(…) AKP ve MHP milletvekillerini, hatta diğerlerini de erken seçime gitmekle tehdit ediyorlar.
"Bu tasarı geçmezse erken seçime gidilir, milletvekilliğiniz sona erer. Ona göre oy verin haaa!.."
Bu tehdit çok sayıda milletvekilinin yumuşak karnıdır.
Zira milletvekili olmak avantalı iştir.
Yüksek maaş… Ve görev sona erdiğinde en yüksek emekli maaşı…
Ve emekli olunca bile aile bireyleriyle birlikte ömür boyu sağlık harcamaları ücretsiz. İstediğin hastaneye, istediğin doktora git, cepten bir kuruş çıkmaz.
Onca masraf edip seçilmişler.
Bir erken seçim kararı alındığı takdirde önemli bir bölümü liste dışında kalmaktan korkacak ve oylamalarda "Evet" demek zorunda kalacaktır!
Yapılan hesap budur.
(…)
Bu tezgah hangi ölçüde tutacaktır, bilemeyiz.
AKP iktidarının ortağı olan Bay Devlet Bahçeli konuştu:
"Anayasa değişikliği geçmezse Meclis yenilenmelidir."
(…)
Böyle bir atraksiyonu geçmişte de yapmıştı. Partisi koalisyon hükümetinde idi…
"Erken seçim isterük" diye tutturdu ve kasım 2002'de erken seçim yapıldı. MHP baraj altında kaldı ve Meclis'e veda etti!
Barajı sadece AKP ve CHP geçti. AKP yüzde 33 oyla Meclis'te yüzde 67 sandalye sahibi oldu.
Geçmişteki inanılmaz hatalarıyla AKP'yi iktidara taşıyan yine Bahçeli'dir.
Partisini bu durumlara düşüren genel başkan marifetlerinin hesabını hiçbir zaman veremedi, bundan sonra da veremeyecek.
Emin Çölaşan Sözcü
***
"Yok olmayı" öne çekme tehdidi
-------
… AKP'nin fire verip vermemesinin pek önemi yok. Çünkü AKP'nin toplam oyu 316 ve bu sayı anayasa değişikliğinin Meclis'te kabul edilmesine yetmiyor. Yeterli sayıyı tamamlayacak olan MHP. Zaten Devlet Bahçeli'nin desteği olmasa idi sarayın başkanlık sistemini böylesine dayatması mümkün olmayacaktı.
Erdoğan MHP'nin oyları sayesinde padişah yetkilerine kavuşacak ama bazı MHP milletvekillerinin teklife hayır diyeceğini açıklaması ister istemez bir telaşa yol açtı. Şu ana kadar MHP'nin bilinen isimler dışında fire vermediği görülüyor, buna karşı son oylamada ne olacağını tahmin etmek kolay değil. AKP şüphelendiği milletvekillerini "FETÖ'cü sayılırsınız" diye korkuturken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise milletvekillerini "erken seçimle" tehdit etti.
... Demek ki Bahçeli partisinin milletvekillerinden pek emin değil ki verdiği sözü mutlaka yerine getirmek için artık son çareye başvuruyor. Aslında bu tehdit şu anlama da geliyor; "Ey MHP'liler 2019'dan itibaren Erdoğan'ın vereceği kadrolar ve 5 bakanlıkla devlete biz de ortak olacağız ama siyaset sahnesinden de silineceğiz. Ayağınızı denk almazsanız yok olma tarihini iki yıl önceye çekerim, ayrıca devletteki kadrolardan da mahrum kalırsınız, ona göre."
Bakalım MHP milletvekilleri bu erken seçim tehdidini ve "devlette kadro" havucunu mu ciddiye alacak yoksa cumhuriyet ve demokrasiye sahip mi çıkacak?
Can Ataklı Korkusuz
***
Hangi parti ne istiyor?
