Ergun Poyraz ve ''müstahaktır'' rejimi

Refah''ın Gerçek Yüzü''nü yazdı.

Çoban Sülü''yü yazdı.

Takunyalı Führer''i yazdı.

Musa''nın Çocukları''nı yazdı; Musa''nın Gül''ü, Musa''nın Mücahidi, Musa''nın AKP''si''ni…

AKPapa''nın Temel İç Güdüsü''nü yazdı.

Adnan Oktar''ın Gerçek Yüzü''nü yazdı.

Kanla Abdest Alanlar''ı yazı.

Patlak Ampul''ü yazdı.

Diplomasız''ı yazdı.

İhanet ve Darbe''yi yazdı.

Amerika''daki İmam''ı, İndeki Vaiz''i yazdı.

Ve "Hiçbir şeyden çekmedi dünya"

Yazdıklarından çektiği kadar!

*

Sadece kitap isimlerinden dolayı bile her devrin "sakıncalı"sı.

Haddizatında, ülkenin "popüler olmayan en popüler yazarı"; hep en çok satanlar arasında kitapları. En gizli okunanı!

E, okundukça da, kulaktan kulağa bile olsa yayılıyor anlattıkları; içten içe, egemenlere dair olmadık şüphelere sevk ediyor insanları.

*

Refah''ın Gerçek Yüzü, Refah Partisi kapatma davasında delil olarak kullanıldı.

Fetullah''ın Gerçek Yüzü, Gülen hakkında DGM''de açılan davanın delili oldu.

Patlak Ampul, AK Parti''yi kapatma davasının delili…

*

Yazdıklarına "yalan" diyemediler de "devlet sırrı" diye kestiler faturayı çoğu kere.

Keza, kaynağı muhtemelen operasyonun "özel yetkili polisler"ince yerleştirilmiş/üretilmiş veriler de olsa "Devletin savaş imkânlarının tehlikeye sokulması" suçundan dahil ettiler "Ergenekon" yaftalı kumpasa!

6 yıl 9 ayını çaldılar; Silivri''nin rutubetli zindanlarında!

*

Çıktı.

Ciğerlerini oksijenle doldurmaya fırsat bulamadan, bu defa "İplikçi" kitabı yüzünden 87 gün hapse çarptırıldı.

"Ben yedi yıl boş yere hapis yatırıldım. O 87 gün, yattığım süreden düşülsün" dedi ama kendini, yeni bedelini ödemek üzere bulduğu yer bir mezarlıktı.

Elinde bir çalı süpürgesi, 174 saat boyunca Çakırbeyli Köyü Mezarlığı''nda sürdürdü "çer-çöp-kirlilik"le savaşını!

*

Ve önceki akşam…

Evinin önünde…

Bu defa kalemi değil onu tutan eli, düşünceleri değil içinde dev bir kütüphane taşıdığı kafası, göstermeye çalıştıkları değil görmesini sağlayan gözü saldırıya uğradı…

Aracına çarpıldı…

Yumruklandı…

Yerde yattığı sırada otomobille ezilmeye çalışıldı…

Kafatası çatladı.

Eşi görmese, komşuları yetişmese son nefesini verene kadar sürecekti belki işkence!

Bu satırların yazıldığı sırada, hâlâ, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yoğun bakımdaydı.

*

Neden?

İddia ve şu ana kadar gözaltına alınanların kimliklerinden çıkan o ki; Kuşadası Belediyesi''ne yolladığı ve yaptığı son 17 ihaleden 15''ini alan firmanın PKK terör örgütüyle ilişkili olduğunu öne süren ihbar mektubu yüzünden!

*

İktidar hukukla dövüyor; yamakları ve karşıtları taşla, sopayla, tekme, tokat, yumruk ve dahi kurşunla!

Zira hiç kimse çarkına çomak sokulmasına tahammül edemiyor; o çomak, iyinin, doğrunun, gerçeğin, hakkın, adaletin, vicdanın ta kendisi olsa bile!

*

Tahammülsüzlüğün, artık tek kesime has bir musibet olmadığı; yazık ki genele şamil hale geldiği şerhini de düşmek kaydıyla; maruz kaldığımız şiddet ikliminin birinci derecedeki sorumlusu şüphesiz ki siyasi iktidar.

Korku, bu iktidar döneminde gayriresmi meşruiyete sahip, fiili bir yönetme metodu haline geldi;

Ve dahi sindirme…

Hizaya sokma…

Had bildirme…

Ağzı burnu dağıtılan "muhalif" ise, bu nevi saldırılar, bu iktidar döneminde, sebepten de, failden de azade biçimde yapanın yanına kâr garantili hale geldi.

Ki en çılgın "köi" projesi buydu belki;

"Müstahaktır" rejimi inşa edildi!

Herkesin bildiği sırlardan müteahhitleri!

*

Geçmiş olsun Ergun Poyraz.

Geçmiş olsun Perihan Poyraz.

Dilerim, intihar bombasına dönüşmesin umutlarımız!

////////////////////////////

BEYAZ HOCA''YA VEDA…

---

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz vefat etti.

"Öteki dünya"yı sözüm ona herkesten iyi bilenler, sözde herkesten çok korkanlar Allah''tan; naaşı üzerinde tepinip duruyorlar!

Öğrencilik yıllarımda, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı''nın haftalık söyleşilerinde rastlardım bazen Beyaz''a.

Benim kutup yıldızım merhum Necdet Sevinç''in hemşehrisi, yakın dostuydu; telefon sohbetlerine kulak misafiri olurdum sıklıkla.

Damarlarında her dem Şahin Bey''in, Karayılan''ın kanı akan bir Antep delikanlısıydı; her deminde ömrünün.

"Fatiha okumayı bilmeyen(!)" Türk Milliyetçilerinin sevgili hocasıydı.

Zeka, ironi, espiri kaldıramayacak kadar yoz bir iklime biraz fazlaydı…

İyi bilirdim.

Allah rahmetiyle muamele etsin.

Yazarın Diğer Yazıları