ERMENİLER'İN YAPTIĞI “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI -14-

ERMENİLER'İN YAPTIĞI  “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI -14-

Anne tarafım Bayazıt’ta, baba tarafımise Van Erciş’te hunharca katledildi

esat-atalay-001.jpg

Amerikan iaşe heyeti şahit olduğu vahşeti, belgede görüldüğü gibi üst makamlarına büyük üzüntüyle bildirir. Araştırıldığı takdirde Amerikan arşivlerinden olayı belgeleyen fotoğraflar temin edilebilir.

Anne tarafım Bayazıt’ta büyük vahşet ve katliama maruz kalırken, aynı tarihte Van Erciş’te de baba tarafım Ermeni katiller tarafından, yaklaşık 40 kişi hunharca katledilerek şehit edilirler. 1915 katliamında Dedem Abdurrahman Çavuşoğlu’nun talebi üzerine devlet tarafından verilen 3 Haziran 1926 tarihli belgede yapılan katliam bütün açıklığıyla görülmekte olup, ilgili belge Van Müze Müdürlüğü’ne bir tutanakla teslim edilmiştir. Van Müzesi’nde yakın zamana kadar 1. katında yaklaşık 100 metrekarelik bir alanda Çavuşoğlu Samanlığı katliamı ve Zeve şehitlerine ait toplu mezarlardan çıkarılan belge ve objeler sergilenmekteydi. Bir gün müzeye gittiğimde müze müdürüne Çavuşoğlu Samanlığı Katliamına ait elimde dedem tarafından kalan 3 Haziran 1926 tarihli mazbata (tutanağı) olduğunu söyleyince büyük heyecanla Müzemize hediye edebilir misiniz deyince, memnuniyetle deyip bir tutanakla kendilerine teslim ettim. Bir müddet sonra müzeye gittiğimde, salonun kapatıldığını ve ilgili belge ve objelerin de müzenin bodrumuna atıldığını öğrendim. Yaptığım araştırmada Aktamar adasındaki kilisenin Restorasyon çalışmaları ve açılışında, Erivan’dan ve diaspora Ermenilerinin Van’a gelişlerinde ola ki Müzeyi gezerler rahatsız olurlar düşüncesiyle, içimizdeki Ermeni severler tarafından kaldırıldığını büyük üzüntüyle öğrendim. Ne kadar acı. Ancak sanal ortamda Van müzesinde Çavuşoğlu ve Zeve şehitlerini görmek mümkün.

  Erciş’te Çavuşoğlu Samanlığı ve yanındaki hanemizde Ermeni Taşnak çeteleri tarafından yapılan katliamda babamın büyük babası Mehmed Efendi(Mamo Ağa), Mustafa Efendi, Osman Efendi, Ali Efendi, Mevlüt Efendi, Salman Efendi, teyzeleri Zinnet, Pamuk, Leyla hanımlar ve isimlerini hatırlayamadığım Çavuşoğlu Samanlığı toplu mezarında çıkarılan 28 kişi vahşice, akıl almaz işkenceler sonunda şehit edilirler. Ermeni vahşetinden kurtulan Abdurrahman dedem, Sündüs nenem ve 5-6 yaşlarında iki oğlu Diyarbakır istikametine doğru kaçarlar. Dedem, çocukları ve Sündüs nenem Diyarbakır’da büyük açlık ve sefalet içerisinde yaşam kavgası verirken, Diyarbakır’da o sıralar çok yaygın olan akrep sokmasından vefat eder. Abdurrahman dedem Muş ve Bitlis’in 1916 yılında  Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurtuluşunun akabinde, Erciş’e dönmeye karar verirler. Dönüşlerinde Baykan-Bitlis arasında günlerce açlık ve yorgunluk içerisinde bitap düşen ve her an Ermeni çetelerinin saldırısına maruz kalma tehlikesi içerisinde bulunan dedem, 5-6 yaşındaki günlerce aç kalan çocuklarını, yiyecek bulurum düşüncesiyle bir dere kenarında bırakır. Dönüşünde bir çocuğunun kayıp olduğunu görünce feryat figan eder. Hayatı boyunca yaşamış oldukları Ermeni vahşeti ve evlat hasretiyle hep acılar içerisinde yaşadı, maalesef çocuğunu da bulamadı.