Ercişlilerin büyük bir bölümü mal varlıklarını geride bırakarak, Adilcevaz yoluyla Bitlis istikametine doğru yola çıkar. Rusların Türk şehirlerini ele geçirdiğini, Ermenilerin de katliamlara başladığını duyan Van, Ahlat, Tutak, Adilcevaz, Muradiye, Çaldıran ve Malazgirt’te yaşayan halk da göçe başlamış, felaketten korunmak amacıyla, bir an önce güvenli bölgelere ulaşmaya çalışmışlardır. On binlerce muhacir, Bitlis Deresi’ni güçlükle geçtikten sonra, kafileler halinde güney illerimize doğru, perişan bir halde aç, susuz, bitkin ve her gün kayıplar vererek yola revan olur. Göç eden Ercişlilerin bir kısmı ağır yol şartlarında, açlık ve Ermeni çetelerin kafilelere ateş açması sonucu yolda hayatını kaybetmiş, cesetleri çürüyene kadar Bitlis deresinde kalmıştır. Bir bölümü ise Silvan ve Diyarbakır’a ulaşmış, bazı aileler buralara yerleşmiş, diğer bölümü ise güney illerimize gitmişler, sadece birkaç aile daha sonra Erciş’e dönebilmiştir. Eskiden Ermenilere yardım etmiş, ortaklık yapmış, iyi komşuluk ilişkilerinde bulunmuş Ercişliler ise Ermenilerin kendilerine herhangi bir kötülük yapmayacağını düşünerek evlerinde kalmayı tercih etmişlerdi. Ancak, böyle düşünen Ercişlilerin sonu; ya tandıra atılarak yakılmak, kazığa çakılmak, derisi yüzülerek uzuvları kesilmek, tecavüze uğrayarak öldürülmek veyahut Çavuşoğlu Samanlığı’nda kurşuna dizilerek öldürülmek olacaktır. Gazzo, Nişan, Simo, Şetrak, Haçço, Hovi, Arankil, Garê, Herê, Kaha ve Manikaha adlı eşkıya başlarının çeteleri Purul (Y. Çınarlı) da 28 Türk’ü yola dizdikleri kazıklara oturturlar. Pulurlu kadınları günlerce aç susuz şekilde bir eve hapseden Mani Kaha çetesi, bu kadınların çocuklarını pişirip kadınlara yedirmiş, daha sonra da bunu söyleyerek kadınların akli dengelerini bozmuşlardır. Yekmal (Tekevler) köyündeki savunmasız çocuk ve kadınları da bir eve doldurduktan sonra ateşe vermişlerdir. Karakilise (Uncular) köyünü basan PertaklıGazzo çetesi birçok kızı iğfal edip, yaşlılara işkence ettikten sonra katliam yapmışlardır. Yollarda rastladıkları bütün Türkmen/Kürt herkesi çeşitli işkenceler yaptıktan sonra öldürmüşlerdir. Katliamları duyup halen sağ kalan Ercişliler de şehir dışına kaçarak dağlarda yaşamaya başlamışlardır.
Ermenilerin Erciş’te yaptığı katliamların sembol ismi olan Çavuşoğlu Samanlığı (günümüzde Çınarlı cad. Öz Erciş Haber gazetesinin bulunduğu alan) katliamdan kaçanların saklandığı yerlerden sadece birisidir. Çavuşoğlu Samanlığına saklanan 19 Türk ve bir Türk gencine sevdalanan Ermeni kızı Pasih başlarına vurulan kesici aletlerle şehit edilirler. Doğu Anadolu’da yaşanmış olan bu facialardan en büyük zararı Müslüman halk görecek, sadece Ermeni saldırılarında 650 bin Türk ve Kürt şehit olacaktır. Felaketin diğer boyutu olan Rus işgali sırasında da, bir buçuk milyona yakın Müslüman yaşadığı toprakları terk ederek batı bölgelerine göç etmek zorunda kalacak, bu göç sırasında ise yarım milyondan fazlası ağır yol şartları ve hastalıklar sebebiyle hayatlarını kaybedeceklerdir.