ERZURUM
Şehirdeki Rus otoritesi dağılana kadar, Erzurum’daki Türklerin durumu, hiç değilse Osmanlı’nın doğusundaki diğer bölgelerde yaşayanların durumuna kıyasla daha iyiceydi. Rus yönetimi çözüldükçe Ermenilerin elinde kalan Türkler, ilk önceleri küçük düşürücü hakaretlere, arkasından adam kaçırmalarla hırsızlıklara ve en nihayetinde de katliamlarla ırza geçmelere maruz kaldılar. Türkler sokaklarda saldırıya uğruyorlardı, hattâ başıboş dolaşan Ermeni çetelerine karşı evlerinin içindeyken bile çok az güvendeydiler. Erzurum’daki Müslümanların kıyımının son safhası 10 Şubat 1918’de başladı. O gün, zorunlu hizmette çalıştırılmak bahanesiyle çok sayıda Müslüman toplanarak, Erzurum şehri çıkışındaki Kars Kapısında üzerlerinde bulunan eşyaları çalındıktan sonra öldürüldüler. Şehirde ise evlere zorla girilmiş, gasp edilip yakılmış ve binlerce insan öldürülmüştü.
Osmanlı yetkilileri, şehirde ve çevresinde öldürülenlerin sayısını 8.000 olarak hesapladılar. Bu yetkililer, Erzurum’u “harabeye dönmüş bir kent” diye betimlediler. Osmanlı Ordusunun hızla yetişmesi, Erzurum’u muhtemelen daha büyük felaketlerden kurtardı.
Osmanlı ordu birlikleri Erzurum’a girdiğinde, Ermeniler tarafından öldürülmüş binlerce Müslüman’ın cesediyle karşılaştılar. 12 Mart 1918’de şehrin geri alınmasından 20 Mart’a kadar geçen sürede Osmanlı askerleri, 2,127 erkek cesedi saymışlardı; aramaya ve tasnif etmeye devam ediyorlardı. Bunlar, Osmanlı’nın şehre girmesinden sonraki ilk 8 gün içinde, sadece şehir sınırları dâhilinde bulunan erkek cesetleriydi ve öldürülenlerin yalnızca bir kısmıydı.
KIRSAL KESİMLERDEKİ DURUM
Doğal olarak, köyler de Ermeni hücumlarından kurtulamamışlardı. Erzin-can’daki Yüzbaşı Refik’in anlatımına göre; “Trabzon’dan Erzincan’a kadar, tüm köyler enkaz yığını halindeydiler”. Bu bir abartma olabilir, fakat Ermeni güçlerinin üstünden geçtiği Müslüman köyleri hakkında fikir vermektedir. Amerikan kaynaklarının da kanıtladığı gibi, Hıristiyan köylerine genellikle zarar verilmemişti. En kötü tahribat, Ermenilerin Erzincan’dan Erzurum’a ve Trabzon’dan Erzurum’a doğru çekilme hatları üzerindeki köylerde oldu. Trabzon Erzurum hattındaki tahribattan, Rum çeteleri de kısmen sorumludurlar. Osmanlı askeri raporlarına göre, Erzincan bölgesindeki Ermeni çeteleri kaçmadan önce Yeniköy’de 20 evi yaktılar ve Aşkale’de 35 kişiyi öldürdüler. Hınıs’tan Köprüköy’e kaçan Ermeniler, yolları boyunca rastladıkları köy-lerde önlerine çıkan Müslümanların hepsini öldürdüler. Mamahatun (Tercan) kasabasında ve çevresindeki köylerde, yiyecek depoları harap edildi ve 400 Müslüman’ın katledildiği rapor edildi. Ermeni çeteleri, geri çekiliş yolları üzerindeki Müslüman köylerine çabucak dalıp, bulabildiklerini öldürdüler.
Örneğin Tazegül köyü bir çete tarafından yakılmış ve 30 köylü öldürülmüştü. Benzeri olay, aynı yöredeki Öreni’de de tekrarlandı. Osmanlı Dâhiliye Nezareti de Yusufeli’nde 36, İspir’de 150 ve Köprüköy’de 85 Müslüman’ın katledildiğini bildirdi. Badıcıvan’da 200 kişi öldürülmüş 385 kişi ise yaralanmıştı. (BİTTİ)