV muhabiri arkadaşımız Doğu Türkistan’a gitmesine gitmiş ama Doğu Türkistan’da yaşanan gerçekleri görmemiş. Doğu Türkistan’da gerçekler gizleniyor. Şu an 3 milyon 5 milyon insan hapishanede yatıyor. Onu mu söyleyecekler? Hani biz kardeştik? Biz kan kardeş değil miyiz? Din kardeşi değil miyiz? Müslümanlıktan laf açıyor ama şu andaki Müslümanlar bizim ellerimizi bağlayıp Çinlilere teslim ediyor. Bizi ölüme terk ediyorlar, satıyorlar bizi. Nerede bu Müslümanlık? Nerede bu İslam Cumhuriyetleri? Müslümanlık bu mu oluyor, bizim kardeşliğimiz nerede?”

“TÜRKLÜĞÜ KORUMAK TERÖRİSTLİKSE TERÖRİSTİZ”

Uygur Türklerinin, Doğu Türkistan’daki yaşam mücadelesine yönelik yapılan ‘terörist’ yakıştırmalarına da değinen Erkin açıklamalarını şöyle sürdürdü. “Biz kimseyi öldürmedik. Doğu Türkistan’da, 1933 yılında 13 milyon nüfus varken, Türkiye'nin 14 milyon nüfusu vardı. Şu anda Türkiye'de 80 milyondan fazla nüfus var, Doğu Türkistan'da 25 milyon… Aradaki farka bakın. Onlar Kur’an okuyan insanlara radikal diyorlar. Kızlarımıza tecavüz ediyorlar. Çocuklarımızın babaları hapishanede ve bu çocuklara sahip çıkacak kimse yok. Bizim Uygur kızlarımızı, Türk kızlarımızı Çinlilerle zorla evlendiriyorlar. Bizlere bu çileler çektirilirken; vicdanımızı, gururumuzu, İslam dinimizi, Türklüğümüzü, namusumuzu, analarımızı, bacılarımızı koruyan biz mi terörist oluyoruz. Namusumuzu, vicdanımızı, Türklüğümüzü, dinimizi, dilimizi korumakla terörist oluyorsak biz teröristiz.”

“DOĞU TÜRKİSTAN DEDELERİMİZDEN BİZE EMANET”

“Bu hak davasına yürüyüş yapıyoruz. Bu yolda ölmek varsa biz hazırız. Ben gerçekleri söyleyerek ölmeye de hazırım. Ben zaten bıktım bu hayattan, böyle yaşamaktan, ölmek daha iyi. Kendi bacılarımızı, kızlarımızı, analarımızı koruyamadım, topraklarımızı koruyamadım. Böyle yaşamaktansa ölmek daha iyi. Biz hiçbir zaman kendi toprağımızı bırakıp kaçmadık. Nasıl bir namussuzluk bu. Diyor ki, Çin topraklarını savunacak kardeşim. Sen kimin toprağını kimden savunuyorsun. Doğu Türkistan toprağı atalarımızın, dedelerimizin bize emanet bıraktığı toprak değil mi? Türk dünyasının ata toprağı değil mi? Ne zaman Çin toprağı oldu. Zaten 70 sene önce girdi Doğu Türkistan'a, 30 senelik anlaşmayla gelmişti. Şimdi bizim evimize giriyor, bizi evden çıkartıyor, bizim kız kardeşlerimize tecavüz ediyor, onları öldürüyor, ondan sonra bize terörist diyorlar.”

“KIZ KARDEŞLERİMİZE NAMUSUMUZA KADAR UZANDILAR”

“Türklerde hiçbir şekilde kaçmak yok. Biz kaçsaydık Doğu Türkistan kalmazdı, dilimiz kalmazdı. Biz Türklük için Müslümanlık için bedel ödemeye hazırız. Hiçbir zaman kaçmadık ve o topraklara sahip çıkacağız diye kanımızı verdik. Savaşalım diyoruz ama savaşamıyoruz. Tırnak makasına kadar her şey bizlere yasak. Her bir aileye aile planlayıcısı diye bir tane Çinli erkek yerleştiriyorlar. O ailede bir tane erkek yok. Erkeklerin hepsi hapishanede. Sadece bize değil; ablalarımıza, kız kardeşlerimize, namusumuza, yattığı yataklara kadar uzandılar.”

“GERÇEKLER BİLİNİYOR AMA GÖRMEZDEN GELİNİYOR”

“Ben 16 yaşımda Kur’an eğitimi aldım diye hapishaneye attılar. Günde iki dilim ekmek, yarım kutu su… Askerler geliyor dövüyor çıkıyor. Bir sene öyle hayatta kalmaya çalıştım. Benden bir iki yaş büyük bir abim vardı. Abim o zamanlar 18 yaşındaydı. Onu da iki sene attılar hapishaneye, o da Kur'an eğitimi almıştı. Sadece Kur'an eğitimi aldı diye iki sene hapiste kaldı ve çıkınca akli dengesini kaybetti. Şu an sırf benim ailemden 15 kişiden fazla insan var hapishanede. Yurtdışında yaşayan her Uygur Türk'ünün ailesinden en az 5 kişi Çin hapishanelerinde. Ama dünya üç maymunu oynuyor, buna sessiz kalıyor, gerçekler söylenmiyor. Gerçekler biliniyor ama görmezden geliniyor.”

İlgili Haberler