DOĞU’nun tamamen Osmanlı’nın elinden çıkmasını, Rus İhtilalinin önlediğine şüphe yoktur. Şubat 1917 İhtilalinden sonra, bazı Rus askerleri cepheyi terk etmeye başlamışlardı. Ekim İhtilali ve Petrograd’daki Bolşevik başarısı, Rus ordusunun Anadolu’dan tamamen çekilmesini sağladı. Kafkasya ve Doğu Anadolu’daki Rus kumandanların emrinde ise sadece subaylar, Rus olmayan Kafkasyalı ve çoğu Ermeni olan birlikler kalmışlardı. Doğu’daki Osmanlı orduları 1917 yılında yeniden toparlandılar, 1918’de saldırıya geçtiler ve Mart ayı sonlarına doğru, 1914’ten beri kaybettikleri toprakların hemen hemen tümünü geri aldılar. Onlar, Rus ve Ermeni subayların komutasındaki Ermeni askerlere ve çetelerine karşı muharebe yürütüyorlardı. Osmanlılar 14 Nisan 1918’de Batum’u, 25 Nisan 1918’de Kars’ı alarak sınırlarını 1877 sınırlarının da ötesine ilerletmişlerdi.
Rus İmparatorluğu’nun çökmesinden sonra, Kafkasya’daki siyasî durum sürekli şekil değiştirdi. İlk etapta Kafkasya’daki üç ülke: Gürcistan, Erme-nistan ve Azerbaycan, Mavera-yı Kafkas Federasyonu adı altında bir birlik kurdular. Resmen Rusya’ya sadakat göstermekle birlikte aslında bağımsızdılar. Yeni kurulan Mavera-yı Kafkas Federasyonu, ilerleyen Osmanlı güçlerinin önü sıra mümkün olduğu kadar çok Anadolu toprağını elinde tutmaya çalışıyordu. 22 Nisan 1918’de resmen bağımsızlığını kazanan Mavera-yı Kafkas Federasyonu Osmanlılarla pazarlık etmeye çalıştı. Fakat Os-manlılar, Ermeni ve Gürcülerin kabul etmediği şartlar öne sürmüştü. Bu-nun üzerine Gürcüler pozisyonlarını sağlama almak için Federasyon’dan istifa edip Osmanlı’nın kıdemli müttefiki Almanya ile anlaştılar. Böylece olası Osmanlı istilasına karşı Almanya’nın garantisini elde etmişlerdi. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Azeri Türkleri ise, zaten aralarında dil ve din birliği olan Osmanlı İmparatorluğu halkıyla kolayca kaynaştılar. Ermenis-tan İtilaf güçlerinin ve özellikle İngiltere ile Amerika’nın yardımına koşmasını bekleyerek bağımsız bir cumhuriyet olmakta direndi. Fakat boşuna beklediler. Ne İngiltere ne de Amerika Ermenistan’a askeri yardım gönderdi. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkınca, Türk millî kuvvetleri en sonunda, Mustafa Kemal’in liderliğinde birleştiler. Kemal’in Doğu’daki sağ kolu olan Kâzım Karabekir yeni bir saldırıya geçti. 1878’de Osmanlı’nın elinden çıkmış olan ve Ermenilerin hak iddia ettiği Kars-Ardahan bölgesini, en sonunda Türkiye Cumhuriyeti geri aldı. Sovyetler de Gürcistan ve Azerbaycan ile birlikte Kafkasya Ermenistan’ını topraklarına kattılar.
Doğu Anadolu’da içteki durum Kürt aşiretleri
Osmanlı İmparatorluğunun son çeyrek yüzyılı, Osmanlı yönetim gücünün Doğu Anadolu’da çok yaygınlaştığı bir süreç oldu. Yeni yollar ve telgraf hatları Osmanlı yönetiminin otoritesini Van, Diyarbakır ile doğudaki diğer vilayetlere ulaştırdı. Osmanlı İmparatorluğunun modern tarihinde ilk kez hükümet görevlileri, Doğu’daki ücra köşelere ulaşıp orada yaşayan halkı nüfus sayımına tabi tutmak ve askerlik kütüğüne kaydetmek imkânı buldular. Yenilenen Osmanlı askeri gücü sayesinde buralarda kanun ve adaletin yerleşmesi sağlandı. Fakat bu askerî güçlerin Birinci Dünya Savaşı sırasında cepheye kaydırılması üzerine, yöredeki asayiş çöktü.