-----
Partiler açısından referandum mu, erken seçim mi, sorusuna bakılacak olursa şunlar söylenebilir:
AK PARTİ
AK Parti'nin tercihi ve beklentisi Anayasa değişiklik paketinin Meclis'ten geçmesi ve referanduma gidilmesidir…
CHP
CHP'nin tercihi ise referandum değil erken seçimdir. Parlamenter sistemi savunan CHP, başkanlık sistemini oylamak üzere referanduma gitmektense, erken seçime giderek Meclis'teki gücünü artırmayı yeğleyecektir. CHP, terör olaylarının artması, Suriye'deki savaş, iktidarın FETÖ yanılgısı, ekonomik göstergelerdeki bozulmalar gibi faktörler nedeniyle oyunun arttığı kanaatinde olduğu için erken seçim tercihini açıklamıştır.
MHP
MHP'nin tercihi ise erken seçim değil, referanduma gitmektir. 1 Kasım seçimlerinden sonra MHP'deki muhalefet hareketinin güçlenmesi Genel Başkan Bahçeli ve genel merkez yönetimini ciddi biçimde sıkıştırmış ve sarsmıştı. Parti içi muhalefet hareketi halen devam ediyor. Bahçeli'nin başkanlık konusunda tutum değiştirmesi ve AK Parti'yi teklif sunmaya davet etmesinde, parti içindeki bu gelişmelerin önemli rolü olduğu hâkim bir kanaat. Anayasa değişiklik paketinde seçimin 2019'da yapılacağının hüküm altına alınması da MHP'nin erken seçim istemediğini gösteriyor. Parti içi karışık bir durumdayken erken seçim MHP açısından risktir. Bu nedenle referanduma gidip erken seçim baskısından kurtulmak, 2019'daki seçime kadar da ilçe ve il kongrelerini yaparak delegeleri yenilemek MHP'nin tercih edeceği yoldur…
Fikret Bila Hürriyet
***
Erken seçim inadı
-------
….MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "erken seçim"leri çok sever.
2002 yılında DSP-MHP-ANAP üçlü koalisyonu sırasında da "erken seçim" istemiş ve yüzde 8.3 oy oranıyla baraj altında kalarak Meclis'e girememişti. (CHP o seçimde yüzde 19.4)
2002-2015 arasında Ak Parti tek başına iktidar oldu. 7 Haziran 2015 seçiminden ise "tek parti iktidarı" çıkmadı.
AKP %40.9, CHP %24.8, MHP % 16.2, HDP %13.44…
Bahçeli daha 7 Haziran'ın akşamında "Koalisyon kurmayacağını, erken seçime gidilmesi gerektiğini" söyledi.
1 Kasım seçiminde MHP'nin oyu % 11.9'a düştü, 40 milletvekili kaybetti ve HDP'nin de altında oyla 4'üncü parti haline geldi. (CHP: % 25.3)
***
Aslında MHP Genel Başkanı için; kendi inadı nedeniyle 5 ay içinde 40 milletvekili kaybetmek bir yana, "HDP'nin altında oy almak" tabanına karşı da başlı başına yeterli istifa nedeniydi ama Bahçeli istifa etmedi.
Tam aksine, istifasını isteyen, olağanüstü kongre isteyen ve genel başkanlığa adaylığını açıklayan isimlerle uğraştı. Bu adaylara desteğini açıklayan il ve ilçe örgütlerini feshetti.
İki gün önce Bahçeli bir kez daha "Anayasa değişikliği teklifi parlamentodan geçmezse parlamento yenilenmeli, erken seçim olmalı" dedi.
Ondan bir gün sonra, TBMM'de "yeni anayasa" görüşmeleri devam ederken CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel "Erken seçim kararının hemen alınması gerektiğini, bu karar alınırsa tam destek vereceklerini" açıkladı.
Demek ki 2 muhalefet partisi de erken seçimi düşünüyor.
(…)
MHP Genel Başkanı'nın erken seçim çıkışını konuşmaya bile gerek yok.
Yeni anayasa teklifi parlamentodan geçmezse AKP nasılsa erken seçime gidecektir ama herhalde MHP de bu seçime "kendisini 4'üncü parti yapan genel başkan değişmeden" gitmeyecektir.
Muhalefet partilerinin "ülkelerine güçlü muhalefet kazandırma" görevi vardır.
Güngör Mengi Vatan