Anadolu’daki Ermeni çetecilerin sözünü dinlediği bir makam varsa, o da Müslü-manların haline hiç acımayan ve Osmanlı’nın arzularına boyun eğmeyi hiç düşünmeyen Ermenistan Cumhuriyetiydi. Örnek için bkz: Kafkas Cephesindeki Osmanlı orduları Komutanı VehibMehmed Paşa’nın “Rusya’nın Kafkas Orduları Baş Komutanı” General Perjovalsky’ye mektubu; 2 Şubat 1918.
“l) Erzincan ve çevresindeki köylerde yaşayan Müslüman erkekler, Ermeniler tarafından elleri arkadan bağlanmış vaziyette götürülüp kışlalarda kurşunlanmaktalar.
“2) 28 Ocak 1334 =1918 tarihinde, Erzincan’daki Müslüman erkeklerin birçoğu, Ermeniler tarafından Kilise meydanında toplandıktan sonra, diri diri yakılarak öldürüldü.
“3) Ermeniler hala, Erzincan’daki Müslüman evlerini yakmaya devam etmekteler. Aynı konudan söz ederken, Erzincan’daki İl Konağı ile Yeni Caminin, Zekganç’ın ve çevresindeki diğer köylerin tüm camilerinin akıbetinden söz etmem yeterlidir.
“4) Gümüşhane’nin güneydoğusundaki Teke’de, 15 Ocak 1334=1918 tarihinde Ermeniler tarafından katledilen 6 Müslümanm cesedi yol kenarında bulundu.”
Vehib Paşa’nın bunlara ilaveten başka katliamlar yapıldığını anlatan benzer nitelikte iki mektubu daha belgelerde mevcuttur.
Vehib Paşa, Ermenilerin boşalttığı şehirlere giren birliklerin raporlarını gönderdikleri makamda bulunuyordu ve Ermeni vahşetinin delillerini kendi gözleriyle de görmüştü. İstanbul’daki üstlerine yolladığı kendi raporunda, hazin durumu şöyle anlattı:
Eli silah tutacak yaştaki herkes toparlanıp ‘yol inşaatında çalışmaya’ denilerek Sarıkamış yönüne götürülmüş ve orada boğazlanmıştı. Geriye kalan halk, Ermeniler tarafından Rusların bölgeden geri çekilmesinden sonra, işkence ve katliama maruz bırakıldı ve bir kısmı yok edildi. Cesetleri kuyulara atılarak, evlerde yakılarak, süngüyle parçalara ayrılarak, mezbahalarda karınları deşilerek, akciğerleri karaciğerleri sökülerek ortadan kaldırılmışlardı. Kızlarla kadınlar da her türlü şeytanî davranışlara maruz bırakıldıktan sonra saçlarından asılmışlardı. İspanya’daki Engizisyondan daha fena olan bu vahşetten sağ kurtulabilen pek az insanın 1.500 kadarı Erzincan’da, 30.000 kadarı da Erzurum’da yoksulluk içinde, canlıdan çok ölüye benzer haldeler. Dehşete kapılmış hattâ bazıları aklını kaçırmış vaziyettedir. İnsanlar aç ve yoksulluk içinde, çünkü tüm malları ellerinden alınmış ve tarlaları ekilmemiş haldedir.
Halk, Ruslardan geride kalan bir kaç ambarda buldukları yiyecekle hayatta kalabilecek kadar karınlarını doyurabilmiştir. Erzincan ve Erzurum civarındaki köylerde ise durum en kötü haldedir. Yol üstündeki bazı köyler yerle bir edilmiş, taş üstünde taş bırakılmamış, insanlar tam bir kıyımdan geçirilmiştir.